Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5692 E. 2023/659 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi dönemde miras yoluyla intikal ettiğini iddia ettiği taşınmazların davalı adına tescil edilmesi nedeniyle davacı tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazların ortak mirasbırakandan kaldığını ve kadastro tespitinin hatalı olduğunu ispatlayamaması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Ret - Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının kök mirasbırakanı ...'in zilyedi olduğu 101 ada 1046 ve 1354 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanın çocukları olan ..., ..., ... ..., ... adına kadastro çalışmaları sırasında tespit ve tescil edilmesi gerekirken, ...'in çocuğu olan davalı ... adına tescil edildiğini, kadastro tespitinin hatalı olduğunu, mirasbırakanın oğlu olan ...'in mirasçılarına karşı Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/778 Esas ve 2015/183 Karar sayılı kararı ile aynı iddialar ile açtıkları tapu iptal ve tescil davasının kabul edildiğini ileri sürerek, 101 ada 1046 ve 1354 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, kök mirasbırakanın dava konusu taşınmazların zilyedi olmadığını, ... ve ... oğlu 1873 doğumlu ...’in Çanakkale Cephesinde şehit olduğunu, ölüm tarihinin 05.03.1916 tarihi olduğunu belirterek, iddianın doğru olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu 101 ada 1354 parsel sayılı taşınmazın davalı ... tarafından dava dışı bir kişiden satın alındığı, kök mirasbırakan ...'den kalmadığı, dava konusu 101 ada 1046 parsel sayılı taşınmazın en eski malikin ... ... ve sonrasında da mirasçısı olan davalı ... olduğu, dava konusu taşınmazların insan ömrünü aşacak şekilde davalıların kök mirasbırakanı ... ...'in, onun ölümünden sonra da mirasçısı davalı ... ... tarafından kullanıldığı, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların ... ...'in zilyetliğinden önceki dönemi bilmedikleri, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının kök mirasbırakanı ...'in zilyedi olduğu 101 ada 1046 ve 1354 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanın çocukları olan ..., ..., ... ..., ... adına kadastro çalışmaları sırasında tespit ve tescil edilmesi gerekirken, ...'in çocuğu olan davalı ... adına tescil edildiğini, kadastro tespitinin hatalı olduğunu, mirasbırakanın oğlu olan ...'in mirasçılarına karşı Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/778 Esas ve 2015/183 Karar sayılı kararı ile aynı iddialar ile açtıkları tapu iptal ve tescil davasının kabul edildiğini, kadastro tespit tutanağında "ceddinden intikalen ve taksimen gelme" taşınmaz olduğunun açıkça belirtildiğini, bu ifadelerden dava konusu taşınmazların kök mirasbırakan ...'in malik ve zilyetliğinde olduğunun anlaşıldığını, dava konusu taşınmazların kök mirasbırakanın 3 oğlu arasında paylaşıldığını ve davacının annesi olna ...’ye pay verilmediğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dava konusu taşınmazların ortak mirasbırakan ...'den kaldığını ispatlayamadığı gerekçesi ile 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek ve Bölge Adliye Mahkemesince eksik inceleme ile karar verildiğini, deliller ve benzer mahiyetteki dosyalar değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15 inci maddesinde; ''Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.

Taşınmaz mal tapuda kayıtlı olsun veya olmasın, onun ayrılması mümkün bir kısmının veya belirli bir payının, bu Kanunda zilyet lehine kabul edilen sebeplerle iktisabı caizdir.

İştirak halinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu hallerde, iştirakçilerinden biri veya birkaçının belirli bir taşınmaz maldaki hissesinin diğer iştirakçilere devir ve temliki; tapulu taşınmaz mallarda yazılı, tapusuzlarda ise her türlü delille ispat edilebilir.

(Değişik son fıkra: 22/2/2005 – 5304/5 md.) Kadastrodan önce hissedarlar veya mirasçılar arasında ayırma veya birleştirme suretiyle taksime konu edilmiş ve sınırları doğal veya yapay işaret ya da tesislerle belirlenmiş taşınmaz malların, imar plânı bulunmayan yerlerde zeminde fiilen oluşmuş sınırlarına göre tespiti yapılır'' düzenlemesi mevcuttur.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.