Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1970 E. 2022/5212 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ölünceye kadar bakma akdiyle davalıya devrettiği taşınmazların muvazaalı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın malvarlığının önemli bir kısmını devretmesinin muvazaa karinesi oluşturduğu, davalının bakım edimini yerine getirmiş olsa dahi mirasbırakana ait diğer malvarlığının varlığı ve temlik edilen kısmın makul sınırı aşması nedeniyle yerel mahkemenin tapu iptali ve tescil kararının, vekalet ücretine hükmedilen miktar ve mirasçı tespiti hususunda düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis davası sonunda Yerel Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 28/06/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar ... v.d. vekili Avukat gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakan ...’in, 15, 75, 338, 813 ve 1047 parsel sayılı taşınmazlarını davalıya ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakana kendilerinin baktıklarını ileri sürerek davalı adına olan kayıtların iptali ile mirasçılar adına payları oranında tescile, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında davacılardan ...’in ölümü üzerine davaya mirasçıları tarafından devam edilmiştir.

II. CEVAP

Davalı, mirasbırakanın mal kaçırma maksadı taşımadığını, adına kayıtlı başka taşınmazlar da olduğunu, mirasbırakanın ölümünden yaklaşık iki yıl önce davacılardan bakımı konusunda yardım istediğini, bakmayacaklarını belirtmesi üzerine davalıyı yanına çağırdığını ve davalının mirasbırakanın her türlü ihtiyacını karşıladığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 17/09/2014 tarihli ve 2013/69 E. 2014/355 K. sayılı kararıyla, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 14/03/2018 tarihli ve 2015/6256 E. 2018/6950 K. sayılı kararıyla; “… Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki; mirasbırakanın malvarlığı araştırılmamış, temlikin makul sınırlar içinde kalıp kalmadığı yönünde inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Hâl böyle olunca; mirasbırakanın terekesinin tamamının değerinin saptanması, ölünceye kadar bakma akti ile yapılan temlikin makul sınırlar içinde kalıp kalmadığının belirlenmesi, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda deliller değerlendirilmek suretiyle mirasbırakanın gerçek iradesinin açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken anılan hususların gözardı edilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle mahkemenin kararı bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 03/11/2021 tarihli ve 2018/435 E., 2021/241 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın taşınmazlarından birini devrederek bakımını sağlama imkanı varken malvarlığının önemli bir kısmını devretmesinin muvazaalı olduğu, makul karşılanabilecek sınırın aşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili, harcı tamamlanmayan değer üzerinden fazla vekalet ücretine hükmedildiğini, davalının mirasbırakanı babası ve annesinin bakımını üstlenmek için İstanbul'dan baba evine göç ettiğini, davalının adeta bir bebek gibi mirasbırakana baktığını, mirasbırakanın altını bağlamak, beslemek ve giydirmek dahi tüm ihtiyaçlarının davalı ve eşi tarafından tek başına yerine getirildiğini, mirasbırakanın yaşı, fiziki ve genel durumu, ilaveten eşinin mevcut rahatsızlıkları bakım ihtiyacının gerçek ve sözleşme iradesinin makul olduğunu ortaya koyduğunu, davalının edimini fazlasıyla yerine getirdiğini, mirasbırakanın eşitliği gözeten kimse olarak ölünceye kadar bakma akdi öncesinde de davanın tarafları arasında hakkaniyetli paylaşım yapmak amacıyla Keşan 1. Noterliğinin 28.08.2002 tarih ve 5772 yev. no.lu işleminde kayıtlı “Düzenleme Şeklinde Mirastan Feragat Sözleşmesi” ile çocukları arasında hak dengesini gözetmeye çalıştığını, mirasbırakanın sağlığında davacı oğullarına da kazandırmada bulunduğunu, mal kaçırma kastının varlığının ispatlanamadığıhı, tanık beyanları ile de mirasbırakan ile davacı çocukları arasında husumet bulunduğuna dair bir ifadenin bulunmadığını, mirasbırakanın çocuklarıyla beşeri ilişkisinin iyi olduğunu, bozma kararından sonra alınan bilirkişi raporu ile davalıya temlik edilen taşınmazların tüm malvarlığına oranının makul düzeyde olduğunun sübut bulduğunu, mirasbırakanın kalan malvarlığının davacıların saklı pay değerinden oldukça fazla olduğunu, temlikin muvazaalı olmadığını belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği belirtilmiştir.

6.2.2. 4721 sayılı TMK’nın 28/1. maddesinde; “Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer.” düzenlemesine yer verilmiş olup tapu sicilinde yapılacak tescil, terkin ve düzeltim gibi işlemler, doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince kamu düzenini ilgilendirdiğinden, bu hususların kendiliğinden göz önüne alınması gerekmektedir.

6.2.3. Öte yandan, taşınmazlarla ilgili davalarda vekalet ücretine esas olan değer ya dava dilekçesinde gösterilen değer veya mahkemece keşifte belirlenen ve buna göre eksik harcı tamamlanan değerdir. Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre de, taşınmazın keşif sonucu belirlenen değeri üzerinden eksik harç tamamlanmamış ise, vekalet ücreti dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden takdir edilir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Hemen belirtmek gerekir ki, kararın (IV./2.) nolu paragrafında yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.

6.3.2. Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;

Somut olayda, dava 12.000,00 TL değer gösterilmek ve harçlandırılmak suretiyle açılmış, yapılan keşif sonucunda dava tarihi itibarıyla taşınmazlarda davacıların miras payına isabet eden değer ise 118.819,00 TL olarak belirlenmiş, mahkemece keşfen belirlenen bu değer üzerinden harç tamamlanmadan yargılamaya devam edilerek davanın kabulüne karar verilmiş olup, bu durumda dava dilekçesinde harçlandırılan 12.000 TL üzerinden davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, harcı tamamlanmayan miktar üzerinden fazla vekalet ücreti tayini doğru olmadığı gibi; yargılama sırasında ölen davacı ...’in veraset ilamına atıf yapılmak suretiyle mirasçıları adına tescil hükmü kurulması gerekirken, bu husus göz ardı edilerek ölü davacı adına tescil hükmü kurulması da isabetsizdir.

Ancak; değinilen bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onaması gerekmiştir.

V. SONUÇ:

Davalı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile;

1-Hükmün 2. bendinde yer alan; “...iptal edilen 1/3 payın davacı ... oğlu 1958 doğumlu ... adına tapuya KAYIT VE TESCİLİNE...” ifadesinin hükümden çıkarılarak yerine; “...iptal edilen 1/3 payın Keşan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/41 Esas 2019/40 Karar sayılı veraset ilamındaki miras payları oranında davacı ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline” cümlesinin yazılmasına,

2-Hükmün 4. bendinde yer alan “21.747,28 TL” ibaresinin hüküm yerinden çıkarılarak, yerine; “4.080,00 TL” ibaresinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına, alınan peşin harçların temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.