"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: AKSARAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi, eski hale getirme davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; mera niteliğindeki 105 parsel sayılı taşınmaza davalının kulübe yapmak suretiyle tecavüz ettiğini, tecavüzü önlemek için idarece 3091 sayılı Yasa uyarınca işlem yapıldığını ve men kararı verildiğini, buna rağmen davalının tecavüze devam ettiğini ileri sürerek, davalının müdahalesinin men’ine ve taşınmaz üzerindeki muhdesatların kal’i ne karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davacının aktif dava ehliyeti olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve Yasaya aykırı olduğunu, İl Tarım Müdürlüğünün mera arazileri üzerinde zilyet konumunda olduğunu, bu nedenle zilyetliğine tecavüz durumlarında zilyetliğini korumak için dava açma hakkının bulunduğunu,davanın taşınmaza tecavüzle ilgili olup, mülkiyet sahipliği ile ilgili olmadığını, bu nedenle davada taraf sıfatlarının bulunduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 27/12/2021 tarihli ve 2021/1720 Esas, 2021/1741 Karar sayılı kararıyla; 4342 sayılı Mera Kanunu uyarınca, meraların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu ve bunlardan yararlanma hakkının bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olabileceğinin hüküm altına alındığı, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan meralar hakkında Hazinenin mülkün sahibi olması sıfatıyla dava açma hakkının bulunduğu, Mera Kanunu'nun 6. maddesinde mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdidinin Bakanlıkca yapılacağının belirtilmiş olup Bakanlığın yetkisinin tespit, tahsis ve tahdidin değiştirilmesi ile sınırlı olduğu, anılan Bakanlığa genel mahkemede mera, yaylak ve kışlaklar hakkında onları koruma ya da sahiplenmeye yönelik dava açma hakkının açık bir hükümle tanınmadığı, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın genel bütçeye dahil idarelerden olmakla birlikte yasa ile verilen görevleri dışında mülkün sahibi olan Hazineyi doğrudan doğruya temsil yetkisi de olmadığından aktif dava ehliyeti bulunmadığı ,davacı vekilinin aynı zamanda Hazine vekili de olmasının eldeki davanın Hazine adına açıldığını göstermeyeceği gibi olayda HMK'nın 124. maddesinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve Yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, meraya el atmanın önlenmesi, yıkım ve eski hale getirme isteklerine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4).
3.2.2. 31.05.1965 tarihli, 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder.
3.2.3. Meraya elatmanın önlenmesi veya aidiyetinin tesbiti davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle (V/3.2.) no.lu paragrafta yer verilen yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinin yerinde olmasına, (III) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesinin gerekçesine göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragrafta yazılı olduğu üzere karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 08/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.