Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1453 E. 2024/307 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tescil dışı bırakılan taşınmazın davacı tarafından kazandırıcı zamanaşımı yoluyla tescili talebi üzerine açılan davada, yerel mahkemenin davanın kabulüne karar vermesi üzerine davalı Hazine vekilinin temyiz istemiyle uyuşmazlık çıkmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararında belirtilen hususlara uymayarak, özellikle taşınmazın mera vasfında olup olmadığı, imar planı içinde bulunup bulunmadığı ve komşu parsellerin durumu gibi konularda yeterli araştırma yapmadan ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri gereğince gerekli incelemeyi yapmadan hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/117 E., 2020/106 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında görülen kadastro harici bırakılan yerin tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından Mahkeme kararının bozulmasına hükmedilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan ...'in 129 ada 34 nolu parsel dahilinde ölçülen yerinin davalı adına yapılan tespitinin iptali ile komşu parseli olan 129 ada 33 nolu parseline eklenmesini, davalılardan ...'e ait 169 ada 3 nolu parsel dahilinde ölçülen yerinin bu parselden ifrazı ile komşu parseli olan 137 ada 4 nolu parseline eklenmesini, 137 ada 1 nolu parselinin yeniden ölçümünün yapılarak ve zilyetliği göz önüne alınarak komşu taşınmazlara kayan veya tespit dışı bırakılan yerinin bu taşınmazlardan ifrazı ve parseline eklenmesi suretiyle adına tapuya tescilini talep etmiştir.

2. Tapu iptal ve tescil talebi yönünden kadastro mahkemesi görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilerek tescil davası yönünden dosya tefrik edilmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece davacının iddiasına konu taşınmaz bölümlerinin mera ve yol vasfında oldukları, özel mülkiyete konu edilemeyecekleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19.11.2015 tarihli ve 2015/12759 Esas 2015/13675 Karar sayılı kararıyla;

a. Davacının çekişmeli 101 ada 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden açtığı davanın görevsizlik kararı verilerek kadastro mahkemesine aktarılması,

b. Paftasında yol olarak tescil harici bırakılan bölüm yönünden ise yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu belirtilerek, doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde 3 kişilik mahalli bilirkişi kurulu, uzman ziraat bilirkişisi ve taraf tanıkları aracılığı ile keşif icra edilmeli, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı çekişmeli taşınmaz bölümünün yol olup olmadığı, yol olarak kullanılıyorsa bu kullanımın kadimden bu yana devam edip etmediği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, uzman ziraat bilirkişiden taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini belirtir şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, çekişmeli taşınmazın bilirkişi tarafından denetime elverişli şekilde fotoğrafları çektirilerek dosya arasına alınması" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Fen bilirkişisinin 08.01.2020 tarihli raporun ve eki krokide gösterildiği üzere 137 ada 1 parsel sayılı taşınmazda (B) harfi ile gösterilen kısmının yüz ölçümünün 162,30 m2 geldiği, tamamının kadastro paftasında yol olarak bırakılan yere isabet ettiği, dava konusu alanın davacı tarafça üç kuşaktan beri ev ve bahçe vasfı ile kullanıldığı, bu kullanımın kadimden beri devam ettiği, çekişmeli bölümde köyün kullanımına ait bir yol olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 08.01.2020 havale tarihli fen bilirkişi raporu ile ekindeki krokide (B) harfi ile kırmızı taralı olarak gösterilen ve 162,30 metrekare olarak ölçülen, kadastro çalışmaları sırasında davalı ... adına yol olarak tespit dışı bırakılan dava konusu 162,30 metrekare alanın davacıya ait ... Köyü 137 ada 1 nolu parsele tevhidi ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; zilyetlikle kazanım şartlarının davacı lehine gerçekleşmediğini, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğunu öne sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sırasında "yol" olarak tescil harici bırakılan yerin tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü ve 17 inci maddeleri,

3. Değerlendirme

1. Davacı; ... Köyü, "yol" olarak tescil harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kendi adına kayıtlı 137 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek suretiyle tescili istemiyle dava açmıştır.

2. Mahkemece kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği için aranan şartların bulunduğu gerekçesiyle kabule karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmaz bölümünün sınırında mera bulunduğu halde mera araştırması yapılmamış, taşınmazın imar kapsamında alınıp alınmadığı sorulmamış, dava konusu taşınmaza komşu taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa bu tutanakların dayanağı belgeler getiriltilmemiş, belgelerdeki sınırların dava konusu taşınmazı ne şekilde okuduğu tespiti edilmemiş, TMK'nın 713 üncü maddesinin 4-5 inci fıkraları gereğince yasal ilan yapılmamış olup bu şekilde eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizdir.

3. O halde Mahkemece, dava konusu taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları (tespite esas dayanakları) tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli, taşınmazın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı Belediye Başkanlığından sorulmalı, Harita Genel Müdürlüğü WEB sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava tarihinden(imar planı içerisinde ise bu tarihten) 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden, bu fotoğraflardan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ise ilgili kurumlardan getirtilmeli, komşu taşınmazlara ait kadastro tutanakları, hükmen oluşmuş iseler mahkeme dosyaları celp edilmeli;

4. Bundan sonra, mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek komşu köylerden üç kişilik mahalli bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, taşınmazın evvelinde kadim mera olup olmadığı, mera ile arasında ayırıcı bir sınır bulunup bulunmadığı, taşınmazın öncesinde kadim yol olup olmadığı, mera değil ise imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle oluşan çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmeli;

5. Ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın evvelinde mera olup olmadığı, mera özelliği gösterip göstermediği hususlarını belirleyen, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde değerlendirilerek taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı, taşınmazın ne zaman imar ihya edildiği ve tamamlandığı hususlarını açıklayan, önceki tarihli ziraatçi bilirkişi raporunu da irdeler şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz ile çevresinin yakın plan ve panaromik fotoğrafları çektirilip üzerine taşınmazın sınırlarının işaretlenilmesi istenilmeli; Mahkeme hakiminin

taşınmazın konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı;

6. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisinden taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle ve temin edilebilecek en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, taşınmazın mera vasfında olup olmadığı, mera ile arasında ayırıcı bir sınır bulunup bulunmadığı, taşınmazın taşlık-çalılık gibi imar ihyaya muhtaç olan yerlerden mi yoksa boş (hali) nitelikte mi bulunduğu, taşınmazın yol vasfında olup olmadığı, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren başladığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlemesi istenilmeli;

7. TMK'nın 713/4-5'inci maddesinde belirtilen gerekli ilanlar mutlak surette yapılarak yararı olan kişilere itiraz hakkı tanınmalı;

8. Fen bilirkişisine keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir krokili rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra taşınmazın öncesine ait niteliği doğru şekilde belirlenerek öncesinin mera ya da yol olmadığının anlaşılması halinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddeleri dikkate alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Yukarıda değinilen hususlar göz ardı edilerek hüküm kurulması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA,

2. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

15.01.2024 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.