Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2458 E. 2022/5482 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ehliyetsizlik ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, terekeye temsilci atandıktan sonra mirasçıların dava ehliyetinin devam edip etmediği ve bozma kararına uyularak verilen davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın doğru olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Terekeye temsilci atandıktan sonra mirasçıların dava ehliyetinin sona erdiği ve davayı takip yetkisinin tereke temsilcisine geçtiği, HMK 150/1 ve 5. fıkraları uyarınca tereke temsilcisinin duruşmaya katılmaması nedeniyle davanın işlemden kaldırılması ve akabinde yenilenmemesi üzerine davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde hukuki isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL - TAZMİNAT

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil/bedel, tazminat davası sonunda Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 23/12/2021 tarihli, 2021/908 Esas, 2021/1294 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde dahili davacılar Semra ve Beyza vekilleri ile tereke temsilcisi tarafından temyiz edilmiş olmakla; tereke temsilcisinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vasisi ..., davacının akıl sağlığının yerinde olmaması sebebi ile kısıtlanarak vesayet altına alındığını, davacının bu durumundan yararlanan davalı kızı Azize'nin, boşandığı ancak halen birlikte yaşadığı ... ile planlı şekilde hareket edip davacıdan ... adına satış yetkisi içerir vekâletname aldığını, ...'in de vekâlet görevini kötüye kullanarak davacının maliki olduğu 1284 ada 1 parseldeki 1 ve 12 nolu bölümleri ile 3884 ada 6 parseldeki 2 nolu bölümü kardeşi olan davalı ...'a satış suretiyle muvazaalı biçimde aktardığını, işlem tarihlerinde davacının aynı zamanda ehliyetsiz olduğunu ileri sürerek tapu iptal ve davacı adına tescile, mümkün olmadığı takdirde rayiç bedellerinin faizi ile birlikte davalılardan alınmasına, ayrıca mahrum kalınan kira bedellerinin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş; davacı ... yargılama aşamasında ölmüş, mirasçıları davaya dahil edilmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, davacının ehliyetli olduğuna dair doktor raporu alındıktan sonra vekâletnamenin düzenlendiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 15/07/2014 tarihli ve 2006/497 E., 2014/417 K. sayılı kararıyla; yargılama sırasında davacının öldüğü, tüm mirasçılarının davadan haberdar edildiği ve taraf koşulunun oluştuğu, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulundan alınan rapor neticesinde murisin işlem tarihinde fiil ehliyetine haiz olmadığı, öte yandan temlikten sonra taşınmazların kira bedellerinin tahsil edilerek sebepsiz zenginleştikleri gerekçesi ile davalılar ... ve ...yönünden tapu iptal ve tescil isteği ile kira bedeli isteğine ilişkin davanın kabulüne, davalı ...'nin ise dava konusu hukuki işleme bizzat katılmadığı ve aleyhine açılan davada iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile onun yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde dahili davacı ... vekili, dahili davacı ... ile davalılar ... ile ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 28.04.2016 tarihli ve 2016/337 E., 2016/5232 K. sayılı kararıyla; "...Hâl böyle olunca; mirasçılar arasında menfaat çatışması da bulunduğu gözetilerek öncelikle davacı terekesine Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi gereğince atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 121/06/2018 tarihli ve 2016/504 E., 2018/405 K. sayılı kararıyla; terekeye temsilci atanması sağlanarak tamamlanan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davacı mirasçıları ile davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.

5. İkinci Bozma Kararı

Dairenin 07/02/2019 tarihli ve 2018/5446 E., 2019/744 K. sayılı kararıyla; “...Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanması durumunda mirasçıların davadaki sıfatları sona ereceğinden ve davayı takip etme yetkisi tereke temsilcisine ait olacağından, bir kısım davacı mirasçılarının temyiz dilekçesinin reddine. Davalıların temyizine gelince: Somut olayda, ölen davacının terekesine atanan temsilcinin davet edildiği 21.06.2018 günlü duruşmaya gelmediği gibi davalı tarafın da duruşmaya katılmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nın 150/1. maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir…” gerekçesiyle karar ikinci kez bozulmuştur.

6. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 09/07/2019 tarihli ve 2019/334 E., 2019/361 K. sayılı kararıyla; Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulundan alınan rapor ile davacı ...'nın işlem tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığı, öte yandan temlikten sonra taşınmazların kira bedellerinin tahsil edilerek sebepsiz zenginleştikleri gerekçesi ile davalılar ... ve ...yönünden tapu iptal ve tescil isteği ile kira bedeli isteğine ilişkin davanın kabulüne, davalı ...'nin ise dava konusu hukuki işleme bizzat katılmadığı ve aleyhine açılan davada iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile onun yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davacılar Semra ve Beyza vekilleri, tereke temsilcisi vekili ile davalılar ... ve ...vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Üçüncü Bozma Kararı

Dairenin 23/06/2021 tarihli ve 2020/1247 E., 2021/3548 K. sayılı kararıyla; “...Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanması durumunda mirasçıların davadaki sıfatları sona ereceğinden ve davayı takip etme yetkisi tereke temsilcisine ait olacağından, dahili davacılar .... ve ... vekillerinin temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı reddine. Tereke temsilcisi ile davalılar ... ve ...'in temyiz itirazlarına gelince; ...Ne var ki mahkemece, bozmaya uyulmakla ilgilileri yönünden usuli kazanılmış hak doğmasına karşın bu temel usul kuralı gözardı edilerek bozma ilamının gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, bozma ilamında, bozma ilamına uyulmasına karar verilen 09.07.2019 tarihi itibariyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesinin istendiği, bu tarihten sonra süresi içerisinde usulünce bir yenileme talebinde bulunulmadığı gözetilmek suretiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle karar üçüncü kez bozulmuştur.

9. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 23/12/2021 tarihli ve 2021/908 E., 2021/1294 K. sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

10. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davacılar ... ve.... vekilleri ile tereke temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

11. Temyiz Nedenleri

11.1. Dahili davacılar ...ve ....vekilleri, tüm mirasçıların yer aldığı davada terekeye temsilci atanmasının yasal olmadığını, mirasçılar arasında menfaat çatışması ve fiili imkansızlık olduğunu bu anlamda davacıların davayı takip etme yetkisi ve sıfatlarının sona ermediğini, müracaata bırakma kararı verilmeden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hiç bir yasal dayanağının olmadığını, işlemden kaldırılmayan dosyanın yenilenemeyeceğini, bundan mütevellit dosyanın yenilenemediğini, davacıların neden olmadığı usul hataları yüzünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemişlerdir.

11.2. Tereke temsilcisi, 21/06/2008 tarihli duruşmaya sağlık sorunları nedeniyle katılamadığını, daha önce katılmadıkları duruşmada hüküm verildiğinden ve dosya işlemden kaldırılmadığından, 21/06/2018 tarihli duruşmaya katılamayacak olmalarına ilişkin sağlık mazeretlerini ve bunu ispata yönelik delillerini, ancak 16/11/2021 tarihli duruşmadan itibaren mahkemeye bildirebildiklerini, 03/11/2021 tarihine kadar, UYAP Vatandaş Portalde, bu dosyaya ulaşabileceği şekilde kaydı bulunmadığı için, UYAP Vatandaş Portalden de dosyaya ulaşma, inceleme ve katılamadığından 21/06/2018 tarihli duruşma için, UYAP üzerinden mazeret gönderme imkanının bulunmadığını, kaldı ki tarafına tebliğ edilen 10/05/2018 tarihli duruşma tutanağında; sözlü yargılama aşamasına geçildiğinin belirtildiğini, 22/07/2020 tarihli değişiklik öncesi HMK'nın 186/1. maddesine göre sözlü yargılama aşamasında, taraflardan biri duruşmaya gelmese de, mahkeme tarafından dosyanın işlemden kaldırılmayıp, hüküm verilmesi gerektiğini, Mahkemece davayı takip etme iradesi görülmesi nedeniyle, usul ekonomisi de gözetilerek, 21/06/2018 tarihli duruşmadan sonraki katıldıkları duruşmalarda, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmeyip; yargılamanın devam ettirilmesinin yerinde olduğunu, ayrıca dosya işlemden kaldırılmayıp, hüküm verilerek yargılama bitirildiğinden; yenileme dilekçesi vermeyi gerektirecek, HMK’da öngörülen şartların oluşmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

12. Gerekçe

12.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ehliyetsizlik ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali-tescil ve alacak isteklerine ilişkindir.

12.2. İlgili Hukuk

12.2.1. Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanmakla, mirasçıların davadaki sıfatlarının sona ereceği, davayı takip etme yetkisinin tereke temsilcisine ait olacağı açıktır. Diğer bir ifadeyle, mirasçıların davayı takip etmeleri neticeye etkili değildir.

12.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 150/1 maddesinde, “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.” hükmü, aynı maddenin 5. fıkrasında ise, “İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” hükmü düzenlenmiştir.

12.3. Değerlendirme

12.3.1. Somut olayda, terekeye temsilci atanmış olmakla, mirasçılar (dahili davacılar) Semra ve Beyza'nın davadaki sıfatlarının sona erdiği ve davayı takip etme yetkisinin tereke temsilcisine ait olduğu tartışmasızdır.

12.3.2. Dosyadaki delillere göre yapılan inceleme sonucunda (IV/8.) no.lu paragrafta belirtilen bozma kararına uyularak yapılan yargılamada aynı gerekçe benimsenerek (IV/9.) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

1. (IV/12.3.1.) no.lu paragrafta açıklanan nedenle; dahili davacılar ... ve .... vekillerinin temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı reddine, alınan peşin harcın talep halinde yatırana iadesine.

2. (IV/12.3.1.) no.lu paragrafta açıklanan nedenle; tereke temsilcisinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya, bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, tereke temsilcisinden temyiz karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.