Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5450 E. 2022/8380 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili davasında, imar ve ihya yoluyla kazanmanın yasal koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İmar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren davanın açıldığı tarihe kadar yirmi yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmadığı ve bozma kararında belirtilen husumet yönlendirmesi eksikliğinin giderildiği gözetilerek, yerel mahkemenin ret kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tescil davasında verilen kararın Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmasına dair verilen karara Mahkemece uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, Eşme Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünü imar ve ihya ettiğini, taşınmazın tarım arazisi niteliğinde olduğunu, 1971 yılından itibaren su ve sel baskınlarına maruz kalmadığını, aktif dere yatağı ve etkisinden kurtulmuş olduğunu ve 20 yıllık zilyetlik süresinin de dolduğunu ileri sürerek tescil isteğinde bulunmuştur.

II. CEVAP

Davalılar, savunma getirmemişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin geçmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 03/12/2018 tarihli, 2016/1412 Esas, 2018/7279 Karar sayılı kararıyla; "TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca bu nitelikteki davalarda Hazineye ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine husumet yöneltilmesi gerekmektedir. Somut olayda dava, Hazine ve Tüzel Kişiliği hasım gösterilerek açılmıştır. Ancak; hükümden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi gereğince çekişmeli taşınmaz bölümünün bulunduğu Sakarya Büyükşehir Belediyesi'nin sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiş, aynı Kanun'un Geçici 1/13. maddesine göre de büyükşehir belediyesi olan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belde belediyeleri ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır. Taraf teşkili dava şartlarından olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemez. Hal böyle olunca, öncelikle ... ile ...'na husumet yaygınlaştırılıp dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmalı, daha sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 14/01/2021 tarihli, 2019/37 Esas, 2021/33 Karar sayılı kararıyla; ... ile ...'na husumet yaygınlaştırılmış, davaya konu edilen taşınmazın Karaçay deresinde 2011-2013 yılları arasında yapılan ıslah çalışmaları sonunda dere yatağı etki alanından çıktığı, taşınmazın 10 yılı aşkın süredir tarımsal amaçlı olarak işlendiğine ilişkin bilirkişi görüşü ve taşınmaz üzerine davacının 10 yıl kadar önce meyve ağaçlarını diktiğine ilişkin mahalli bilirkişi beyanı dikkate alındığında, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, taraf teşkili sağlanmaksızın, keşif yapılmaksızın, davacı tanıklarının tamamı dinlenmeksizin karar verildiğini, fen bilirkişi raporunda taşınmazın 1994 tarihli hava fotoğraflarında tarım arazisi niteliğinde göründüğünün belirtildiğini, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin 1985 yıllarına dayandığının ve taşınmazın, davacı ile babası tarafından 1990 yılının başlarında satın alındığının davacı tanığı olarak dinlenen Şevki'nin beyanları ile sabit olduğunu, delillerin eksik toplandığını, kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

(IV/2.) no.lu paragrafta belirtilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya, bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.