"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Mahkemece, davalı Hazine ve davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalı ... v.d. vekili, davalı ... vekili ve davalı... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01/03/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... v.d. vekili Avukat ..., temyiz eden davalı... vekili Avukat ..., temyiz eden davalı asil ... ile davalı ... ... mirasçıları Sevim ... v.d. vekili Avukat ... ..., temyiz edilen davacılar vekili Avukat ..., davalı Hazine vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen asli müdahil ... ve diğerleri gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan ...’ın dava konusu ... ada 41 parsel ile dava dışı 13 parsel sayılı taşınmazlarda eşi ve çocukları ile birlikte 1965 yılında yaptığı gecekonduda yaşadığını, dava konusu ... ada 41 parsel sayılı taşınmazda davacılardan ...’ın uzun süredir ahır ve hayvan barınağı olarak kullandığı tek katlı bir yapı bulunduğunu, mirasbırakanın ölümünden sonra zilyetliğin mirasçılara geçtiği halde bazı resmi işlemlerin, aboneliklerin en büyük kardeş olan davalı ... adına yapıldığını ve adı geçen davalının idareyi yanıltarak dava konusu taşınmazda tek başına hak sahibi olduğunu, Belediyeye ödenen satış bedelinin ise tüm mirasçılar arasında toplandığını, ilk tespitlerin ve beyanların verildiği 1971 yılında davalının henüz 16 yaşında olduğunu, davalı adına olan tapu tahsis belgesinin tapu kaydından terkin edildiğini, davalı ...’ın tek hak sahibiymiş gibi dava konusu taşınmazı 11.07.2013 tarihinde davalı belediyeden satın aldığını, 4706 sayılı Yasa'ya göre dava konusu taşınmaz üzerinde 3. kişiler lehine herhangi bir sınırlı ayni hak tesis edilemeyeceğini, bu nedenle davalı ... lehine tapuya işlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi şerhinin de terkini gerektiğini, davalı ...’ın dava konusu taşınmazdaki 1/9 payını 06.11.2013 tarihinde davalı ...’na, 4/9 payını da 07.11.2013 tarihinde davalı eşi ...’a muvazaalı olarak satış yoluyla devrettiğini ileri sürerek, dava konusu ... ada 41 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında tüm mirasçılar adına tescilini, miras ve tenkis payları oranında tapuya tescilini, davalı ... adına yapılan haksız tespit işleminin iptali ile tüm mirasçılar adına zilyetliğin tespitini, davalı ... lehine yapılmış olan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi şerhinin terkinini, 4706 sayılı Yasa'nın 5. maddesine aykırı şekilde tespit ve satış yapan davalı idarelerin usul ve yasaya aykırı şekilde yaptıkları tespitlerin iptalini istemişler; bilahare dava dışı mirasçılar asli müdahil olarak davaya katılmışlardır.
II. CEVAP
Davalı... ve ... San. ve Tic. AŞ. vekili, dava konusu taşınmazla ilgili davalılardan ... ile davalı ... arasında 12.03.2012 tarihli düzenleme şeklinde gayrımenkul paylarının satış vaadi karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşme düzenlenirken taşınmazın tapuda Hazine adına kayıtlı olup davalı ...’ın hak sahipliği bulunduğunu, hak sahibi olan davalı ...’a bilahare taşınmazın satışının yapıldığını ve satış bedelinin davalı ... tarafından ödenip taşınmazın davalı ... adına tescilinden sonra anılan sözleşmenin tapuya şerh edildiğini, davalı şirketin tapu kaydına güvenerek ve iyiniyetle işlem yaptığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ... ..., dava konusu yerin ilk ve tek zilyedinin davalı ... olup mirasbırakanla ilgisi bulunmadığını, mirasbırakanın ölene dek tapulu taşınmazında yaşadığını ve bu tapulu yerin kardeşler arasında paylaştırıldığını, 14.12.1984 tarihli tapu tahsis belgesinden de hak sahibi olduğu anlaşılan davalı ...’ın, dava konusu taşınmaz üzerine gecekondu yaptığını, Belediyeye satış bedelinin davalı ... tarafından ödendiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı Hazine, kök ... ada 1 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak davalı ...’ın 338 m2’ lik kısım için tapu tahsis belgesi aldığını, idare tarafından muhtelif tarihlerde yapılan tespitlerde taşınmazın konut ve bahçe olarak davalı ... tarafından kullanıldığının tespit edildiğini, kök ... ada 1 parsel sayılı taşınmazın 1981 tarihli imar palınında okul, yol, kamuya ayrılan depolama alanında kaldığından davalı ... adına olan tapu tahsis belgesinin re’sen iptal ve terkin edildiğini, bilahare taşınmazın davalı Belediyeye devredilmesi ve idare tarafından yapılan tespitte taşınmazın davalı ... tarafından tek katlı yapı olarak kullanıldığının tespiti üzerine taşınmazın belediyece davalı ...’a satıldığını, Hazineye husumet yöneltilemeyeceğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Belediyesi vekili, Belediyenin yasa gereği aracı kurum olarak dava konusu taşınmazı devrettiğini, husumet yöneltilemeyeceğini ve idari yargının görevli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... aşamalarda, taşınmazın öncesi ile ilgili bilgi sahibi olmadığını, davalı ...’dan pay satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/12/2015 tarihli ve 2014/20 E. 2015/423 sayılı kararı ile; davalı Maliye Hazinesi ve davalı ... yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden iddianın ispatlandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ..., davalılar ... ... tarafından temyiz edilmiştir.
