"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda Yerel Mahkemece asıl dava yönünden; dava konusu taşınmazda davanın açıldığı tarihte davalı adına olan tapu kaydının iptali ile, davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi gerektiğinin tespiti ile, taşınmazın davacı tarafından 3. kişiye devredildiği, asıl dosyada davacının tescil talebi yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile tescil yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davada tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde taraf vekillerince duruşma istemli olarak temyiz edilmekle, duruşma günü olarak saptanan 19/01/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı/birleştirilen davada davacı ... ve vekili Avukat ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen davacı/bireştirilen davada davalı İstanbul ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü
I. DAVA
Asıl davada davacı ..., ... parsel sayılı taşınmazın tamamının 775 sayılı Gecekondu Yasası gereği davalıya tahsis edilerek, 08/10/1991 tarihinde tapuda davalı adına tescil edildiğini, 26/10/2005 tarihinde mahallinde yapılan araştırmada taşınmazın boş ve işgalsiz olduğunun tespit edildiğini, tahsis sahibinin 775 sayılı Yasa'nın 27. maddesine aykırı davranması nedeni ile yapılan tahsis işleminin iptal edildiğini, söz konusu parselin Belediye adına tescil edilebilmesi için davalıya tebligat gönderildiğini, ancak tebligat yapılamadığını, bu nedenle gazetede iki kez ilan edildiğini, davalının bugüne kadar ferağ vermediğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Birleştirilen davada davacı ..., 1980 yılında birçok kişi gibi arsa tahsis talebi ile Gaziosmanpaşa Küçükköy Belediye Başkanlığına başvurduğunu, gerekli ödemeler yapıldıktan sonra ... nolu parselin kendisine tahsis edildiğini, 08/10/1991 tarihinde ise tahsis edilen taşınmazın adına tescil edildiğini, daha sonra tahsis işleminin davalı ... Belediyesi tarafından kötü niyetli olarak 27 yıl sonra 09/08/2006 tarihinde alınan karar ile iptal edildiğini, aleyhine GOP 1. ASHM'nin 2007/183 E., 2008/146 K. sayılı tapu iptali ve tescil davası açıldığını ve davalı ... adına tescil kararı verildiğini İBB vekili tarafından telefon ile ulaşılması sonucu öğrendiğini, öğrenir öğrenmez yasal yollara başvurduğunu, söz konusu hükmü temyiz ettiğini ve kararın lehine bozulduğunu, buna rağmen davalı İdarece taşınmazın üçüncü kişilere satışı için aceleyle ihaleye çıkarıldığını, bu süreçte dava konusu taşınmaz iş bu davanın davalısı Büyükşehir Belediyesi adına daha sonra bozulan mahkeme kararı ile tescil edilmişse de, kendisinin dava konusu taşınmaz için 3. bir kişiye satılana kadar, emlak ve arsa vergisini bu husustan haberdar olmaksızın ödemeye devam ettiğini, dava konusu taşınmazın hukuken artık mülkiyetine geri dönmesine olanak kalmadığını ileri sürerek, tarafından yersiz ödenen vergiler için dava tarihi itibarı ile güncellenmiş değerleri veya ödeme tarihlerinden itibaren ödeme tutarlarına uygulanacak yasal faizi ile birlikte şimdilik 5.000,00 TL , yine tarafından dava konusu taşınmazın tahsisi için ödenen bedelin dava tarihindeki rayiç değerinin, olmadığı takdirde denkleştirici adalet ilkesi gereğince faiziyle hesaplanarak yine talep artırım ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 300.000,00 TL olmak üzere toplamda 305.000,00 TL maddi tazminatın davalı İstanbul Büyükşehir Belediyesinden tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Asıl davada davalı ..., 1980 yılında Gaziosmanpaşa Küçükköy Belediye Başkanlığına başvurduğunu, taşınmazın bedelinin bir kısmını peşin kalan taksitleri de gününü aksatmaksızın ödediğini, 18/09/1991 