"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : KIRIKHAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili ilk dava dilekçesinde; mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayat yaşadığı savıyla tarımsal iskana başvuruda bulunarak Mahalli İskan Komisyonu kararı ile hak sahibi olan ...’ın hak sahipliğinin yapılan tespitler sonunda 31/01/2012 tarihli karar ile iptal edildiğini, bu iptal kararının iptali istemiyle idari yargıda açılan davanın reddedilerek kesinleştiğini ileri sürerek, 126 ada 17 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalıların hak sahibi yapılması yönünde alınan kararın aradan çok uzun bir süre geçtikten sonra geri alınmasına ilişkin işlemin idari istikrar ve idareye güven ilkelerine aykırı olduğunu, bu hususta davalıların hile ya da hatasının olup olmadığının ortaya konmadığını, davalıların hak sahibi olduğu dönemde yürürlükte olan mevzuata göre göçebe tanımına yer verilmediğini, 5543 sayılı İskan Kanunu’na eklenen geçici 7. maddenin 3. fıkrasına göre davalıların hak sahipliğinin herhangi bir koşul aranmaksızın devam ettiğini, bu hususta yerleşik içtihatların bulunduğunu, TMK’nın 712. maddesi uyarınca 10 yıllık sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26/01/2021 tarihli ve 2020/139 E., 2021/112 K. sayılı kararıyla; mülga 2510 sayılı İskan Kanunu’nda ve uygulama yönetmeliğinde kimlerin göçebe olarak kabul edileceğinin açık olmadığı, davalıların hak sahipliği kararının alınmasına hilesi bulunduğuna dair bir tespite yer verilmediği, hak sahipliği kararından uzun süre geçtikten sonra yapılan işlemin idarenin istikrarı ilkesine aykırı olduğu, bu nedenle hak sahipliğinin iptali kararının hukuka aykırı olduğunu, idare mahkemelerinde açılan davaların reddine ilişkin kararların bir çoğunun bu gerekçeyle bozulduğu, ayrıca TMK’nın 712.maddesi uyarınca da kazanımın korunması gerektiği, öte yandan 5543 sayılı Kanun’a eklenen geçici 7.maddenin 3. fıkrası uyarınca davalıların hak sahipliklerinin herhangi bir koşul aranmaksızın devam edeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılar tarafından iptal istemiyle açılan idari davaların reddedilerek kesinleştiğini, kesinleşen kararın gereğinin ifası olarak eldeki davanın açıldığını, hak sahipliğinin iptaline dair kararın hukuka uygunluk gerekçelerinin idari yargıda zaten ele alındığını, eldeki karar ile birbiriyle çelişkili kararların ortaya çıktığını, davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 07/03/2022 tarihli ve 2021/966 E., 2022/386 K. sayılı kararıyla; 5543 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davanın reddedilmesinin ve keşfen belirlenen değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle, başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki hususları tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”
3.2.2. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
3.2.3. TMK’nın 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/1. maddesinde; “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.” 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” 1024/3. maddesinde; “Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
3.2.4. Bilindiği üzere, 5543 sayılı İskan Kanunu’nun Geçici 7/3. maddesinde, “Mülga 2510 sayılı Kanun'a göre hak sahibi olanların hak sahiplikleri herhangi bir koşul aranmaksızın bu Kanun'a göre devam eder.” düzenlemesi yer almaktadır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve (V/3.2.) no.lu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre (IV/3.) no.lu paragrafta gösterilen gerekçeyle ile yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davacıdan harç alınmasına yer olmadığına 03/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.