Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7954 E. 2022/2138 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydındaki yüzölçümü uyuşmazlığının düzeltilmesi talebinde görevli mahkemenin hangisi olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydındaki yüzölçümü düzeltme davalarının çekişmesiz yargı işlerinden olup görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu, asliye hukuk mahkemesinin görevsizliği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM

Taraflar arasındaki tapu iptal-tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları...’ndan kendilerine intikal eden 39 parsel sayılı taşınmazda değişik dönemlerde parselasyon çalışmaları yapıldığını, bu parselasyon çalışmalarından 529 no.lu planda hata olduğunu, hatanın varlığını İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davadaki raporla öğrendiklerini, gerçekte alanın 11.997 m2 olmasına rağmen tapuda 8.854 m2 olarak yazılı olduğunu, bu hususun Tapu Müdürlüğünce de tespit edilerek kaydına şerh düşüldüğünü, başvuru yaptıkları Kadastro Müdürlüğünün de hatanın varlığını kabul etmesine rağmen dop, zayiat ve dağıtımı değiştireceği için idari yoldan düzeltilemeyceğini bildirdiğini, bu nedenle 529 no.lu plana ayrılan alanın gerçekte 37.682 m2 olmasına rağmen 42.280 m2 olarak gösterilmesinden kaynaklanan hesap hatası sonucu tapuda yanlış yazılan yüz ölçümünün düzeltilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, alan hatasının parselasyon planının hatalı uygulanmasından kaynaklanması nedeniyle husumetin ilgili Belediye Başkanlığı ile düzeltmeden etkilenecek parsellerin tespiti halinde bu parsel maliklerine yöneltilmesi gerektiğini, davanın Kadastro Kanunu'nun 31. maddesi kapsamında olmadığını, davacı tarafın parselasyon planının iptaline yönelik dava açması gerektiğini, davanın kabulüne karar verilmesi halinde dava konusu parseldeki alan hatasına kendileri sebebiyet vermediğinden aleyhlerine yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece, yapılan yanlışlığın bilirkişi raporu ile saptandığı üzere hesap hatasından kaynaklandığı, taşınmazın sınırlarında bir değişiklik olmadığı, sadece tapudaki miktar değişeceğinden komşu parsel kayıtlarının etkilenmeyeceği, tapu kayıtlarının yanlış tutulmasından davalı idarenin sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davanın hak düşürücü sürede açılmadığını, taşınmazın aynına ilişkin dava olması sebebiyle nispi harç alınması gerektiğini, davalı idarenin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, hatanın 3194 sayılı Kanun'un 18.maddesinden kaynaklandığını, bu tür hataların kadastro müdürlüklerince düzeltilmesinin mümkün olmaması sebebiyle davacıların uygulamayı yapan idareye karşı dava açması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemişlerdir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 10.03.2021 tarihli ve 2021/1207 E., 2021/1314 K. sayılı kararıyla; taşınmazın zemindeki miktarının tapudaki yüzölçümü ile uyumlu olmadığı, zemindeki farklılığın dava konusu taşınmazın tapu kaydı sınırları içerisinde olup, komşu parseller yüzölçümünde herhangi bir değişikliğe neden olmadığı, hatanın varlığının taşınmazın tapu kaydına idarece verilen şerh içeriği ile de sabit olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davalı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, davalı idarenin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, hatanın 3194 sayılı Kanun'un 18. maddesinden kaynaklandığını, bu tür hataların kadastro müdürlüklerince düzeltilmesinin mümkün olmaması sebebiyle davacıların uygulamayı yapan idareye karşı dava açması gerektiğini ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.

3.Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, Tapu Kanunu'nun 31. maddesi uyarınca açılan tapuda yüzölçümü düzeltilmesi isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 31. maddesinde “Gayrimenkul malların yüz ölçüsü tapu sicilinde yazılı miktardan fazla çıkıpta bu fazlalığın bitişik araziye el uzatmaktan ileri gelmediğine ve sınırca da bir değişiklik olmadığına Mahkemece karar verilirse sicille karar veçhile kaydolunur. Mahkeme gayrimenkulün başında incelemeler yapar ve bitişik gayrimenkul maliklerini dinler. Mahkeme kararına, tapu fen memurlarına ve bunlar yoksa yetkili fen memurlarına veya mühendislere yaptırılacak o yere ait harita da eklenir. İtiraz halinde genel hükümler çerçevesinde dava açılır. ”

6100 sayılı HMK’nın 382/1-ç-1. maddesinde Eşya hukukundaki çekişmesiz yargı işleri: “ 1) Taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin

yapılması.” ve aynı Kanun'un 383. maddesinde ise ''Çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesidir." hükmüne yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Somut olayda, yapılan keşif ve alınan raporla çekişme konusu taşınmazdaki yüzölçümü hatasının başka parsel maliklerinin hukuki durumunu etkilemediği açık olup bu husus hem İlk Derece Mahkemesinin hem de Bölge Adliye Mahkemesinin kabulündedir.

3.3.2. Tapu Kanunu'nun 31. maddesine dayalı yüzölçümü belirlenmesine ilişkin bu istek çekişmesiz yargı niteliğinde bulunduğundan, 6100 sayılı HMK’nın 382/1-ç-1. maddesi ve yine aynı Yasanın 383. maddesi gereğince görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.

3.3.3. Hâl böyle olunca; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince, görev dava şartlarından olup, her aşamada re’sen gözetileceğinden Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esası hakkında karar verilmesi isabetsizdir.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yön itibariyle kabulü ile 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nin 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın kararı veren İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.