yılında taşınmazın adına tescilinin yapıldığını, toplam 250.170 TL ödeme yaptığını, hakkındaki tahsis işleminin kötü niyetli olarak davacı idare tarafından iptal edildiğini, o dönemlerde ekonomik olarak sıkıntılı dönemler geçirmesi nedeni ile taşınmazın inşaasına başlayamadığını, 2016 yılı dahil olmak üzere arsaya ait tüm vergileri eksiksiz bir şekilde ödediğini, davacı idarenin kendi adına yolsuz tescil edilen taşınmazı hukuka aykırı olarak ihale ile satarak kötü niyetli bir şekilde elden çıkarma yoluna gittiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen davada davalı İstanbul ..., ... parsel sayılı taşınmazın ... adına tahsisinin yapıldığını, ancak tahsis ilgilisinin 775 sayılı Yasa'nın 27. ve Uygulama Yönetmeliğinin 15. maddesine aykırı davrandığının belirlendiğini, bu nedenle Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce kesinleşen kararla taşınmazın Belediye Başkanlığı adına tesciline karar verildiğini, zilyetlikle de ilgisinin olmadığını, Fonlar İhale Yönetmeliğinin 38.maddesine göre açık teklif usulü ile satış işleminin yapıldığını, ... ... ... adına tescil edildiğini, taşınmaza ait ruhsat başvurusu yapılmadığını, imar planlarında konut alanında kaldığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 09/04/2008 tarihli ve 2007/183 E., 2008/146 K. sayılı kararıyla; 775 sayılı Yasa'ya göre edinilen taşınmazda davalının yine aynı Yasa gereği tahsis ve tescil tarihinden itibaren en geç 1 yıl içinde konut yapımına başlaması ve önceden tespit edilen plana göre nüve kısmını en geç 2 yıl içinde bitirmesi gerekmekte iken 10/03/2008 günü yapılan keşif sonrası bilirkişi tarafından hazırlanan raporda taşınmazın boş olduğu belirlenmekle; Yasa'da belirlenen taşınmazın iade koşullarının somut olayda gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 01/12/2015 tarihli ve 2015/11293 E., 2015/13911 K. sayılı kararıyla; ‘’Hâl böyle olunca, davalıya usûlüne uygun olarak dava dilekçesinin tebliği ile taraf teşkili sağlandıktan sonra yanların gösterecekleri kanıtların toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlanmaksızın işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
Mahkemenin 08/10/2020 tarihli ve 2016/533 E., 2020/331 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın, Gaziosmanpaşa Belediye Encümeninin 19/09/1991 tarihli, 1314-1303 sayılı kararı ile davalıya tahsis edildiği, tahsis işlemi nedeniyle taşınmazın 08/10/1991 tarihinde davalı adına tescil edildiği, tescil tarihinden sonra taşınmazda herhangi bir binanın yapılmadığı, 26/10/2005 tarihinde davacı tarafından taşınmazın boş ve işgalsiz olduğunun tespit edildiği, yine Mahkemece yapılan keşifte de, taşınmazın üzerinde herhangi bir yapının bulunmadığının anlaşıldığı, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlığının 06/11/2017 tarihli yazısına göre, dava konusu taşınmaz için herhangi bir ruhsat başvurusunun bulunmadığı, imar planlarında taşınmazın konut alanında kaldığı, dolayısıyla, imar planı açısından inşai faaliyette bulunulmasına ilişkin engel bir durumun bulunmadığı, davalının 775 sayılı Yasa'nın 27. maddesi ve Uygulama Yönetmeliği'nin 15. maddesindeki düzenlemeler gereğince dava konusu taşınmazda dava tarihine kadar herhangi bir yapı inşa etmediği, cevap dilekçesinde davalının mali durumunun yeterli olmaması sebebi ile inşaat yapılamadığının beyan edildiği, temlikle amaçlanan bina yapma olgusunun somut olayda gerçekleşmediği, bununla birlikte, 09/08/2006 tarihli, 10-689-4685, R-11926 sayılı karar ile davalı adına yapılan tahsis işleminin iptaline ilişkin teklifin onaylandığı, tahsisin iptaline ilişkin kararın ayakta durduğu sürece davalı adına