"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : MERSİN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 958 ada 15 parsel sayılı taşınmazın maliki iken davalı lehine çekişme konusu taşınmaz üzerine 08/09/2009 tarihli ve 22251 yevmiye numaralı işlem ile 360.000,00 TL değerli birinci dereceden ipotek tesis edildiğini, davalı tarafından Mersin 4. İcra Müdürlüğünün 2014/5670 sayılı takip dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle ilamlı takip başlatıldığını, daha sonra Mersin 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/378 E. sayılı dava dosyası ile takibin durdurulmasına ilişkin dava açtığını, talebin reddedildiğini, kararın temyizi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince bozulduğunu, bozma kararı sonrasında Mersin 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/396 E., 2017/312 K. sayılı kararı ile takibin iptaline karar verildiğini ve hükmün denetimden geçmek suretiyle kesinleştiğini, bu süreçte taşınmaz üzerine tedbir konulmadığı için icra takip dosyasında satış işleminin gerçekleştiğini ve dava konusu taşınmazın 06.03.2015 tarihinde davalıya alacağına mahsuben 194.000,00 TL’ye ihale edildiğini, ihalenin feshi istemiyle Mersin 1. İcra Hukuk Mahkemesine yaptığı başvurunun reddine karar verildiğini, satış işleminin gerçekleştiği takip sürecinde kendisine yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, bu şekilde davalı adına tescil edilen dava konusu taşınmazın yolsuz hale geldiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, İcra İflas Kanunu’na göre gerçekleştirilen işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, bu şekilde gerçekleşen tescil işleminin yolsuz olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, icra takibine ilişkin Mersin 4. İcra Müdürlüğünün 2014/5670 Esas sayılı dosyasında, dava konusu taşınmazın ihale ile ipotek alacaklısı olan davalı tarafça satın alındığı, Mersin 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/396 Esas, 2017/312 Karar sayılı kararı ile Mersin 4. İcra Müdürlüğünün 2014/5670 Esas sayılı dosyasında davacı yönünden takibin iptaline karar verildiği ve Yargıtay 12. Hukuk Dairesince kararın onanarak kesinleştiği, bu haliyle tapudaki satış işlemine esas olan icra takip işleminin iptal edildiği, davalı adına yapılan tescil işleminin de yolsuz tescil niteliğinde olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Kaldırma Kararı
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 22.06.2020 tarihli ve 2020/141 Esas, 2020/680 Karar sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazın keşfen saptanan dava tarihindeki değerinin 310.000,00 TL olduğu, bu değer üzerinden harç ikmal edilmeksizin dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden sonuca gidildiği gerekçesiyle, keşfen saptanan dava tarihindeki değer üzerinden harç ikmali yapıldıktan sonra karar verilmesi için Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
3. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararı
İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda; davaya konu taşınmazın keşfen saptanan dava tarihindeki değeri üzerinden harç ikmali yapıldıktan sonra aynı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
5.İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmiş olmasına rağmen, mükerrer olarak nispi karar ve ilam harcına hükmedildiğini, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, dava konusu taşınmazın icra marifetiyle satıldığını ve Tapu Müdürlüğünce tescil işleminin gerçekleştirildiğini, halen davalı adına kayıtlı olan taşınmaz yönünden eski hale iade talebi ile İcra İflas Kanunu'nun 40/2. maddesine göre davacının dava açması gerektiğini, çekişme konusu taşınmazın banka adına tescil edildiğini, davacının bu durumda tapu iptali ve tescil davası yerine sebepsiz zenginleşme nedeni ile tazminat davası açması gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesine ait kararın kaldırılmasını istemiştir.
6. Gerekçe ve Sonuç
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 25.04.2022 tarihli ve 2021/1200 Esas, 2022/698 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705. maddesi; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesi; “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” ve aynı Kanun'un 1025/1 inci maddesi ''Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir.'' hükümlerini içermektedir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
3.2.2. TMK’nın 1023. maddesinde; “ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/1. maddesinde; “ Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.” 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” 1024/3. maddesinde; “ Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/6.) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 15.882,08 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 08.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.