"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davasının, bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonucunda; Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi;
I. DAVA
1. Asıl davada davacı; maliki olduğu 315, 139, 137, 834 ada 2532 ve 71 ada 29 parsel sayılı taşınmazları üzerine davalıların villa yapacakları, öncelikle tapuların devri gerektiği yönünde kendisini ikna etmeleri üzerine tapuda taşınmazları devrettiğini daha sonra aldatıldığını öğrendiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini, bu mümkün olmadığı takdirde 400.000,00-TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davasını 71 ada 29 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ve adına tesciline hasretmiştir.
2. Birleştirilen Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/586 Esas sayılı davada davacı; 71 ada 29 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalıların villa yapacakları vaadi ile kendisini aldatarak tapunun devrini sağladıklarını, daha sonra taşınmazın davalı ...'ye temlik edildiğini ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ve adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
3. Birleştirilen Kayseri 8. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/239 Esas sayılı davada davacı; 2000 yılından beri tedavi altında olduğunu, akıl sağlığının yerinde olmadığını, davalıların iyi niyetli olsalar bile tapunun baştan beri sakat olması nedeniyle iyi niyet hükümlerinden yararlanamayacağını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., taşınmazları satın aldığını, bedelini banka kredisi alarak ödediğini, dava konusu taşınmazı davacıya devrettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ..., savunma getirmemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 05/11/2013 tarihli ve 2013/51 E., 2013/135 K. sayılı kararıyla; taşınmazların alım satım işlemlerinin tapu memuru huzurunda resmi şekilde yapıldığı, davacının hile ile sözleşme yapmaya sevk edildiği ve kasten hatalı bir kanı uyandırıldığı hususunu ispat edemediği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 21.12.2016 tarihli ve 2016/9223 E., 2016/11314 K. sayılı kararıyla; “...Somut olaya gelince; yargılama sırasında davacının şizofren hastası olduğuna ilişkin iddialar çerçevesinde dava ehliyetinin olup olmadığı tespit edilmeden yargılamaya devam edildiği anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca; davacının öncelikle dava ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti dava ehliyeti varsa davaya devam edilmesi; vesayet altına alınması halinde ise davacı vasisine Türk Medeni Kanunu'nun 462/8. maddesi hükmü uyarınca vesayet makamından "husumete izin" kararı alması ve davacı vekiline de vasiden (vesayet yetkisine istinaden) almış olduğu vekaletnamesini ibraz etmesi için imkan tanınması, anılan usuli işlemler tamamlandıktan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir." gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 15/02/2022 tarihli ve 2017/83 E., 2022/67 K. sayılı kararıyla; bozma kararına uygun olarak Adli Tıp Kurumundan rapor alındığı ve davacının 27/06/2006 ve 13/09/2006 tarihlerinde fiil ehliyetinin bulunduğunun anlaşıldığı, hile iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, davacının maliki olduğu 20 ve 29 parsel sayılı taşınmazını villa yapımı ve kredi kullanımı için ikna edildiğini ve tapu kaydının davalı ... adına temlik edildiğini, taşınmazların daha sonra davalılar arasında temlikler gördüğünü, davalı ...’nin kendisini mimar olarak tanıttığını ancak gerçekte polis memuru olduğunu daha sonra öğrendiğini, davacının ileri düzeyde şizofren hastası olduğunu, 1999 yılından beri Hollanda da tedavi gördüğünü yargılamada alınan 4. İhtisas Dairesi raporunun şaibeli olduğunu, Yüksek İstişare Kurulundan yeniden rapor alınması gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ehliyetsizlik ve hile hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükümleri düzenlenmiştir.
6.3. Değerlendirme
Bilindiği üzere; birleştirilen davalar birlikte görülmekle beraber ayrı dava olma özelliklerini koruduklarından her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekmektedir. Nitekim 6100 sayılı HMK'nın 297/2. maddesinde hüküm kısmında isteklerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunmasının zorunlu olduğu düzenlenmiştir.
Oysa ki, eldeki davada, karar başlığında birleştirilen 2017/239 Esas sayılı davanın gösterilmemesi doğru olmadığı gibi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesi gözetilerek her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi de doğru değildir.
Hal böyle olunca; birleştirilen 2017/239 Esas sayılı dava yönünden de ...nın 297/2. maddesine uygun şekilde bir karar verilmesi gerekirken değinilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
V. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.