"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, davacı ...'ın davalılar ... ve ...'tan faizle borç para aldığını ve anılan davalıların davacılar ve ailenin diğer üyeleri üzerindeki maddi-manevi baskı ve tehdidin etkisi ile dava konusu ... ada ... sayılı parseldeki 1/2'şer paylarını davalıların bilgisi ve talimatı ile diğer davalı ...'e teminat olarak ve geri almak şartı ile devrettiklerini, devirden kısa bir süre sonra da davalı ...'in taşınmazı diğer davalı ...'e aktardığını, bu temlikin muvazaalı olduğunu, taşınmazı iade etmediklerini ileri sürerek tapu iptali ve tescile, mümkün olmazsa şimdilik 10.000 TL'nin faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişler, aşamada taleplerini ıslah etmişlerdir.
Davalı ..., dava konusu taşınmazın inanç sözleşmesine dayalı olarak devredilmediğini, davacıların, taşınmazı kardeş olup birlikte ticaret yapan diğer davalılara sattığını, kendileri hazır olmadıkları için taşınmazın adına tescil edildiğini davalılar ..., ... ve ..., davacı taraf ile aralarında bir inanç sözleşmesi bulunmadığını, davacıların düştükleri zor durumdan ticaret yaptıkları kişileri şikayet ederek ve haklarında dava açarak kurtulmaya çalıştıklarını, davalı ...'in taşınmazı bedeli karşılığında diğer davalı ...'den satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, Dairece; “Tüm bu maddi olgular ve davalı ...'in beyanı değerlendirildiğinde esasen taşınmazın davalı ...'e temlik edildiği, ...'in isteği üzerine davalı ... adına tescil edildiği 27.08.2012 tarihli belgedeki bedel ödendiğinde de davacı tarafa iade edileceği açık olup esasen taraflar arasında inaçlı işlemin bulunduğu mahkemenin de kabulündedir. Hal böyle olunca, 27.08.2012 tarihli sözleşmede belirtilen bedelin davacılar tarafından ödenip ödenmediğinin açıklığa kavuşturulması, tümü ödenmiş ise tazminat isteğinin kabul edilmesi,tamamı ödenmemiş ise kalan miktar için 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 97. maddesi de gözetilerek bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli olmamıştır “ gerekçesi ile bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyulmuş, davacılar HMK'nın 125. maddesine göre davadan doğan hak ve alacaklarını ... isimli kişiye devretmişler, Mahkemece oluşturulan ara kararında bu kişi davacı olarak kabul edilmiş, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; Dairece “... taşınmazın dava tarihindeki değerinden davacının davalı tarafa ödemesi gereken ancak ödemediği borcu indirilmek sureti ile kalan bedelin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davacının inançlı işlem sözleşmesine göre davalı tarafa ödemiş olduğu bedel miktarı kadar kısmen kabule hükmedilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davanın 194.000,00 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, davacılardan harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı 9.939,24 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/12/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
- KARŞI OY -
11.03.2021 tarihli karşı oy yazısındaki gerekçelerle hüküm bozulmalıdır. Buradaki sıfattan kastedilen dava takip yetkisidir. Dava şartıdır ve davanın her aşamasında hakim tarafından re'sen dikkate alınır. Davanın davacılar ... ve ... huzurunda görülmesi için hüküm bozulmalıdır. Çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum.