Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2735 E. 2022/3874 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu tapuya tescil edilen taşınmazın tapu iptali ve tescil davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tapulama çalışmaları sonucu taşınmazın tescilinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davanın kadastro öncesi hukuki sebebe dayanması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi’nin davanın usulden reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : FETHİYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın esastan reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılar adına tapuda kayıtlı Fethiye ilçesi, Üzümlü Mahallesi 548 ada 8 parsel sayılı taşınmazın dilekçe ekinde bulunan krokide (A) harfi ile gösterilen 1.681,61 m2'lik kısmının kadim mezarlık niteliğinde olması nedeniyle tapu kaydının iptaline mezarlık vasfı ile ... adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; kabul anlamına gelmemek üzere zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazı olduğunu, açılan davanın süresinde açılmadığını, dava konusu taşınmazın kamu hizmetinde kullanılmadığını, mezarlık olmadığını, mezar taşı çalındığı, mezarlığın tahrip edildiği ve yok edildiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını, açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 04/12/2018 tarihli ve 2017/269 E., 2018/333 K. sayılı kararıyla; davanın kadastrodan sonraki sebebe dayanılarak açılmış olması nedeniyle hak düşürücü süreye tabi olmadığı, ancak mahallinde yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporları neticesinde dava konusu bölümün fiili mezar olduğu ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı ... vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, toprak örneği alınmadığını ve taşınmazda kazı yapılmadığını, taşınmazın Osmanlı zamanına uzanan bir mezarlık olduğunu, davalının taşınmazdaki mezar taşlarını söküp götürdüğünü, yok ettiğini, taşınmazın yanında eski mezar taşları bulunduğunu, Kadastro Kanunu'nun 16. maddesine göre, taşınmazın kamu malı olup belediyeleri adına tescili gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 26.09.2019 tarihli ve 2019/360 E., 2019/936 K. sayılı kararıyla; Mahkemece davanın esası hakkında inceleme yapılarak karar verilmiş ise de 1958 yılında kesinleşen tapulama çalışmaları sonucunda, tarla vasfı ile 27/11/1958 tarihinde tapuya tescil edildiği, 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde öngörülen kadastro öncesi sebeplere dayanılarak dava açmaya ilişkin 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, taraflarca ileri sürülmese bile Mahkemece yargılamanın her aşamasında gözönüne alınması gerektiği belirtilerek, davacı ... vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile H.M.K. m.355 ve 353/(1)/b-2. maddeleri gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına; davanın 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin dolması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 maddesi “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.”

3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3.2.4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre (IV.3) numaralı bentte yer verilen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA, aşağıda dökümü yapılan 36,30 TL harcın temyiz eden davacıdan alınmasına, 16/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.