"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : OF ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen kararın, davacı vekili ile davalılardan ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacı vekili ile davalılardan ...’ün istinaf başvurularının kabulüne ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkilinin kardeşi olduğunu, dava konusu 154 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tarafların murisi olan babaları ...’den miras yoluyla evlatlarına kaldığını, ...’in ölümünden sonra terekesinin taksim edildiğini, üzerinde 3 katlı ev bulunan dava konusu taşınmazın zemininin taksimen müvekkiline kaldığını, taşınmaz üzerinde bulunan evin ise 1. katı haricindeki kısımlarının müvekkiline, 1. katının ise davalılardan ...’a ait olduğunu, ancak kadastro tespiti sırasında taşınmazın zemininin müvekkili ile birlikte müştereken davalılar adına tespit ve tescil edilip, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine ise, taşınmaz üzerinde bulunan evin müvekkili ile davalılardan ...’a ait olduğunun şerh verildiğini ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın tamamının müvekkili adına tescilini, taşınmaz üzerinde bulunan evin ise 1. katı haricindeki kısımlarının müvekkiline ait olduğunun, tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan evin inşasına ilk defa kendisinin başladığını, bodrum ve zemin katı bitirdikten sonra davacının kendisine Almanya’dan para gönderdiğini ve bu para ile kendisinin davacıya ait olmak üzere bir kat daha inşa ettiğini, bilahare davacının Almanya’dan döndükten sonra kendisine sormadan kendi adına bir kat daha inşa ettiğini, davacının yalnızca 2. ve 3. katta hakkının olduğunu, evin bodrum katı ile 1. katını kendi parası ile kendi adına yaptırdığını, taşınmazın zeminini de mirasçılar arasında yapılan taksim sözleşmesine göre davacı ile ortak olarak kullanmaları gerekirken, davacının kendisini bahçeye sokmak istemediğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Diğer davalılar tarafından davaya cevap verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/02/2018 tarihli, 2015/595 Esas, 2018/70 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın tarafların müşterek murisi olan babaları ...’den geldiği, dosya arasında bulunan taksim sözleşmesinde murisin tüm mirasçılarının imzaları bulunmadığı için hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, davacının taşınmazın taksimen kendisine kaldığına yönelik iddiasını kanıtlayamadığı, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan evin 1. katının davalı ... tarafından, 2. ve 3. katının ise davacı tarafından yaptırıldığı, mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanlarına göre ise, yöredeki örf ve adet gereği bodrum katının daire sayısına göre paylaşıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, dava konusu 154 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali istemine yönelik davanın reddine, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki şerhin iptali ile taşınmaz üzerinde bulunan evin 1. katının davalı ...'e, 2. ve 3. katların davacı ...'e ait olduğunun ve kömürlük olarak kullanılan bodrum katının daire başına 1 pay kabul edilmek suretiyle 1/3 payının davalı ...'e, 2/3 payının ise davacı ...'e ait olduğunun beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili ile davalı ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin Kaldırma Kararı
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 16/11/2018 tarihli ve 2018/1104 Esas, 2018/1511 Karar sayılı kararıyla; dosya arasında bulunan taksim krokisinin ihtilafın çözümü açısından dikkate alınması gerektiği halde taksim krokisinin keşifte uygulanmadığı, Mahkemenin kabulünde olduğu üzere, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat niteliğindeki bağımsız bölümlerin aidiyeti konusunda da taraflar arasında ihtilaf bulunduğu, Mahkemece mahallinde yapılan keşifler sonrası inşaat mühendisi bilirkişiden aldırılan rapordan, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapının bodrum, zemin ve 2 kattan ibaret olduğunun anlaşıldığı, buna karşın davalı ...'un binada ayrıca bir çatı katının bulunduğunu iddia ettiği, nitekim rapor ekindeki fotoğrafta da bir çatı katının bulunduğu görülmesine rağmen, çatı katının var olup olmadığı, çatı katının niteliği itibariyle bağımsız bölüm olarak kullanılabilecek ayrı bir kat mı, yoksa taşınmazın ortak kullanım alanlarından olan çatı niteliğinde mi olduğu hususunda inşaat mühendisi bilirkişiden rapor aldırılmadığı ve bu hususun Mahkemece tartışılmadığı belirtilerek, Mahkemece açıklanan hususlara ilişkin olarak araştırma ve inceleme yapılması gerektiği gerekçesiyle, davacı vekili ile davalı ...’un istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ayrı ayrı kabulüne, Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/02/2018 tarihli 2015/595 Esas, 2018/70 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere kararı veren Yerel Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/05/2019 tarihli 2018/535 Esas, 2019/266 