Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7046 E. 2022/2317 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında çocuklarından birine yaptığı satışın muris muvazaası olup olmadığı ve miras payına tecavüz teşkil edip etmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın satış işleminin gerçekte bedelsiz bir temlik olduğu ve diğer mirasçıların saklı paylarına tecavüz teşkil ettiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : FETHİYE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen tazminat istekli dava sonunda Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/11/2020 tarihli ve 2015/807 Esas 2020/874 Karar sayılı kararı ile davalı ... yönünden davanın kabulüne, davalı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine dair verilen kararın davalı ... vekili tarafından istinafı üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 25/11/2020 tarihli ve 2019/1278 Esas 2020/874 Karar sayılı kararıyla istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar, yasal süre içerisinde davalı ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 22.03.2022 Salı günü saat: 09.15'de Daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan babası ...’ın maliki olduğu 618 parsel (yeni 199 ada 8 parsel) sayılı taşınmazı 1/3’er paylarla, davalı oğulları ... ve ... ile dava dışı oğlu ...’a satış göstermek suretiyle 2004 yılında temlik ettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, eldeki davanın açılmasından kısa bir süre önce dava konusu taşınmazın dava dışı bir şirkete satış yoluyla devredildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla miras payına isabet eden 150.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş; davacı asil, ön inceleme duruşmasından önce 08/01/2016 tarihli dilekçe ile davalı ... hakkındaki davasından feragat ettiğini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalı ..., davacının, davalı ... hakkındaki davadan feragatinin kesin hüküm etkisi doğurduğunu, davacının, diğer kardeş ...’a da hiçbir dava açmadığını, miras şirketinin iştirak halinde olup, müteselsil sorumlulukta taraflardan birisi hakkında yapılan feragat ile davanın sükut ettiğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini, mirasbırakanın çocukları arasında ayrım yapmayıp, mal kaçırma iradesi bulunmadığını, paylaştırma amacıyla hareket ettiğini, dava konusu taşınmazı oğullarına, dava dışı 205 ada 5 parsel sayılı taşınmazı ise davacıya verdiğini, davacının ekonomik durumu kötü olduğu için anılan taşınmazı dava dışı ...’ın üzerine aldığını, daha sonra da bu taşınmazın dava dışı ... tarafından satılarak parasının davacıya verildiğini, dava konusu taşınmaz üzerindeki otelin 1991 yılından 2012 yılına kadar borçlarının kendisi tarafından ödendiğini, borçların ödenmesinden sonra da taşınmazın 3. kişiye satıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, her ne kadar mirasbırakanın paylaştırma iradesiyle hareket ettiği savunulmuş ve bu kapsamda dava dışı 202 ada 5 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından dava dışı oğlu ...’a devredilip, ... tarafından da 3. kişiye satılarak bedelinin davacıya verildiği ileri sürülmüş ise de, tapu kaydına göre dava dışı 202 ada 5 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından dava dışı oğlu ...’a 26.05.1999 tarihinde satış yolu ile devredildiği, dava dışı ...’ın da anılan taşınmazı 20.08.1999 tarihinde dava dışı 3. kişiye sattığı, satış bedelinin davacıya verildiğine ilişkin bir kayıt sunulmadığı, mirasbırakanın başkaca taşınmazı bulunmadığı, çekişmeli taşınmazın temlikinin bedelsiz, mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun anlaşıldığı, çekişme konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla zemin değeri olan 1.863.125,32 TL’den davacının ¼ miras payına isabet eden değerin 465.781,33 TL olup, bunun 1/3’ü olan 155.260,44 TL’den davalı ...’ın sorumlu olduğu gerekçesiyle, taleple bağlı olarak 150.000,00 TL’nin davalı ...’dan tahsiline, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, davalı ... hakkında açılan davanın ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakanın çocukları arasında ayrım yapmadığını, davacı ile mirasbırakan arasında husumet de bulunmadığını, mirasbırakanın mal kaçırma iradesiyle hareket etmediğini, muris muvazaası koşullarının oluşmadığını, mirasbırakanın 2004 yılında öldüğünü, davalının ise 1991 yılından 2012 yılına kadar otelin borçlarıyla uğraştığını, borçları ödedikten sonra oteli sattığını ve davacının miras payına mahsuben hissesini aldığı halde eldeki davayı açtığını, davacının, mirasbırakandan, miras payına mahsuben taşınmaz aldığını, mirasbırakanın paylaştırma amacıyla hareket ettiğinin kabul edilmesi gerektiğini, dava dışı 205 ada 5 parsel sayılı taşınmazı davacıya verdiğini, davacının ekonomik durumu kötü olduğu için dava dışı ...’ın taşınmazı üzerine aldığını ve daha sonra satarak parasını davacıya verdiğini, otelin borçları ödeninceye kadar davacının ses çıkarmadığını, davacı ile davalı ...’in 30.000 TL üzerinden anlaşıp bu hususta anlaşma belgesi düzenlediklerini, bu anlaşma belgesi nazara alındığında mahkemece hükmedilen bedelin yüksek olduğunu, davacının alacağı bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 25/11/2020 tarihli ve 2019/1278 Esas 2020/874 Karar sayılı kararıyla; iddianın sabit olduğu anlaşılmakla davalı ... yönünden yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca davalı ...’ın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf talepli dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun'un 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (IV/3.2.) paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 7.684,87 TL onama harcının davalı ...’dan alınmasına, 22/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.