olan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde olduğu, yolsuz tescil niteliğindeki kaydın iptalinin davacı ... tarafından istenebileceği, 775 sayılı Yasa'nın 27. maddesi ile Yönetmeliğin 15. maddesi gereğince davalı adına olan kaydın iptali ile taşınmazın davacı adına tesciline yönelik olarak açılan asıl dava yönünden; dava konusu taşınmazda davanın açıldığı tarihte davalı adına olan tapu kaydının iptali ile, davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi gerektiğinin tespitine, taşınmazın davacı tarafından 3. kişiye devredildiği asıl dosyada davacının tescil talebi yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile tescil yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Birleştirilen dava yönünden ise, davacının tahsis için ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istemesi mümkün olduğundan denkleştirici adalet ilkesi uyarınca (mali müşavir ve banka- finans uzmanı bilirkişi kurulundan alınan) 30/12/2019 havale tarihli raporun 2. seçeneğindeki hesaplama uyarınca birleşen dosyada davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Asıl davada davacı- birleştirilen davada davalı İstanbul Büyükşehir Belediyesi vekili, birleştirilen davanın reddine karar verilmesi gerekirken,“kısmen kabulüne” karar verilmesinin hatalı olduğunu, 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 72. maddesinde, “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” düzenlemesinin yer aldığını, mezkur Yasanın amir hükmü uyarınca, iş bu davanın zamanaşımına uğradığını, zira 775 sayılı Gecekondu Yasası'nın 27. maddesinin 2. ve 3. fikralarında öngörülen 2 yıllık azami sürenin, tahsis tarihinin üzerinden 2 yıllık süre geçmiş olmakla dolduğunu, Belediye işleminin yerinde olduğunu, davalının 775 sayılı Yasa çerçevesinde arsa tahsisi tarihinden itibaren en geç 1 yıl içinde konutlarını yapmaya başlamadığı ve 32. maddeye uygun olarak önceden tespit edilen plana göre nüve kısmını 2 yıl içinde bitirmemesi nedeni ile 775 sayılı Yasa hükümlerini yerine getirmediğinin fen bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin o zamanki satış bedeli değil, tahsis bedeli olduğunu, bu nedenle davalı tarafından, arsanın güncel (rayiç) bedelinin talep edilmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, davanın açılmasına sebebiyet veren davalı-birleştirilen dosyada davacı olmasına rağmen, vergi ödemesi talebinin reddedilmesi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
5.2. Davalı-birleştirilen davada davacı ... vekili, sırf öngörülen sürede bina yapma koşulunu gerçekleştirmediğinden bahisle tahsisten 28 yıl sonra bu koşulun gerçekleştirilmediği ileri sürülerek taşınmazın tapusu iptal edilerek İdare adına tescilinin istenmesinin objektif iyiniyet ve dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını, kaldı ki bu süreç içerisinde defalarca yapı yapmaya çalıştığını, ancak mücbir sebeplerle bunu yerine getiremediğini, tapu kaydının iptal edilmesine dair Yerel Mahkeme kararından sonra da ihale ile 3. bir kişiye satıldığı tarihe kadar dava konusu taşınmaza ait bina vergisi dahil olmak üzere arsaya ait tüm vergileri eksiksiz bir şekilde ödeyerek, malik olmanın kendisine yüklediği vergi ödevine her zaman sadık kaldığını, taşınmazın maliki olduğu inancı ile tasarruflarına devam ettiğinin açık olduğunu, bu sebeplerle davacı İBB'nin açmış olduğu tapu iptali tescil davasının öncelikle hakkın kötüye kullanımı olarak değerlendirilerek reddine karar verilmesi gerekirken; davacı İBB adına tapuya tesciline karar verilmesi gerektiğinin tespiti ile taşınmazın 3. kişiye devredildiği için tescil yönünden dava konusuz kaldığından tescil yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair