Logo

1. Hukuk Dairesi2022/2781 E. 2022/5946 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından inançlı işlem iddiasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davası ile manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacı ile davalı arasında imzalanan protokole göre davacının borcunun bulunduğu, davacının bu borcu ödemediği ve protokolde belirtilen 10.000 TL dışındaki borcunu da ödediğine dair bir ispat sunamadığı gerekçesiyle tapu iptali, tescil ve tazminat taleplerini reddetmesinde isabetsizlik bulunmaması, ancak maktu harca hükmedilmesi gerekirken nispi harca hükmedilmesi doğru olmadığından hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil - tazminat davası sonunda İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 29/11/2021 tarihli, 2020/388 Esas, 2021/919 Karar sayılı karar ile 11/01/2022 tarihli ek karar, yasal süre içerisinde davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 20/09/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... ve vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden davalı ... vekilleri Avukat ... ve Avukat ..., davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlandı gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı, borçlarından dolayı maliki olduğu 1701 ada 6 parseldeki 2 nolu bağımsız bölümü muvazaalı olarak davalı ...'e devrettiğini, davalı ...'dan ise bir miktar borç para aldığını ve banka kart borcunu ödemesi karşılığında muvazaalı şekilde Mehmet'e devredilen taşınmazın teminat olarak davalı ...'a devredildiğini, taşınmazın tahliyesi için davalı ... tarafından noterden ihtarname gönderildiğini, her iki temliki işlemin gerçekte satış olmadığını ileri sürerek tapu iptal ve adına tescili ile davalı ...'dan 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Kartal 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/12/2010 tarihli ve 2009/133 E., 2010/564 K. sayılı kararıyla; iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 06/07/2011 tarihli ve 2011/2717 E., 2011/7962 K. sayılı kararıyla; "...tarafların tüm delillerinin toplanması, protokol başlıklı tarihsiz yazılı belgenin aslının istenmesi, ibrazı halinde yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde araştırma ve incelemenin yapılması, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, dava dilekçesinde sair deliller denilmek suretiyle yemin deliline de dayanıldığı halde mahkemece bunun dahi gözardı edilmiş olması isabetsizdir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/06/2016 tarihli ve 2012/62 E., 2016/219 K. sayılı kararıyla; davanın tapu iptali ve tescil istemi yönünden kabulü ile manevi tazminat istemi bakımından reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ile davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. İkinci Bozma Kararı

Dairenin 25/02/2020 tarihli ve 2017/4183 E., 2020/1288 K. sayılı kararıyla; "Hâl böyle olunca, davacı ile davalı ... arasındaki borç durumunun açıkça saptanması, davacının davalıya borcu olduğu belirlenirse 6098 TBK'nın 97. maddesi gereğince kalan borç miktarını mahkeme veznesine depo etmesi için davacıya önel verilmesi ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

6. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

Mahkemenin 29/11/2021 tarihli ve 2020/388 E., 2021/919 K. sayılı kararıyla; taraflar arasında düzenlenen protokol gereğince davacının davalı ...'a borcunun olduğu, davacının duruşmada bu borca ilişkin verilecek depo kararını yerine getirmeyeceğini beyan ettiği ve protokolde yer alan 10.000,00 TL haricindeki borcunu ödediğini ispatlayamadığı gerekçesiyle tapu iptali, tescil ve tazminat isteklerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, 11/01/2022 tarihli ek kararla, asıl kararda hükmedilen yargılama harcı ve vekalet ücreti değiştirilmiştir.

7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına ve ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

8.1. Davacı vekili, protokolün davacıyı bağlamayan geçersiz bir belge olduğunu, davalı ... tarafından dava tarihinden önce gönderilen ihtarnamede alacaklı olduğunu iddia ettiği kalemleri belirtilirken protokole atıf yapılmadığını, davalı ... tarafından protokol başlıklı belgenin geçerli bir belge olmadığı beyan ve kabul edildiği halde daha sonra bu belgeye dayanarak alacaklı olduğuna ilişkin iddialarının kabulünün mümkün olmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

8.2. Davalı ... vekili, tapu iptali ve tescil davası yönünden taşınmazın güncel değeri üzerinden kendilerini farklı vekillerle temsil ettiren davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın vekalet ücreti yönünden bozulmasını istemiştir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali, tescil ve tazminat isteklerine ilişkindir.

9.2. İlgili Hukuk

9.2.1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 305. maddesinde, “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” düzenlemesine yer verilmiştir.

9.2.2. Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. 05/02/1947 tarihli ve 20/6 sayılı İnançları Birleştirme kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet, ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği sabittir. Şayet, delil başlangıcı sayılacak böylesi bir olgu da bulunmuyor ise iddia sahibinin son başvuracağı delilin karşı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu da şüphesizdir.

9.2.3. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 3/2. maddesinde,"Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur." düzenlemesine yer verilmiştir.

9.2.4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (I) sayılı tarifenin yargı harçları başlığını taşıyan bölümünün karar ve ilam harcı başlıklı III. kısmının 1. fıkrasında, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı; 2-a fıkrasında ise, 1. fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlar ve davanın reddi kararlarında maktu karar ve ilam harcı alınacağı hükme bağlanmıştır.

9.3. Değerlendirme

9.3.1. HMK’nın 305. maddesinde belirtildiği üzere, hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyor ise, taraflarca hükmün icrasına kadar açıklanması veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesi istenebilir. Ancak tavzih yolu ile hükmün değiştirilmesi veya hükme ilâve yapılması olanaksızdır.

Mahkemece, yargılama harcı ve vekalet ücreti yönünden verilen 11/01/2022 tarihli ek karar, hükmün değiştirilmesi niteliğinde olduğundan hatalı olup kaldırılması gerekmektedir.

9.3.2. (IV/5.) no.lu paragrafta belirtilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/6.) no.lu paragrafta yer verilen gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gibi aralarında müteselsil sorumluluk bulunan ve ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

9.3.3. Ancak, tapu iptali, tescil ve tazminat istekli davaların ayrı ayrı reddine karar verildiğine göre, maktu harca hükmedilmesi gerekirken Mahkemece, nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi doğru değildir. Ne var ki, re'sen gözetilen bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmemektedir.

V. SONUÇ:

1. (IV/9.3.1) no.lu paragrafta açıklanan nedenle; tarafların ek karara yönelik temyiz itirazının kabulü ile 11/01/2022 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. (IV/9.3.2) no.lu paragrafta açıklanan nedenle; hükmün 2. bendinin hüküm yerinden çıkarılarak yerine 2. bent olarak "492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca, tapu iptali ve tescil davası yönünden alınması gereken 59,30 TL; tazminat davası yönünden alınması gereken 59,30 TL olmak üzere toplam 118,60 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 135,00 TL harç ile tamamlama harcı olarak alınan 5.400,00 TL harçtan mahsubu ile artan 5.416,4‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edilmesi halinde davacıya iadesine," cümlesinin yazılmasına, taraf vekillerinin değinilen yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı ... vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.