"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1278 E., 2021/1710 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/366 E., 2021/110 K.
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... ve ... vekili dava dilekçesinde; hudutları dava dilekçesinde belirtilen taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında ekilemez arazi olarak tescil harici bırakıldığını, taşınmazın müvekkillerinin babası, diğer aile fertleri ve ücretli olarak çalıştırdıkları işçileri ile birlikte imar-ihya edilerek tarıma elverişli hale getirildiğini ve 1968 yılından dava tarihine kadar nizasız ve fasılasız şekilde zilyet edildiğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazın hisseleri oranında müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek Mahkemece taşınmazda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddi ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın ... sınırları içerisinde olmayıp Sincan Belediye Başkanlığı sınırları içerisinde kaldığını, bu nedenle eldeki davada vekil edene husumet yöneltilemeyeceğini, öte yandan çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek aleyhlerine açılan davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle, aksi halde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın 2007 yılında onaylanan Başkent Ankara Nâzım İmar Planı içerisinde kaldığını, bu nitelikteki yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek Mahkemece taşınmazda davacı taraf lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
4. Dahili davalı ... Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın Sincan Belediye Başkanlığı sınırları içerisinde kalıp kalmadığının henüz tespit edilemediğini, tespit edilmesi halinde davaya ilişkin olarak ayrıntılı şekilde cevap verileceğini, öte yandan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 18.06.2019 tarihli, 2016/391 Esas, 2019/270 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamına göre, çekişmeli taşımazın 1968 yılında davacı tarafın murisi olan babalarının yardımıyla imar-ihya edilerek tarıma elverişli hale getirildiği ve taşınmazda davacı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17 nci maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişi Etem Kalmuk'un 17.07.2018 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 9.355,81 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün eşit paylarla davacılar ... ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından yargılama giderleri yönüyle, davalı Hazine vekili tarafından ise esas yönüyle istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; dosya kapsamına göre, davacının mirasbırakanı ....’in davacı dışında başkaca mirasçılarının da bulunduğunun anlaşıldığı ancak dava konusu taşınmazın hangi sebeple mirasbırakanından davacı tarafa kaldığının, bir başka deyişle davacıların dava açmakta aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığının Mahkemece araştırılmadığı gerekçesiyle davacılar vekili ile davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın açıklanan hususlarda araştırma ve inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Mahkemenin 15.04.2021 tarihli, 2020/366 Esas, 2021/110 Karar sayılı kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı uyarınca yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, çekişmeli taşınmaz tereke malı olmayıp davacıların taşınmazı kendi nam ve hesaplarına imar-ihya ettikten sonra nizasız ve fasılasız şekilde dava tarihine kadar zilyet ettikleri, taşınmazda 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17 nci maddelerinde öngörülen koşulların davacılar lehine gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişi Etem Kalmuk'un 17.07.2018 tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 9.355,81 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümünün eşit paylarla davacılar ... ve ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın alanının bilirkişi raporunda yanlış hesaplandığını, öte yandan davanın kabulüne karar verildiği halde yargılama giderlerinin müvekkilleri üzerinde bırakılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının talepleri doğrultusunda kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu ve uygulama imar planı kapsamında kaldığını, bu nedenle zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, öte yandan İlk Derece Mahkemesince taşınmazın niteliğinin ne olduğunun tam olarak belirlenmediğini, hava fotoğraflarından yöntemince yararlandılmadığını ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, çekişmeli taşınmazın Sincan Belediyesinin sınırları içerisinde bulunduğunu, bu nedenle husumetin vekil eden belediye aleyhine yöneltilmesinin isabetsiz olduğunu, kaldı ki imar planı kapsamında kalan yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2021 tarihli, 2021/1278 Esas, 2021/1710 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşif, uygulama, yerel bilirkişiler ve davacı tanıklarının beyanları ve teknik bilirkişilerin raporları ile toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, teknik bilirkişi tarafından düzenlenen krokide (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün, 1953 yılında yapılan tesis kadastrosu sırasında ekilemez arazi vasfıyla kadastro harici bırakıldığı, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisinin 1968, 1975, 1978, 1987 ve 1991 yıllarına ait hava fotoğraflarına göre yaptığı değerlendirmede, taşınmazın tarımsal faaliyet yapılmış yer olduğu, sabit sınırların arazi üzerinde mevcut bulunduğu, ziraat bilirkişi raporuna göre taşınmazın 2. sınıf tarım arazisi niteliğinde olduğu, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre taşınmazın davacı tarafça imar-ihya edildiği, çok uzun zamandır tarım arazisi olarak kullanıldığı, davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 nci maddelerinde belirtilen imar-ihya ile taşınmaz edinme şartlarının gerçekleştiği, böylece Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine karar vermek gerektiği; davacılar vekilinin istinaf taleplerine gelince, çekişmeli taşınmazın keşifte hazır bulunan davacılar vekilinin gösterimine göre ölçülerek yüzölçümünün belirlendiği ve belirlenen yüzölçümüne karşı yargılama sırasında bir itirazın bulumadığı, öte yandan tescil davalarında Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilikleri yasal hasım olması nedeniyle aleyhlerine yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti yükletilemeyeceğinden davacı tarafın istinaf başvurusunun da yerinde olmadığı gerekçesiyle davacılar vekili, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekilinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili ayrı ayrı temyiz dilekçelerinde; İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerinde ileri sürülen sebepleri tekrarla kararın bozulmasını istemişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17 nci maddeleri
3. Değerlendirme
1. 1953 yılında Ankara ili, ... ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, çekişmeli taşınmaz bölümü “ekilemez arazi” vasfında olduğundan bahisle tescil harici bırakılmıştır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen sebepler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekili, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harçlarının davacılar ve davalı ... Başkanlığından ayrı ayrı alınmasına,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13 üncü maddesinin j bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.