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın tarafların müşterek murisi olan babaları ...’den geldiği, dosya arasında bulunan taksim sözleşmesinin Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrası mahallinde yapılan keşifte uygulandığı, taksim krokisine göre dava konusu taşınmazın davacı ile davalı ...’e bırakıldığının anlaşıldığı, taşınmaz üzerindeki muhdesatın inşaat mühendisi bilirkişi raporunda zemin kat olarak belirtilen bölümünün davalı ... tarafından, 1. ve 2. katların ise davacı tarafından yapıldığının sabit olduğu, yine aynı rapora göre çatı arasının bağımsız bölüm niteliğinde olmadığı, her ne kadar çatı katı şeklinde ifade edilen bölüm, ana binanın merdiveni ile ulaşımı sağlanan çatı arası katı olsa da bu kısmın ayrı bir bağımsız bölüm olarak kanunen kullanılamayacağı, bu nedenle bu kısım çatı eğimi içerisinde kalmak şartıyla, altındaki bağımsız bölüme ait ve fiziken bu bölümle içeriden irtibatlı bir mahal olarak kullanılabileceğinden, çatı katının da altındaki bağımsız bölümün sahibi olan ...'e ait olduğu kanaatine varıldığı, bodrum katının ise binanın ortak kullanım alanlarından olduğundan, daire başına 1 pay kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, dava konusu 154 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali istemine yönelik davanın reddine, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki şerhin iptali ile taşınmaz üzerinde bulunan evin zemin katının davalı ...'e, 1. ve 2. katlar ile çatı katının davacı ...'e ait olduğunun ve depo olarak kullanılan bodrum katının ise binanın ortak alanı olması sebebiyle, daire başına 1 pay kabul edilmek suretiyle 2/3 payının davacı ...'e, 1/3 payının ise davalı ...'e ait olduğunun beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmiştir.
4. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karara Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili ile davalı ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
5. İstinaf Nedenleri
5.1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı kardeşleri adına kayıtlı bulunan hiçbir taşınmazın müşterek tapusu olmamasına rağmen dava konusu taşınmazın müvekkili ile davalılar adına müştereken tespit ve tescil edildiğini, davalı ...’un arazide hakkının bulunmadığını, davalının yalnızca taşınmaz üzerinde bulunan 1 adet daire üzerinde hakkının bulunduğunu, yargılama sırasında davalı ...’un taşınmaz üzerinde bulunan evde değişiklikler yapmasına rağmen bu hususta Mahkemece herhangi bir önlem alınmadığını, ayrıca Mahkemece vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin de yanlış hesaplandığını ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
5.2. Davalı ... istinaf dilekçesinde özetle; Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 4. maddesine göre, çatılar, bacalar, yağmur olukları ve ortak kullanma, korunma veya faydalanma için zaruri olan diğer yerler ve şeylerin ortak yerlerden olduğunu, çatı katı da bu madde uyarınca ortak yerlerden olmasına ve çatı katına ortak merdivenlerden çıkılmasına rağmen, Mahkemece çatı katının yalnızca davacıya ait olduğunun taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilmiş olmasının isabetsiz olduğunu, yine bodrum katı yalnızca kendisinin emek ve masrafı ile yapılmış olmasına rağmen, Mahkemece bodrum katının yalnızca 1/3’ünün kendisine ait olduğunun tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verildiğini ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, kararın açıkladığı nedenlerle düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
6. Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 16/01/2020 tarihli ve 2019/2187 Esas, 2020/66 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın öncesinde tarafların müşterek murisi ... Öztürk'e ait olduğu noktasında taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı gibi, bu hususun tüm dosya kapsamı ile belirli olduğu, somut olayda davacının taksime dayandığı ancak ispat yükü üzerinde olan davacının dava konusu taşınmazın mirasbırakan ... mirasçıları arasında usulüne uygun olarak paylaşıldığını ve yapılan paylaşım sonucu taşınmazın kendi payına düşüp davalıların taşınmazda terekeden gelen hakkı bulunmadığını ispat edemediği, yine gerek kaldırma öncesi gerekse kaldırma sonrası yapılan keşifler sonucu alınan inşaat bilirkişi raporlarına göre, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat niteliğindeki 4 katlı binanın bodrum, zemin ve 2 normal kattan oluştuğunun anlaşıldığı, inşaat bilirkişi raporlarında zemin kat olarak, taraf iddia ve savunmalarında ise 1. kat olarak bildirilen bağımsız bölümün davalı ... tarafından meydana getirildiği ve ona ait olduğunun taraflar arasında ihtilaf konusu olmadığı, öte yandan inşaat bilirkişi raporunda normal 2 kat, taraf beyanlarında ise 2. ve 3. kat olarak bildirilen bağımsız bölümlerin ise davacı ...'e ait olup onun tarafından meydana getirildiğinin yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından anlaşıldığı, bu nedenle davacı vekili ile davalı ...’un sair istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, ne varki