Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6767 E. 2023/3541 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın, davalıya devrettiği taşınmazın muris muvazaası yoluyla devredildiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve bedel istemli davada, temlikin mehir amacıyla yapılıp yapılmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın davalı ile evlenmek amacıyla ve daha önce düzenlenen adi senetle verdiği taahhüt uyarınca taşınmazı mehir olarak devrettiği, davalının da mirasbırakan ile evlendiği gözetilerek davacının muris muvazaası iddiasının yerinde olmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen bedel istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf isteminin HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, dedesi olan mirasbırakanı...'ın 602 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 40 numaralı bağımsız bölümü miras payı karşılığında babası olan mirasbırakanı ...'a verdiğini, ancak taşınmazın mirasbırakan Faruk tarafından davalı adına tescil ettirildiğini, davalının da taşınmazı dava dışı 3. bir kişiye temlik ettiğini ileri sürerek, taşınmazın davalı ...'a satışına ilişkin satış işleminin geçersizliğinin tespitine ve rayiç bedelinin miras payına isabet eden kısmının şimdilik 20.000 TL olarak mirasbırakanın ölüm tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, aşamada 90.000 TL’nin mirasbırakanın ölüm tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, devir tarihinde mirasbırakanın evli olmadığını, muris muvazaasının düşünülemeyeceğini, mal kaçırma amacının bulunmadığını ve hukuken geçerli bir sözleşme olduğunu, mirasbırakan ...'ın babası olan...'ın malvarlığını çocukları arasında taksim ettiğini, taksim sonucu mirasbırakana isabet eden 4 parça taşınmazdan birinin davacıya devredildiğini, 2 parça taşınmazın satılarak bedelinin davacıya verildiğini, dava konusu taşınmazın da kendisine temlik edildiğini, ayrıca mirasbırakanın ...'de bulunan bir taşınmazını davalıya devrettiğini, bu taşınmaz için dava açtığını ve her iki davanın birlikte görülmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda verilen kararıyla; taraf tanıklarının beyanına göre davaya konu taşınmazın davalıya mehir olarak verildiğinin anlaşıldığı, bağışlama vaadi niteliğindeki ... bu sözleşmenin geçerli olduğu, mülkiyetin davalıya intikal ettirilmiş olmasının muris muvazaası olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının cevap dilekçesinde mirasbırakanın babasından kalan 4 daireden birisini bila bedel kendisine, birisini de oğlu olan davacıya verdiğini beyan ettiğini, davalının bu şekilde dava konusu temlikin miras payına mahsuben yapıldığını kabul ve ikrar ettiğini, kararda ise bu konuda olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmadığını, davalının mehir savunmasına itibar edilemeyeceğini, davalının cevap dilekçesinde delil sunmadığını, aşamada bildirdiği tanıkların ve ve sunduğu delillerin dikkate alınmaması gerektiğini, dinlenen davacı tanıklarının mirasbırakan ile davalının resmi olarak evlenmeden önce fiilen birlikte yaşadıklarını, resmi nikahın o tarihte davalının iddet müddeti içinde olması nedeni ile yapılamadığını, bu sebeple davalının miras için mal talebinde bulunduğunu ve dava konusu taşınmazın davalıya bu nedenle devredildiğini ifade ettiklerini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; mirasbırakanın davalı ile evlenebilmek için 19/12/2008 tarihinde ölen babası adına kayıtlı ana taşınmaz üzerine kat mülkiyeti kurulurken 40 nolu bağımsız bölümün davalı adına kaydının oluşmasını sağladığı, nitekim mirasbırakan ile davalının 13/05/2004 tarihinde evlendikleri, dosyada mevcut 20/09/2002 tarihli adi senet ile mirasbırakanın bu evliliğin gerçekleşmesi amacıyla davalıya bir bağımsız bölüm vermeyi kabul ettiği, taşınmazın davalıya mehir olarak verildiği gerekçesi ile davacının istinaf isteğinin HMK'nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde isitnaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı bedel istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., ... Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun (TK) 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

2. Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalı tarafa yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 ... maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

21/06/2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.