kararla yargılama giderlerinin de üzerinde bırakılmasının ve yasaya aykırı olarak davacı İBB lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının dava dilekçesinin tespit talebi içermediğini, huzurda görülmekte olan davanın da tespit davası niteliğinde olmadığını, İdarenin kendi kusuru ile davacının yapı yapmasına izin vermediğini, temyize konu karara göre de kendi kusurundan haksız menfaat sağladığını, bu durumda adaletin tesisi için müvekkiline taşınmazın rayiç değerinin ödenmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada tapu iptali ve tescil, birleştirilen davada tazminat istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 775 sayılı Gecekondu Kanunu 27/2.maddesinde; "Kendilerine arsa tahsis edilenler, yönetmelikte belirtilen işlemleri, tahsis tarihinden itibaren 6 ay içinde tamamlamaya ve krediye ihtiyaçları bulunduğu ve yönetmeliğe göre gerektiği takdirde, Türkiye Emlak Kredi Bankasında kendilerine kredi tahsisini gerektirecek şekilde hesap açtırmaya mecburdurlar. Bunlardan krediye hak kazananların kredi tahsis tarihinden itibaren diğerlerinin ise, arsa tahsisi tarihinden itibaren en geç 1 yıl içinde konutlarını yapmaya başlamaları ve 32 nci maddeye uygun olarak önceden tesbit edilen plana göre, nüve kısmını en geç 2 yıl içinde bitirmeleri şarttır."
6.2.2. Aynı Kanunun 27/3.maddesinde ; "Bu şartlara uymıyanlardan, bu Kanuna göre tahsis edilmiş veya edilecek taşınmaz mallar hiçbir hüküm alınmasına lüzum kalınmaksızın geri alınır." 6.2.3. Gecekondu Uygulama Yönetmeliğinin 15.maddesinde; "Kendilerine gecekondu ıslah ve önleme bölgelerinde arsa tahsis edilenlerden 6 aylık süre içinde arsa bedelinin 1/10 unu Bankadaki belediye fon hesabına yatırdığına dair banka makbuzu ibraz edenlere belediyelerce arsa tahsis belgesi verilir. Tahsis sahipleri bu belgeleri alır almaz derhal Bankaya başvurarak bakiye arsa bedelini borçlanmak üzere Bankanın tanzim edeceği sözleşmeyi imzalar. Tapu daireleri, lehine arsa tahsis edilen şahıs ve Banka tarafından ibraz edilen sözleşme ve tahsis belgesine istinaden belge ve sözleşmede ada ve parsel numaraları belirtilmiş olan arsayı lehdar adına tescil ve aynı anda mezkur arsa üzerine sözleşmedeki meblağ ve şartlar dairesinde birinci derece ve sırada olmak üzere Banka lehine ipotek tescilini yaparak tapu senedini ilgili şahsa ve ipotek belgesini de Bankaya verir. Arsa sahipleri konut inşa kredisi almayacak ise, tapu senedinin tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde konutunu yapmaya başlamaları ve önceden tespit edilen plana göre nüve kısmını en geç 2 yıl içinde bitirmeleri şarttır. Bu şarta uymayanlardan tahsis edilen arsalar, hiçbir hüküm alınmasına lüzum kalmaksızın arsa bedeline mahsuben tahsil olunan meblağ kendisine iade olunarak geri alınır. Kendilerine arsa tahsis edilen ve bedelinin 1/10 unu tediye eden şahıslar bakiye borçlarını yıllık veya aylık eşit taksitler halinde olmak üzere 9 yılda tediye eder. İlk taksit sözleşmenin imzası tarihinden itibaren bir yıl sonra başlar." düzenlemelerine yer verilmiştir.
6.3. Değerlendirme
( IV/2. ) paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak ve (VI/6.2.) paragrafında yer alan hukuki düzenlemeler değerlendirilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı-birleştirilen davada davacı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacı-birleştirilen davada davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı 5.123,25 TL bakiye onama harcının asıl davada temyiz eden davalı ...’den, 384,10 TL bakiye onama harcının da birleştirilen davada temyiz eden davalı İBB’den alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.