Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7601 E. 2022/2128 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ölünceye kadar bakma akdiyle davalıya yaptığı temliklerin muris muvazaası nedeniyle iptal edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın malvarlığı, temlik edilen taşınmazların değeri, mirasbırakanın ekonomik ve sosyal durumu ve bakım akdinin ifa edilip edilmediği gibi hususlar tam olarak araştırılmadan ve taşınmaz değerlerinin tespitinde hata yapılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 28/05/2021 tarihli ve 2021/603 Esas, 2021/711 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 15.03.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden davacılar vekili ve temyiz edilen davalı vekili gelmedi, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakan babaları ...’in 330, 524, 627, 636, 640, 672, 674, 689, 695, 719 ve 642 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını davalı oğlu ...’e ölünceye kadar bakım akti ile temlik ettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, aşamada 642 parsel sayılı taşınmaz bakımından davalarından feragat etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, mirasbırakanın yaşlı ve bakıma muhtaç olduğunu, herhangi bir gelirinin bulunmadığını, temliklerin bakım karşılığı yapıldığını, mirasbırakanın son iki yıl ağır hasta olduğunu, ölümüne kadar mirasbırakana baktığını ve tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, temliklerde mal kaçırma amacı bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davalıya temlik edilen dava konusu taşınmazların değerinin, mirasbırakana ait diğer taşınmazların değerine oranla makul sınırın aşıldığı, mirasbırakana tüm mirasçılar tarafından bakıldığı, temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle 642 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, dava konusu diğer taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili, mirasbırakanın yaşlı ve bakıma muhtaç olduğunu, herhangi bir gelirinin de bulunmadığını, bu nedenle bakımını temin amacıyla dava konusu taşınmazlarını 04.04.1996 tarihinde ölünceye kadar bakıp gözetmek şartıyla davalıya temlik ettiğini, davacıların mirasbırakan ile ilgilenmemesi nedeniyle, mirasbırakanın anılan temlikleri yapmak zorunda kaldığını, davalının yapılan sözleşme gereğince mirasbırakanı yanına aldığını, tüm ihtiyaçlarını karşılayarak bakım görevini gereği gibi yerine getirdiğini, mirasbırakanın 1996 yılından öldüğü güne kadar davalı tarafından bakıldığını, temliklerin mal kaçırma amacıyla değil, bakım amacıyla yapıldığını, mirasbırakanın temlik dışı 9 adet daha taşınmazının bulunduğunu, mirasbırakanın amacının mal kaçırmak olsaydı bu taşınmazları da devredebileceğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesinin 28/05/2021 tarihli ve 2021/603 E., 2021/711 K. sayılı kararıyla; davacı tarafça mal kaçırma iddiasının ispat edilemediği, mirasbırakanın zaman içinde bakıma muhtaç olup, davalı tarafça bakıldığı, mirasbırakanın davacılardan mal kaçırmasını gerektirecek bir durum olmadığı, temlik dışı terekenin değerinin temlik edilen taşınmazlara oranla daha fazla olduğu gerekçesiyle HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, 642 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle, diğer taşınmazlar yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davacılar vekili; sadece davalının değil, tüm çocuklarının mirasbırakan ile ilgilendiğini, tüm çocuklarının mirasbırakana sıra ile baktıklarını, davalının İstanbul’da ikamet ettiğini, davalının eşinin mirasbırakanı istemediğini, davalının bakım yükümlülüğünü yerine getirmediğini, mirasbırakanın kanser hastası olunca ağırlıklı şekilde Bolu’da oturan davacı kızı ... tarafından bakıldığını, mirasbırakanın toplam 11 adet ve değeri yüksek olan taşınmazlarını ölünceye kadar bakma akdiyle davalıya devrettiğini, mirasbırakanın amacının kız çocuklarından mal kaçırmak olduğunu, temliklerin makul sınırı aştığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ölünceye kadar bakma akdinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına Yasa'nın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer.

Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.

Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.

Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1933 doğumlu mirasbırakan ...’in 28.03.2005 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı kızları ... ve ... ile davalı oğlu ... ve dava dışı kızları ... ve ...’ın kaldığı, mirasbırakanın 04.04.1996 tarihinde 11 adet taşınmazdaki paylarını ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğlu ...’ye temlik ettiği, temlik edilen 642 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payın dava tarihinden önce üçüncü şahısa satıldığı, yargılama aşamasında dava konusu 642 parsel sayılı taşınmazdaki temlik edilen pay yönünden davadan feragat edildiği anlaşılmaktadır.

3.3.2. Somut olayda, yukarıda değinilen ilkeler ve olgular gözetildiğinde; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.

Şöyle ki; mirasbırakanın temlik tarihindeki ekonomik ve sosyal durumunun araştırılmadığı, temlik tarihinde ve öldüğü tarihte davalıya ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiği taşınmazlar dışında üzerine kayıtlı başka taşınmazlar bulunup bulunmadığının tam olarak tespit edilmediği, taşınmazların değerlerinin bilirkişilerce hatalı hesaplandığı ve yapılan hesaplamalarda temlik edilen pay oranlarının dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır.

3.3.3. Hâl böyle olunca, yukarıdaki ilkeler uyarınca araştırma yapılması, temlik tarihi itibariyle mirasbırakanın başka taşınmazları olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, (taraflar adına intikalen tescil edilen dava dışı 9 adet taşınmaza ilişkin tedavüllü tapu kayıtlarının celbedilerek, bu taşınmazların mirasbırakandan taraflara intikal edip etmediğinin tespit edilmesi), ölünceye kadar bakma akdine konu taşınmazlarla, murisin temlik dışı taşınmazlarının temlik tarihi itibariyle değerleri esas alınarak yapılan temliklerin makul sınırlar içinde kalıp kalmadığının değerlendirilmesi, mirasbırakanın temliklerdeki amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve taşınmazların değerlerindeki hesaplamalarda hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.

VI. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile HMK'nın 371. maddesi gereğince Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, HMK'nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, davacılar vekili duruşmaya katılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 15/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.