inşaat bilirkişilerin raporunda bodrum, taraf beyanlarında ise bodrum kat olarak belirtilen bağımsız bölüm yönünden Mahkemece binanın ortak kullanım alanı olup daire başına 1 pay hesabı üzerinden, yine çatı katının ise altında ki bağımsız bölüme ait ve fiziken bu bölümle içeriden irtibatlı mahal olarak kullanılabileceği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, hükme esas alınan inşaat bilirkişi raporundan, binanın çatı katı olarak tabir edilen bölümünün çatı arası olarak değerlendirilebileceği, çatı aralarına bağımsız bölüm oluşturulamayacağı, bu kısmın çatı eğimi içinde kalmak şartı ile altındaki bağımsız bölüme ait ve bu bölümle irtibatlı bir mahal olarak kullanılabileceği ancak mevcut durum itibariyle böyle bir kullanım imkanının da bulunmadığı, bu kısmın mevcut durumu itibariyle 2. normal kat tavan betonu ve çatı örtüsünden ibaret olup içerisinde başka bir imalat bulunmadığı anlaşıldığından, söz konusu çatı katı olarak tabir edilen bölümün ayrı bir bağımsız bölüm ve böylelikle muhdesat niteliğinde bulunmayıp, binanın ortak alanı olduğu anlaşılmasına rağmen, Mahkemece anılan bölümün ayrı bir muhdesat şeklinde şerhine karar verilmesinin, yine inşaat bilirkişilerin raporunda bodrum, taraf beyanlarında ise bodrum kat olarak geçen muhdesat yönüyle, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından, anılan bölümün davacı ile davalı ... tarafından ortak şekilde kullanıldığı ve bu bölümün inşaat bilirkişi raporuna göre de ortak kullanım alanı olduğu, eldeki davanın ise Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre açılan bir dava olmayıp, kadastro öncesi nedene dayanmakla 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 19/2. maddesi hükmü kapsamında değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu, anılan bölüm yönünden Mahkemece davacı ve davalıya eşit oranda pay verilmesi gerekirken, bağımsız bölümlerin sayısına oranlama yapılarak hüküm kurulmasının ve yine davanın niteliği ve harcın tamamlandığı gözetilerek vekalet ücretinin kabule karar verilen bölümlerin değeri itibariyle nispi olarak belirlenmesi gerekirken, davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin, kabul edilen bağımsız bölümlerin değeri itibariyle alınması gerekli karar ve ilam harcının eksik olarak hesaplanmasının da isabetsiz olduğu gerekçesiyle, davacı vekili ile davalı ...’un istinaf başvurularının yukarıda açıklanan gerekçeler ile sınırlı olmak üzere kabulüne, Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/05/2019 tarihli, 2018/535 Esas, 2019/266 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmesine, bu cümleden olarak; davanın kısmen kabulüne, dava konusu 154 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline yönelik talebin reddine, taşınmazın beyanlar hanesinde yazılı bulunan şerhin iptali ile yerine “Krokisinde konumu gösterilen 4 katlı binanın 01/04/2019 tarihli inşaat bilirkişi raporunda bodrum kat olarak belirtilen bölümünün davacı ... ile davalı ... tarafından meydana getirildiği ve adı geçenlere eşit paylarla ait olduğunun, aynı raporda zemin kat olarak belirtilen bağımsız bölümün davalı ... tarafından meydana getirildiğinin ve ...'e ait olduğunun, aynı raporda normal 1. ve 2. kat olarak belirtilen bağımsız bölümlerin ise davacı ... tarafından meydana getirildiğinin ve davacı ...'e ait olduğunun” tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh edilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı süresi içerisinde, davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı kardeşleri adına kayıtlı bulunan hiçbir taşınmazın müşterek tapusu olmamasına rağmen dava konusu taşınmazın müvekkili ile davalılar adına müştereken tespit ve tescil edildiğini, taşınmazda davalıların hiçbirisinin hakkının bulunmadığını, Bölge Adliye Mahkemesince taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine bodrum katının davalı ... ile ortak olarak meydana getirildiğine dair şerh verilmesinin yerinde olmadığını, yörede bodrum katının daire sayısına göre bölündüğünü, yine taşınmaz üzerinde bulunan binanın çatı katının da muhdesat niteliğinde olup, müvekkili tarafından meydana getirildiğini, yargılama giderlerinin çoğunun taraflarına yükletilmesine karar verilmesinin de yerinde olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda Trabzon ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 154 ada 2 parsel sayılı 497,63 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, taşınmaz üzerindeki evin ... evlatları ... ve ...’e ait olduğu şerhi yazılarak, irsen intikal, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 14 pay itibariyle 5’er payı ... ve ..., 2’şer payı ise ... ve ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Dava; kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.”
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 19/2. maddesi; “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir.” hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV/6.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, 10/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.