Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7249 E. 2022/1393 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın, mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla davalılara yaptığı taşınmaz satışlarının muvazaalı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın gerçek irade ve amacının mirasçılarından mal kaçırmak olmadığı, satışların mirasbırakanın borçları nedeniyle davalılar tarafından ödenmesi karşılığında yapıldığı ve terekedeki diğer taşınmazların devredilmemiş olması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davalıların istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 22.02.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen davalılar vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanı ...'ün mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak 10 parsel sayılı taşınmazını gelini olan davalı ...'e, 68 parsel sayılı taşınmazını torunu olan davalı ...'e devrettiğini, mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, mirasbırakanın mal kaçırmasını gerektirir bir sebebin olmadığını, mirasçılarına intikal etmiş olan yaklaşık 170 dekar arazi olduğunu, mirasbırakanın köyüne bir okul yaptırmaya karar verdiğini, inşaatın tamamlanabilmesi için taşınmazlarını teminat göstermek suretiyle kredi çektiğini, çekilen kredilerin ödenemediğini, tapu kayıtları üzerine haciz konulduğunu, ipoteklerin paraya çevrilmesi yoluna gidildiğini, taşınmazların icra marifetiyle satılması aşamasında borcun davalı ... tarafından ödendiğini, davalı ... ve babası dava dışı ... ...'ün de ... ile yapılan anlaşma gereği tüm kredi taksitlerini ödediklerini, satışların gerçek olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Turgutlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin, 13/03/2019 tarihli ve 2016/748 E. 2019/133 K. sayılı kararı ile; temlikin mirasçıdan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın, yasa hükümlerine ve hakkaniyete aykırı olduğunu, mirasbırakanın borçlarının bulunduğunu, hakkında çok sayıda icra takibi yapıldığını, tapu kayıtları üzerine haciz ve ipoteklerin konulduğunu, işlemlerin icra marifetiyle satış aşamasına geldiğini, mirasbırakanın ciddi nakit sıkıntısı içinde olduğunun kayıtlarla sabit olduğunu ve icra marifetiyle taşınmazların satılmasını engellemek için çocuklarına bankaya olan borcu ödemeleri halinde, taşınmazını vereceğini bildirdiğini, asıl irade ve amacının mal kaçırmak olmadığını, mirasbırakanın borçlarının davalılar tarafından ödendiğini, salt bedeller arasındaki farkın muvazaanın kanıtı olmayacağını, mirasbırakandan mirasçılarına intikal etmiş çok sayıda taşınmazın bulunduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 25/12/2020 tarihli ve 2019/1416 E. 2020/1006 K. sayılı kararıyla; mirasbırakının gerçek irade ve amacının diğer mirasçılarından mal kaçırmak olmadığı, aksine borçlarının davalılar tarafından ödenmesi nedeniyle temlikleri yaptığının kabulü gerektiği, mal kaçırma kasti ile hareket etseydi terekesindeki diğer taşınmazları da davalılara devredilebileceğinin açık olduğu gerekçesi ile davalıların istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mirasbırakan ile davalıların aynı avlu içinde birlikte yaşadıklarını, mirasbırakanın köyün en zengini olduğunu, davaya konu taşınmazların dışında ayrıca öldüğünde adına kayıtlı 200 dönüm taşınmazının bulunduğunu, yıllık asgari en az 300.000 TL kazanç elde ettiğini, davalı ...’ün, devir tarihinde 19 yaşında bir üniversite öğrencisi olduğunu, hiçbir mal varlığı ve geliri olmadığını, davalı ...’ün ise ev hanımı olduğunu, mirasbırakanın dava konusu taşınmazlarını satmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı ... tarafından ... yapılan hiçbir ödeme bulunmadığını, kredinin gerçekte mirasbırakanın oğlu olan ... tarafından çekilmek istendiğini ancak mal varlığı olmadığı için kredinin mirasbırakan adına çekildiğini, mirasbırakanın gerçekten paraya ihtiyacı olsa taşınmazlarını 3. şahıslara piyasa değerine satması gerekeceğini, davalı ... adına dosyaya sunulan banka dekontlarında her ne kadar ...’ün adı yazılı ise de paranın mirasbırakan tarafından verildiğini, mirasbırakanın banka hesaplarında bulunan mevduat hesapları itibari ile de mal satmaya ihtiyacının olmadığını, ancak Mahkemece buna ilişkin kayıtların getirtilmediğini, mirasbırakanın eşi olan ... ...’ün yeminli ifadesinde taşınmazların bağışlandığını beyan ettiğini belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, satış akdinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun 706., ... Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.2.2. Bilindiği üzere; 6100 Sayılı HMK’nın 362.maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırk bin ... lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2020 yılı itibarıyla HMK’nin 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 72.070,00 TL olarak uygulanmaya başlamıştır.

Hemen belirtilmelidir ki; pay oranında açılan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin miras payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dava konusu 10 parsel sayılı taşınmazın dava tarihi itibarıyla keşfen saptanan değeri 254.308,75TL olup, bu miktardan davacının 3/20 miras payına isabet eden 38.146,31 TL’nin 2020 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.

Yukarıda açıklanan nedenden ötürü, davalı ... yönünden davanın reddine ilişkin hükmü temyiz eden davacının temyiz dilekçesinin değerden reddine karar vermek gerekmiştir.

3.3.2. Davacının davalı ... yönünden ileri sürdüğü temyiz itirazlarına gelince;

Dosya içeriğine, toplanan delillere hükmün dayandırıldığı yasal ve hukuksal nedenlere göre Bölge Adliye Mahkemesince kararın (IV./3.) no.lu paragrafında yer verilen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

1- (3.3.1) numaralı paragrafta yazılı nedenlerle davacının, davalı ...'e yönelik temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE;

2- (3.3.2) numaralı paragrafta yazılı nedenlerle davacının davalı ...'e yönelik yönünden yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 22/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.