2. Bozma Kararı
Dairenin 02/12/2019 tarihli ve 2016/9091 E., 2019/6181 K. sayılı kararıyla; "...Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine. Ne var ki; dava konusu ... ada 41 parsel sayılı taşınmazın tevhit işlemiyle ... ada 47 parsel numarasını aldığı anlaşılmakla, son güncel tapu kaydının ilgili tapu müdürlüğünden temini ile dava konusu ... ada 41 parsel sayılı taşınmazdan varsa yeni parsele yansıtılan ve davalılar adına kayıtlı olan pay durumları da gözetilerek doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince yeni parsel numarası üzerinden infaza elverişli şekilde hüküm kurulması gerekirken kapalı kayıt üzerinden karar verilmesi de doğru değildir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 11/02/2021 tarihli ve 2020/61 E., 2021/77 K. sayılı kararıyla; davalı Maliye Hazinesi ve davalı ... yönünden davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ... vekili, davalı... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalılar ... ... vekili; taşınmazın tapu tahsis belgesine dayalı olarak 1984 yılından beri davalı ... tarafından kullanıldığını, davalı ...'ın taşınmazı bedelini ödeyerek belediyeden satın aldığını, davalı ...'ın belediyeden henüz satış işlemleri neticelenmemişken 1 adet ofise tekabül eden payını davalılardan ...'na satttığını ve tapuyu resmen devraldıktan sonra da tapuda devrettiğini, davalı eşi ...’a ise İstanbul Anadolu 2. Aile Mahkemesinin 2012/1891 E. sayılı dosyası ile açmış olduğu dava sonucunda 4/9 hisseyi devrettiğini, çelişkili tanık anlatımlarının hükme esas alınmaması gerektiğini, tapu tahsis belgesinin diğer kardeşlerin yaşça küçük olması, babasının üzerinde başka taşınmazlar bulanması sebebiyle davalı ... adına çıkarılmasının kabul gerekçesi olarak hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, zira muris babasının ve annesinin kendi adına tapu tahsis belgesi çıkarma imkanı olduğunu belirterek, hükmün bozulmasını istemişlerdir.
Davalı... vekili, dava konusu taşınmazın evveliyatında davacıların mirasbırakanı adına kayıtlı olmadığını, Hazineden Belediyeye, belediye tarafından da davalı ...'a devredildiğini, taşınmazın davacıların mirasbırakanı tarafından bedeli ödenmek suretiyle davalı ... adına alınmış gibi iptal-tescile karar verilmiş olmasının doğru olmadığını, davalı yüklenici şirketin taşınmazın bulunduğu mevkiide sadece davalı ...'dan değil dava dışı kişilerle yaptığı Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi çerçevesinde inşaatlar yaptığını, iyiniyetli 3. kişi konumunda bulunduğunu, tapu kayıtlarına güvenerek 12.03.2012 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, davalı ... ile düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince tapuya konulan şerhin iptaline karar verilmiş olmasının da hukuka aykırı olduğunu, yapılan sözleşme gereğince arsa üzerinde yapılan binanın %50'sinin davalı yüklenici şirkete ait olacağını, davalı ... tarafından inşaat tamamlanarak kat mülkiyeti tesis edildiğini, davalı ... tarafından kendi payına düşen bağımsız bölümlerin adına tescil edilememesi nedeniyle İstanbul Anadolu 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/29 E. sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil davası ikame edildiğini, dava konusu taşınmazın arsa vasfıyla harca esas değerinin hesaplandığını, oluşan bağımsız bölümler yönünden davacılar harcı tamamlamadıkları halde bağımsız bölümler hakkında iptal tescile karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
Davalı ... vekili; davalı ...’ın tapu kaydına güvenerek taşınmazı satın alan iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunu, taşınmaz üzerinde yapılacak inşaattan kendisine bağımsız bölüm verilmesi amacıyla payı bedelini ödeyerek satın aldığını, davacıların kötüniyetli olduğunu ispat edemediğini, mahkemenin kötüniyet gerekçesi olarak gösterdiği tescille birlikte devir tespitinin gerçeğe aykırı olduğunu, diğer davalılar ve davacılar arasında bir akrabalık ilişkisinin bulunmadığını, davada taraf olan şahıslardan hiçbirini tanımadığını, iyiniyetli olduğunu belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; tapu iptali ve tescil ile Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi şerhinin terkini isteklerine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
6.2.2. 6100 sayılı HMK'nın 125. maddesinde “(1) Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.
