Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3746 E. 2022/8559 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakandan davalıya yapılan taşınmaz temliklerinin muvazaalı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, mirasbırakanın temlikteki asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması için mirasbırakanların satış suretiyle temlik ettikleri dava dışı taşınmazlar ile terekedeki taşınmazlarının tespiti, dava konusu taşınmazların satış tarihindeki değerlerinin belirlenmesi gibi hususlarda eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararını bozmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : YALOVA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davaları sonunda, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, davacıların istinaf isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK)’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulüne dair verilen karar süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Asıl davada davacılar ..., ... ve ..., mirasbırakanları ...'ın 755 parsel sayılı taşınmazı 21/04/1969 tarihinde, 475 parsel sayılı taşınmazı 29/03/1979 tarihinde kızı olan davalı ...'e ve onun eşi olan ...'e 1/2'şer paylı şekilde temlik ettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu, ekonomik durumu iyi olan mirasbırakanın dava konusu taşınmazları satmasını gerektirir bir sebep bulunmadığını, davalıların bu taşınmazları satın alabilecek ekonomik güçlerinin olmadığını ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.

2. Birleştirilen 2016/493 Esas sayılı davada davacılar ..., ..., ... ve ...; aynı iddialarla, aynı taşınmazlar için aynı davalılara yönelik aynı davayı açmışlardır.

3. Birleştirilen 2016/492 Esas sayılı davada davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...; mirasbırakanları ...'ın 166 parsel sayılı taşınmazdaki 8/32 payını 03/04/1978 tarihinde damadı olan davalı ...'e temlik ettiğini, dava dışı kişilerden devredilen payların bedelinin de mirasbırakan tarafından ödendiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar; asıl dosyadaki satışın gerçek olduğunu, mirasbırakan .....'in ipotek karşılığı çektiği krediyi ödeyemeyince ekonomik sıkıntıya düşmesi nedeni ile dava konusu 475 ve 744 parsel sayılı taşınmazları satışa çıkardığını, davalı ...'in Etibank'tan yeni ayrılması nedeni ile ekonomik gücünün yerinde olduğunu, ayrıca mirasbırakanın mal paylaşımı amacı ile hareket ettiğini, ... mevkiindeki taşınmazın satılıp parasının davacı ...'ya ödendiğini, taraflar arasında yapılan sulh anlaşması gereğince davacılardan .... ile .....'ün annesine .... ve köy içi mevkiilerinden pay verildiğini; davalı ..., birleştirilen 2016/492 Esas sayılı dosyada; mirasbırakan .....'nın davacılardan bir kısmının annesi ...'ya 604 parsel sayılı taşınmazı verdiğini, 756 parsel sayılı taşınmazın ise mirasbırakan ..... tarafından davacılardan bir kısmının babası olan ... 'e devredildiğini, mirasbırakan.....'in 554 parsel sayılı taşınmazı satıp parasını tüm çocukları arasında paylaştırdığını, 882 parselin satıldığını, kendilerine düşen payı davacılara verdiklerini, ... mevkiindeki taşınmazın satışından gelen parayı da Köyiçi mevkiindeki bahçeden pay almamaları karşılığında davacılara verdiklerini, 154 ada 123 parsel sayılı taşınmazın satışından da paylarına düşen parayı almayıp davacılara verdiklerini belirterek davanın reddini istemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; dava konusu taşınmazların satılması bakımından mirasbırakanların haklı nedenleri olduğu, hak dengesini gözetir şekilde paylaşım yaptıkları, temliklerde mal kaçırma amacının bulunmadığı gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakanların satışa ihtiyacı olmadığının ve mal paylaştırma amacı ile hareket etmediğinin ispatlandığını, ayrıca sulh ile sonuçlandırılan Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/440 Esas sayılı dosyasında davalı ...'in annesi ile yaptığı işlemlerde muvazaa olduğunu kabul edip sözleşmeyi imzaladığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince; tüm mirasçıları kapsayan hak dengesini gözetir paylaşım yapıldığının kanıtlanamadığı, temliklerdeki asıl irade ve amacın diğer mirasçılardan mal kaçırmak olduğu gerekçesi ile HMK’nın 353/(1).b.2 maddesi gereğince davacıların istinaf istemlerinin kabulüne karar verilerek, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmış ve asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Asıl ve birleştirilen davada davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacıların iddialarını kanıtlayamadıklarını, mirasbırakan Mehmet ve ...'ın ekonomik durumlarının yerinde olmadığını ve bakıma muhtaç olduklarını, bu hususların dinlenen tanıklar tarafından da ifade edildiğini, mirasbırakanın 475 parsel sayılı taşınmaz için Ziraat Bankasından 07/11/1963 yılında ipotek tesis ettirerek kredi çektiğini, kredinin davalı ...’in altınları ile ödendiğini, davalıların taşınmazları alım güçlerinin bulunduğunu, 166 parseldeki dava dışı diğer payların da davalı tarafından satın alındığını, mirasbırakanın tüm mirasçıları arasında paylaştırma yaptığını belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirarsbırakan .....’nın 22.04.1983, mirasbırakan ... ...’ın 30.07.1999 tarihinde öldükleri, geride davacı çocukları ......, 2010 yılında ölen kızları ...’nın çocukları davacılar,,,,,.... ve ... ile 2005 yılında ölen kızları ...’nın dava dışı çocukları ...,...,ve .....ile davalı kızları...’in mirasçı olarak kaldığı, davalı ...’in davalı ...’in eşi olduğu, mirasbırakan ... ...’ın 21.04.1969 tarihinde 455 parsel sayılı taşınmazı ile 29.03.1979 tarihinde 475 parsel sayılı taşınmazını davalılar...ve ...’e 1/2’şer paylı olarak satış suretiyle temlik ettiği, mirasbırakan ...’ın 03.04.1978 tarihinde 166 parsel sayılı taşınmazdaki ¼ payını davalı ...’e satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır.

