"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Safranbolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili; davacıların murisi ...'in davalı ...'nün halasının eşi olduğunu, ...'in 1990 yılında vefat ettiğini, dava konusur Karabük ili, Safranbolu ilçesi, ... köyü 104 ada 6 ve 142 ada 45 parsel sayılı taşınmazların murisleri ... tarafından ... ... varislerinden satın alındığını, buna ilişkin 05.10.1953 tarihli senedin mevcut olduğunu, bu senette dava konusu taşınmazlardan 104 ada 6 parsel sayılı taşınmazın harman olarak, 142 ada 45 parsel sayılı taşınmazın ise çetlemik tarla olarak belirtildiğini, taşınmazların 1978 yılına kadar ... ve eşi tarafından kullanıldığını, davacıların murisinin rızası ile bir dönem de ... ... ...'e ekilmek üzere verildiğini, yine davacıların hala kızı ... ...'ın da bir dönem bu taşınmazları murisin rızası ile ektiğini, 1998 yılından sonra ise ...'in oğlu olan ... ...'in bilgisi dahilinde davalı ...'ye kiralandığını, davalının, davacıların dayılarının kızı olması sebebiyle taşınmazı kullanmasına izin verildiğini, davalının kadastro tutanağında belirtildiği üzere taşınmaz üzerinde yirmi yıllık malik sıfatıyla zilyetliğinin bulunmadığını ileri sürerek, taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile muris ... mirasçıları adına veraset payları oranında tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; dava konusu taşınmazların maliki ... ... oğlu ... ... 'nın 1930'lu yıllarda vefat ettiğini, mirasının eşi ... ... ile evlatları ... ..., ... ... ve ... ... ...'ya kaldığını, davacıların dayandığı senette ... ... oğlu ... ...'nın oğlu ... ... ...'nın satışa iştirakinin bulunmadığını, satışın mirasçıların tamamı tarafından yapılmaması sebebiyle geçersiz olduğunu, ayrıca davacıların bu taşınmazlar üzerinde zilyetliğinin olmadığını, malik sıfatıyla zilyetliğin davalı tarafından 40 seneyi aşkın süredir devam ettirildiğini, senedin geçerliliği kabul edilse dahi zilyetlikle birleşmeyen senedin iktisap için yeterli olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 18.09.2019 tarihli ve 2018/98 Esas, 2019/302 Karar sayılı kararıyla; ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Dava konusu taşınmazların davacıların murisi ... tarafından, ... ... mirasçılarından satın alındığını ve zilyetliğin devredildiğini, muris ...’in ölümünden sonra dava konusu taşınmazların davacıların bilgileri dahilinde davalı tarafça kullanıldığını, davalının icar karşılığında kullanıp, zilyetliğe dayalı bir kullanımının bulunmadığını, tüm vergilerinin davacılar ve murisleri ... tarafından yatırıldığını, kabul etmemekle birlikte Mahkemece dava konusu taşınmazların davacıların murisine ait olmadığı düşünülmekte ise, muris ... ...’ya ait Safranbolu Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/601 Esas ve 2017/809 Karar sayılı veraset ilamı alınmış olup, davacıların miras payı oranında tapu kaydının iptali gerektiğini, davalının murisinin sağlığında miras hissesini aldığını ve kendi yerini sattığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.12.2020 tarihli ve 2020/118 Esas, 2020/1317 Karar sayılı kararıyla; toplanan delillere yasaya uygun gerektirici nedenlere göre, çekişmeli taşınmazların davacıların murisleri ... tarafından satın alındığı ve tespit tarihine kadar zilyet olduklarının davalı tarafa icara verildiği hususunun ispatlanamadığı, çekişmeli taşınmazların tespit tarihine kadar malik sıfatıyla davalı tarafın zilyetliğinde olduğu gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından emyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenle; davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 125,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Safranbolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
23.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.