"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ......
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, davacı ... ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kadastro çalışmaları sonucunda; Varto ilçesi Dönertaş köyü çalışma alanında bulunan ve Hazine adına tevzi tapusu nedeniyle tespit ve tescil edilen 11, 14, 34, 35, 91, 124 ve 134 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davacılar ... ve ... ile ölü ... mirasçılarının davalarının hak düşürücü süre yönünden reddine, diğer davacılar yönünden kısmen kabulü ile 11, 14, 34, 35, 91, 124 ve 134 parsel sayılı taşınmazların isim ve payları belirtilmek suretiyle davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davacılar vekili ile davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 26.04.1993 tarihli ve 1992/8126 Esas-1993/4297 Karar sayılı kararı ile “...müşterek muris ... ...’in veraset ilamı alınarak ölüm tarihi itibariyle terekesi iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi ise davacı ... dışında kalan tüm mirasçıların davaya dahil edilmesi veya usulüne uygun muvafakatlarının temini veya terekeye mümessil tayini suretiyle davanın mümessil huzuru ile yürütülmesi gerekir. Ayrıca davacı ... ...’nin dava tarihi itibariyle 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açtığının anlaşılmasına rağmen ... ... yönünden davanın reddine karar verilmiş olması da doğru değildir. Bundan ayrı davacılar tespitten önceki zilyetliğe dayanmış olup 3402 sayılı Kanun’un 14. maddesinde belirtilen vergi kaydına ve benzeri bir belgeye dayanmadıklarına göre zilyetlik yolu ile kazanabilecekleri miktar sulu arazide 40, kuru arazide 100 dönümü geçemeyecektir. Anılan maddedeki miktar sınırlamasının davacıların sayısına göre değil, taşınmazın tümüne göre hesap edilmesi gerekeceğinden, davacıların tercih hakları hatırlatılmak suretiyle 100 dönüme ait kaydın iptal ve tesciline karar vermek gerekirken 100 dönümlük miktarı aşarak taşınmazların tamamının iptal ve tesciline karar verilmesi de isabetsiz... ” bulunduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 01.07.2010 tarihli ve 1993/59 Esas- 2010/31 Karar sayılı kararıyla; zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davacı taraf yararına gerçekleştiği gerekçesiyle dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptaline, hükümde isim ve payları belirtilen davacılar adına tapuya tesciline, davacılar ..., ... ve ...’ın davalarının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı ... ile davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1.Davacı ..., kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
5.2.Davalı Hazine vekili, eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 104. maddesinde; "Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır."
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesinde, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir."
6.2.4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1. maddesinde, "Kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde, 766 sayılı Kanun'un 37. maddesi veya 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur.” hükümleri düzenlenmiştir.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Hüküm davacı ...’e 22.08.2013 günü tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise 13.09.2013 tarihinde verilmiştir. Bu durumda 6100 sayılı HMK’nın Geçici 1/2. maddesi ve 1086 sayılı HUMK’nın 432. madddesi gereğince 15 günlük temyiz süresinin son günü 06.09.2013 tarihi olduğundan davacı ...’in temyiz isteminin süreden reddine karar verilmelidir.
6.3.2. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmazlar üzerinde zilyetlikle mülk edinme şartlarının davacı taraf yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır.
Çekişmeli taşınmazlar, ... tevzi komisyonunca hazırlanan tapu kaydının kapsamında kalması nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, davacılar, taşınmazların ... tevzi komisyonu çalışmaları öncesinde murislerinin kullanımında olduğu, irsen intikal suretiyle lehlerine zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğu iddiası ile dava açmışlardır. Mahkemece belirtmelik tutanak ve haritaları, dağıtım cetvelleri getirtilmemiş, kadastro paftası ile ... Tevzi haritaları çakıştırılmamış, dayanak kayıtların kapsamları tayin edilmemiştir. Davacılar ve murislerinin taşınmazlardaki zilyetliğinin süresi ve taşınmazların vasfı da tam olarak anlaşılamamaktadır.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için önce çekişmeli taşınmazlara kadastro tespiti sırasında uygulanan Hazine tapuları, kayıtların dayanağını oluşturan belirtmelik tutanak ve haritaları, dağıtım cetvelleri, belirtmelik tutanaklarında uygulanan kayıt varsa kayıtlar da tesisinden itibaren getirtilmeli, taşınmazlara komşu tüm parsellerin kadastro tespit tutanakları ve uygulanan kayıtlar, ... Tevzi çalışmalarının yapıldığı tarihten öncesine ve çalışmaların yapıldığı yıllara ait hava fotoğrafları Harita Genel Müdürlüğünden istenilmeli, eski tarihli memleket haritaları ve uydu fotoğrafları da getirtilerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan sonra, taşınmazların bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi ve aynı yönteme göre belirlenecek taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu ve ayrıca jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulunun katılımı ile keşif yapılmalıdır.
Yapılacak keşifte her bir taşınmaz başında Hazine tapuları tek tek yerel bilirkişi yardımı fen bilirkişi eli ile uygulanmalı, fen bilirkişisinden tapu kaydı haritası ile kadastro paftası haritası ölçekleri eşitlenerek ve zemine çakıştırılarak uygulanmasını ve buna göre tapu kayıtlarının kapsamlarını gösterir krokili rapor alınmalı, tapu kaydının haritasının fenni sıhhatte uygun olmaması halinde sınırları itibariyle uygulanarak tek tek kapsamları krokide gösterilmeli, belirtmelik tutanağında uygulanan kayıtlar varsa bu kayıtlar da zemine uygulanarak aynı yöntemle kapsamları belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, kim tarafından, ne zamandan beri kullanıldığı, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, keşifte alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli, teknik bilirkişi heyetine ... Tevzi çalışmalarının yapıldığı tarihlerde ve öncesinde çekilmiş hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazlar hava fotoğraflarında gösterilmeli, bu yerlerin önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, ziraatçı bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazların öncesinin ne olduğu, ... yapısı, bitki örtüsü, komşu parsellerle mukayesesi, mera taşınmazları ile arasında doğal ya da yapay kadim bir sınırın bulunup bulunmadığı, mera taşınmazları ile aynı özellikleri taşıyıp taşımadığı ve taşınmazların mera vasfında olup olmadığı hususlarında bilimsel verilerle desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, taşınmazların değişik yönlerden fotoğrafları çektirilerek rapora eklenmeli, belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda taşınmazların Hazineye ait tapu kayıtları kapsamında kalmaları halinde tapu kayıtlarının tesisinden geriye 20 yıllık zilyetlik süresinin davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediği, tapu kayıtları kapsamı dışında kalan taşınmaz ya da taşınmaz bölümlerinin bulunması halinde davacı yararına tespit tarihinden geriye 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen şartların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak değerlendirilmeli, davacılar ve murisleri adına aynı çalışma alanında belgesiz zilyetlik yolu ile edinilen taşınmaz miktarı yönünden de ayrıntılı araştırma yapılmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
6.3.3. Kabule göre de; çekişmeli 124 sayılı parsel hakkında üç kez hüküm kurulması, çekişmeli 14 ve 91 sayılı parseller yönüyle hüküm kurulmaması dahi isabetsizdir.
V. SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1. Davacı ...’in temyiz dilekçesinin 1086 sayılı HUMK’un 432. maddesi ve 01.06.1990 tarihli 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süreden REDDİNE, istek halinde peşin alınan temyiz harcının yatırana iadesine,
2. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.