(2) Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder” düzenlemesi yer almaktadır.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın 01.09.1992 tarihinde ölümü üzerine geride mirasçı olarak davacı eşi ... ve bu eşten olma davacı çocukları ... ve asli müdahil çocukları ... ve ... ile başka eşlerden olma asli müdahil çocukları ... ile davalı ...’ın kaldıkları, dava konusu ... ada 41 parsel sayılı 418,61 m2 miktarlı arsanın tamamı davalı Maliye Hazinesi adına kayıtlı iken kamu kurumlarının bedelsiz devri işlemiyle 23.10.2012 tarihinde davalı Belediyeye devredildiği, davalı Belediyenin de taşınmazı 4706 sayılı Yasa kapsamında 11.07.2013 tarihinde davalı ...’a temlik ettiği, İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 19.03.2015 tarihli ve 2014/1330 Esas 2015/505 Karar sayılı kararı ile dava konusu ... ada 41 parsel sayılı taşınmazın davalı ...’a satışına ilişkin Kartal Belediye Encümeni kararının iptaline karar verildiği, anılan karardan önce davalı ...’ın taşınmazdaki 1/9 payını 06.11.2013 tarihinde davalı ...’na, 4/9 payını ise 07.11.2013 tarihinde davalı eşi ...’a satış yolu ile temlik ettiği, 4/9 payı üzerinde ipkaen bıraktığı, ayrıca 12.03.2012 tarihinde davalı ...’ın, davalı... şirketiyle Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi yaptığı ve taşınmaz davalı ... adına tescil edildikten sonra 25.07.2013 tarihinde davalı ... lehine Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi şerhinin tapu kaydına işlendiği, dava konusu ... ada 41 parsel sayılı taşınmazın 25.05.2015 tarihli tevhit işlemiyle ... ada 47 parsel numarasını aldığı, bozma kararından sonra taşınmazda 10.02.2020 tarihinde kat irtifakı tesis edilerek; A Blok 7, 14, 30, 31, 40, 44, 49, 52, 53, 56, 82, 88, 97, 121 no.lu; B blok 1 no.lu ve C blok 4 no.lu bağımsız bölümlerin davalılar ... adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
6.3.2. Hemen belirtilmelidir ki; önceki bozma kararında da belirtildiği üzere davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalılar ... vekilinin, davalı ... vekilinin ve davalı... vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
6.3.3. Ne var ki, Mahkemece bozmaya uyulmakla ilgilileri yönünden usuli kazanılmış hak doğmasına karşın bu temel usul kuralı gözardı edilerek bozma ilamının gerekleri yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki, bozma ilamında, dava konusu ... ada 41 parsel sayılı taşınmazın tevhit işlemiyle ... ada 47 parsele gittiği gözetilerek, ... ada 41 parsel sayılı taşınmazdan varsa yeni parsele yansıtılan ve davalılar adına kayıtlı olan pay durumu gözetilerek hüküm kurulması gerektiği işaret edildiği halde; bozma sonrası Mahkemece, tevhit sonucu yeni oluşan parsele yansıyan pay olup olmadığı, varsa ne oranda olduğu tespit edilmeden, sadece güncel tapu kayıtları dosya arasına alınarak sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
6.3.4. Diğer yandan, eldeki davanın karar tarihinden önce, İstanbul Anadolu 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/29 E. 2022/130 K. sayılı dosyası ile davalı... tarafından davalılar ... adına kayıtlı dava konusu ... ada 47 parseldeki A blok 7, 40, 44, 82, 88, 97, 121 no.lu ve C blok 4 no.lu bağımsız bölümler yönünden Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığı, davalıların davayı kabul etmesi üzerine Mahkemece kabul nedeniyle davanın kabulüne karar verilerek A blok 7, 40, 44, 82, 88, 97, 121 no.lu ve C blok 4 no.lu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile... şirketi adına tesciline karar verildiği, kesinleşme şerhinin dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmaktadır.
6.3.5. Hal böyle olunca, öncelikle tevhit işlemi ile oluşan ... ada 47 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte ilgili Tapu Müdürlüğünden getirtilmesi, dava konusu ... ada 41 parsel sayılı taşınmazdan tevhiden oluşan ... ada 47 parsele yansıyan pay olup olmadığının, varsa ne oranda olduğunun ve davalıların hakkına isabet eden bağımsız bölümlerin tespit edilmesi, lüzumu halinde bu konuda alanında uzman bilirkişiden rapor alındıktan sonra belirlenen bağımsız bölümler üzerinden davacıların payı oranında iptal-tescil hükmü kurulması gerekirken, anılan hususlar aydınlatılmadan karar verilmesi doğru olmadığı gibi; yargılama sırasında açılan İstanbul Anadolu 19. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/29 E. 2022/130 K. sayılı tapu iptali ve tescil davası sonucunda dava konusu taşınmazlardan A blok 7, 40, 44, 82, 88, 97, 121 no.lu ve C blok 4 no.lu bağımsız bölümlerin el değiştirmesi halinde HMK'nın 125. maddesi gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması da isabetsizdir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalılar ... v.d. vekilinin, davalı... vekilinin ve davalı ... vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı ... v.d. vekili için 3.815,00 TL, gelen temyiz eden davalı... vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.