"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil, olmazsa tazminat davası sonunda Yerel Mahkemece verilen hükmün Dairece bozulması üzerine, verilen direnme kararı davacı vekilince süresi içinde temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan ...’un maliki olduğu 375 ve 378 parsel sayılı taşınmazlarını davalı kızı Fatma’ya, Fatma’nın da diğer davalılara satış suretiyle devrettiğini, mirasbırakanın davalı kızına yaptığı satış işleminin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, diğer davalıların ise taraflarla aynı yerde oturduklarını, komşu taşınmazlarda ziraai faaliyet yapmakta olup muvazaalı işlemi bilerek taşınmazları edindiklerini, iyiniyetli olmadıklarını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde rayiç bedelin davalı ...’dan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, satış işlemlerinin gerçek olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/01/2016 tarihli ve 2014/171 E. 2016/9 K. sayılı kararıyla; davalılar Mustafa ve Kamil yönünden iyiniyetli 3. kişi konumunda oldukları gerekçesi ile davanın reddine; davalı ... yönünden ise mirasbırakandan davalıya yapılan satış işleminin muvazaalı olduğu ancak taşınmazların iyiniyetli 3. kişi konumundaki diğer davalılara temlik edildiği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, bedel isteğinin ise kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Birinci Bozma Kararı
Dairenin 21/03/2019 tarihli ve 2016/12859 E., 2019/2076 K. sayılı kararıyla; "...Somut olayda, Mahkemece taraflara bildirecekleri tanıklardan üçer tanesinin dinleneceği belirtilerek tanık sayısına sınırlama getirilmiş, bu nedenle tarafların bildirdikleri tanıkların bir kısmı dinlenilmemiş, DSİ’ye yazılan yazıya verilen cevaba karşı taraflara beyanda bulunma hakkı tanınmadan karar verilmiştir.Bunun yanında, mirasbırakanın dava konusu taşınmazlar dışında başka mal varlığı bulunup bulunmadığı üzerinde de durulmamıştır.Hal böyle olunca, taraflardan da bilgi alınmak suretiyle mirasbırakanın başka mal varlığı bulunup bulunmadığının araştırılması, çekişmeli taşınmazların davalılara temlikine ilişkin resmi akitlerin ilgili Tapu Müdürlüğünden eksiksiz bir şekilde temin edilmesi, taraflarca bildirilen tüm tanıkların dinlenmeleri yönünde 6100 sayılı HMK'nın 243. maddesi uyarınca işlem yapılması, öte yandan dosyaya sunulan bilgi ve belgelere karşı taraflara beyanda bulunma imkanı tanınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken tarafların savunma hakkı kısıtlanarak işin esası bakımından eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/03/2020 tarihli ve 2019/411 E. 2020/159 K. sayılı kararıyla; davalılar Mustafa ve Kamil yönünden iyiniyetli 3. kişi konumunda oldukları gerekçesi ile iptal-tescil isteğinin reddine, diğer davalı ... yönünden ise temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, bedel isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. İkinci Bozma Kararı
Dairenin 17/03/2021 tarihli ve 2020/2174 E. 2021/1562 K. sayılı kararıyla; “...Hemen belirtilmelidir ki, hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak davalı ...’ya yapılan temlikin muvazaalı kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı ... vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Davacının temyiz itirazlarına gelince; eldeki davada çözümlenmesi gereken husus, dava konusu taşınmazların temlikinde ikinci el konumda olan son kayıt malikleri davalılar Kamil ve Mustafa’nın iyi niyetli olup olmadıkları, bir başka ifadeyle TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacakları noktasında toplanmaktadır. Somut olayda, ikinci el konumundaki davalılar Kamil ve Mustafa’nın dava konusu taşınmazlara komşu taşınmaz maliki olmaları, bozmadan sonra dinlenen tanık beyanları ile de bu davalıların kendisine temliki gerçekleştiren diğer davalı ... ile akraba olduklarının anlaşılması karşısında, davalı ...'ya yapılan temlikin muvazaalı olduğunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden oldukları, bir başka ifade ile TMK.nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları açıktır. Hal böyle olunca ,davacının tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir...” gerekçesiyle karar bozulmuştur.
6. Mahkemece Verilen Direnme Kararı
Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/02/2022 tarihli ve 2021/393 E., 2022/71 K. sayılı kararıyla; bozma kararında, dinlenen tanıkların beyanlarından davalı ... ile taşınmazları temlik alan diğer davalıların akraba olduğunun ifade edilmesi karşısında davacının tapu iptali ve tescil talebinin kabul edilmesi gerektiğinin belirtildiği, ne var ki bozma kararından sonra davalı ... vekilinin sunmuş olduğu nüfus kayıtlarından davalılar arasında herhangi bir akrabalık ilişkisi bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.
7. Direnme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili; direnme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay bozma kararı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, davalı ... ile diğer davalıların uzun yıllardır komşu taşınmaz malikleri olduklarını, ayrıca davalıların zirai ilaç bayiliği ve çiftçilik yaptıklarını, küçük bir ilçede herkesin birbirini tanıdığını, edinimlerinde iyiniyetli olmadıklarını, temlikin muvazaalı olduğunu belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
9.2.1. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
9.3. Değerlendirme
Somut olayda, ikinci el konumundaki davalılar Kamil ve Mustafa’nın dava konusu taşınmazlara komşu taşınmaz maliki olmaları, bozmadan sonra dinlenen tanık beyanları ile de bu davalıların kendisine temliki gerçekleştiren diğer davalı ... ile akraba olduklarının anlaşılması karşısında, davalı ...'ya yapılan temlikin muvazaalı olduğunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden oldukları, bir başka ifade ile TMK.nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları sonucuna varılmaktadır.
Hal böyle olunca, davacının tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerektiği yönündeki bozma kararı yerindedir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; bozma kararının düzeltilmesine gerek görülmediğinden, temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun'un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nın 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca görevli Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 13/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.