3.3.2. Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın temlikteki asıl irade ve amacı önem arz etmekte olup, davanın hukuki niteliği gereği ispat külfetinin davacıların üzerinde olduğu açıktır.

Somut olayda; davalılar, mirasbırakan ... ve ...’ın sağlıklarında dava dışı taşınmazlarını satış suretiyle temlik ettiklerini ve satış bedellerinin mirasçılar arasında paylaştırıldığını, ayrıca 604 parsel sayılı taşınmazın bir kısım davacının mirasbırakanı ...’ye verildiğini; öte yandan, davalı tanığı olarak dinlenen dava dışı mirasçı ...’ın mirasbırakan ...’ın köydeki dava dışı bir taşınmazını satıp tüm kızlarına satış bedelini dağıttığını, mirasbırakanın ölümünden sonra bir parça taşınmaz kaldığını, anılan taşınmazı kendisinin davalı ... haricindeki diğer mirasçılara satış bedelini ödeyerek devraldığını, mirasbırakan ...’ın bir kısım davacıların babası olan ...’nın eşi ...'e bir parça taşınmaz verdiğini belirttiği, davalı tanığı olarak dinlenen dava dışı mirasçı ...’ün de benzer şekilde beyanda bulunduğu gözetildiğinde hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.

3.3.3. Hâl böyle olunca, yukarıdaki ilke ve olgular uyarınca araştırma yapılması, mirasbırakanların satış suretiyle temlik ettikleri dava dışı taşınmazlar ile terekedeki taşınmazlarının tespit edilmesi, dava konusu taşınmazların satış tarihindeki değerlerinin saptanması, mirasbırakanların her birinin temliklerdeki amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde ayrı ayrı açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.

VI. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin değinilen yönden yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile HMK'nın 371. maddesi gereğince Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, HMK'nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 28/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.