"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
HÜKÜM/KARAR : Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin kararın davacılardan ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; Suşehri ilçesi N.Karaağaç köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 126 ada 24 parsel sayılı taşınmazın kendi adına, 126 ada 25 parsel sayılı taşınmazın davalı adına tespit ve tescil ediliğini ancak taşınmazının bir kısmının hatalı olarak davalı parsel içinde bırakıldığını öne sürerek keşifte göstereceği bölümün tapu kaydının iptali ile adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle, kadastro tespitinin doğru yapıldığını, dava konusu bölüme zilyet olduğunu, davacı tarafın iddialarının yersiz olduğunu belirtilerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/07/2013 tarihli 2011/82 Esas 2013/216 Karar sayılı kararıyla, davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın Cumhuriyet Savcılığının soruşturma dosyasında hazırlanan fen bilirkişi raporunda gösterilen 92.44 metrekarelik kısmın ifrazen ayrı bir parsel numarası verilerek davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 23.02.2016 tarihli 2015/13148 Esas 2016/1693 Karar sayılı kararı ile; ” yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu açıklanarak, davalı tarafın süresinde tanıklarının ismini bildirmiş ve davetiye gider masrafını yatırdığı halde keşfe davalı tanıklarının davetiye ile çağrılmadığını, bilirkişi raporunun davalıya tebliğ edilmediğini, taşınmaz başında 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları huzurunda yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu yerin geçmişte kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri kullanıldığı hususlarının sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmesi, beyanlar arasında çelişki ortaya çıktığı takdirde çelişkinin giderilmeye çalışılması, fen bilirkişisinden talep edilen yerin neresi olduğu, yerel bilirkişilerce ve tanıklarca gösterilen sınırların neresi olduğunu gösterir keşfi izlemeye elverişli rapor istenmesi daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” belirtilerek bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen karar
Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/06/2020 tarihli 2016/657 Esas 2020/169 Karar sayılı kararıyla; dosyada toplanan delilerden davacı tarafın dava konusu bölüme zilyet olmadığı, davacı tarafın iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılardan ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
E. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, keşifte dinelen mahalli bilirkişi ... ...’in aynı zamanda tespit bilirkişi olduğunu bu sebeple tutanak aksini söylemeyeceğini, bozma ilamında üç mahalli bilirkişi dinlenmesinin gerektiği belirtildiği halde mahalli bilirkişilerden biri tutanak bilirkişisi olduğundan bozmaya aykırı olarak iki yerel bilirkişi dinlendiğini, iki mahalli bilirkişinin ise ortak sınırı bilmediklerini beyan ettiklerini dolayısıyla Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin eksik olduğunu, verilen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
F.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. Maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(TMK) 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
3. Değerlendirme
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurulları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafın temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 125.50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.