Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5798 E. 2022/8138 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine dayalı tapu kaydına karşı, kadastro öncesi kira ilişkisine dayanarak açılan tapu iptali ve tescil davasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : BODRUM 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacı tarafın başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı vekili, Muğla ili, .... ilçesi, .... Beldesinde bulunan 141 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesinin öncesinde davacı ...'ın eşinin annesi olan ...'a ait olduğunu, ...'ın 141 ada 1 parsel olarak kayıtlı mandalina bahçesi vasfındaki tarlasını hasılat kirası yoluyla ...'e teslim ettiğini, ...'ın ölümünden sonra adına kayıtlı taşınmazların tespiti için yaptıkları araştırmada, dava konusu taşınmazı kiracı olarak kullanan davalıların murisi ...'in kendi adına tescil ettirdiğini, sonrasında imarlı arsa haline dönüştürülen taşınmazın mirasçıları adına intikal ettiğini öğrendiklerini, davalıların murisi ... adına yapılan tescilin haksız ve yolsuz olduğunu ileri sürerek, muris ...'ın taşınmazdaki 1/2 hissesinin tapu kaydının iptali ile yasal miras payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar ... ve ... vekili, davacının davaya konu talebinin hak düşürücü süreye tabi olduğunu, üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçtiğinden davanın usulden reddini talep ettiklerini, aradan 49 yıl geçtikten sonra dava açılmasının davacının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, davacının murisi ile davalıların murisi arasında herhangi bir şekilde hasılat kira sözleşmesi akdedilmediğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalılar ..... ve ...... vekili, davanın öncelikle hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesini, diğer taraftan zaten davacının kadastro tespitinden önce var olduğunu iddia ettiği ve dayandığı olay ve nedenlerin geçerliliğinin de olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.12.2019 tarihli ve 2019/327 Esas, 2019/696 Karar sayılı kararıyla; kadastro tespitinin kesinleştiği 10.03.1973 tarihi ile davanın açıldığı 19.07.2019 tarihi arasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi hükmünde sözü edilen, kamu düzenine ilişkin 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalıların murisi ...'in kendisine hasılat kirasıyla devredilen taşınmazı yolsuz ve haksız şekilde kendi adına tescil ettirdiğini, bir hukuki işleme dayanmayan veya hukuki sebepten yoksun bulunan tescilin yolsuz olduğunu, mülkiyet iddiasına dayalı davada yolsuz tescil nedeniyle davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, hükmün kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3.Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 12.11.2020 tarihli 2020/292 Esas, 2020/894 Karar sayılı kararıyla, kadastro öncesi sebebe dayalı davada, dava konusu taşınmazın tespitinin kesinleştiği 12.03.1973 tarihinden itibaren 3402 sayılı Yasa'nın 12/3.maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 19.07.2019 tarihinde açılan davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçesindeki taleplerin tekrarı ile ret kararının bozulmasını talep etmiştir.

3.Gerekçe

3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Kadastro sonucunda Muğla ili, Bodrum ilçesi, Yahşi köyü çalışma alanında bulunan 126 parsel sayılı 4.187,15 metrekare yüzölçümlü taşınmaz mandalina bahçesi vasfıyla ...’in babasından intikalen ve taksimen malı olup 20 yılı aşkın zamandır zilyetliğinde olduğu ve 219 no.lu vergi kaydının hudutları itibariyle bu yere ait olduğu belirtilerek, ... adına tespit ve tespite itiraz edilmeksizin 12.03.1973 tarihinde tescil edilmiştir. Taşınmaz imar uygulaması neticesinde 141 ada 1 parsel numarası ile kaydedilmiştir. Dava 19.07.2019 tarihinde açılmıştır.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” düzenlemesi yer almaktadır.

Bu sürenin hak düşürücü niteliğinde olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile Mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği tartışmasızdır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinin yerinde olmasına göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.