Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4672 E. 2022/5664 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sahte imzalarla yapılan tapu devri nedeniyle tapu iptali ve tescil davasında, davalıların iyi niyetli olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların, sahtecilikle yapılan devri bildikleri veya bilmeleri gerektiği, bu nedenle iyi niyetli olmadıkları ve tapu siciline güven ilkesinden yararlanamayacakları gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

MAHKEMESİ : ANKARA BATI 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili ve ihbar olunan vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; ihbar olunanın başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm tesisi ile davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde bir kısım davalılar vekilleri ve ihbar olunan vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı Kooperatif, 46219, 46224 ve 46259 ada 1 parsel sayılı taşınmazların maliki iken, dava dışı ...ve oğlu ... ile Ankara 29. Noterliği'nin 15/09/2000 tarihli "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi" tanzim edildiğini, inşaatların bitmesi beklenirken ...'nin oğlu, ...'nin de kardeşi olan davalı ... ...'nin 22.09.2003 tarihinde kooperatifin yetkili kişileri olan .... ile ....'ın imzalarının taklit ederek, kooperatife ait olan 46259 ada 1 parsel sayılı taşınmazda inşa edilmekte olan 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23 ve 24 numaralı bağımsız bölümlerin kendi adına devrini sağlandığını, sahtecilik ile ilgili suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı ...'in temlikten 10 gün sonra kötüniyetli olarak dava konusu taşınmazları diğer davalı ...'na, davalı ...'in ise diğer davalılar ... ve ...'e devrettiğini, davalıların kötüniyetli olduklarını, birliktelik sergilediklerini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile davacı kooperatif adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ..., dava konusu 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13 ve 14 numaralı bağımsız bölümleri yatırım ve ticaret amacıyla satın aldığını, 200.000.000.000 TL'ye anlaşıldığını, dairelerin bedelinin 125.000.000.000 TL'sini devrin yapıldığı tarihte, 75.000.000.000 TL'sini ise 01/04/2004 tarihinde ...'in hesabına yatırdığını, iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ..., dava konusu 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23 ve 24 numaralı bağımsız bölümleri tapu kayıtlarına itimat ederek rayiç bedelleri üzerinden satın aldığını, 200.000.000.000 TL satış bedelini diğer davalı ...'in hesabına havale yoluyla ödediğini, iyiniyetli üçüncü kişi olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

3.Davalı ..., sahteciliği bilmediğini ve bilebilecek durumda olmadığını, ikrazatçılık yaptığını, diğer davalı ..., kardeşleri ve babalarının ödünç para talebinde bulunduklarını, taşınmaz teminatı karşılığında yardımcı olabileceğini belirttiğini, ... tarafından imzalanan ödünç sözleşmesi karşılığı 500.000.000.000 TL ödünç para verdiğini, sözlemeye göre borç 20/02/2004 tarihine kadar ödendiği takdirde taşınmazların iade edileceğini, ...soyadlı şahıslar borçlarını ödeyemedikleri için taşınmazı satıp paraya çevirdiğini, taşınmazların satışından elde edilen gelir alacağını karşılamadığından icra takibine geçildiğini, ...soyadlı şahısları önceden tanımadığını, taşınmazları değeri karşılığında sattığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

4.İhbar Olunan Hazine, davanın aleyhlerine sonuçlanması ihtimaline binaen sorumlu kişilere ihbar taleplerinin bulunduğunu bildirip, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 06/02/2020 tarihli ve 2006/86 E. 2020/54 K. sayılı kararıyla; kooperatifin yetkili kişileri olan ... ile ....'ın imzaları taklit edilmek suretiyle temlikin sağlandığı, 20 daireyi sahte belge ve imzalarla kendi adına tescil ettiren ...'nin kötü niyetinin bir devamı olarak ...'na yaklaşık 10 gün sonra satış yapmak suretiyle devir ve temlik ettiği, yeni malik ...'nun aynı taşınmazlardan 10 tanesini davalı ...'a, 10 tanesini de davalı ...'e sattığı, davalılar ... ve ...'in diğer davalılar Selim ve Kemal ile bağlantılı bulunduğunun saptanamadığı ve yolsuz tescili dosya kapsamında mevcut hali ile bilebilmelerinin hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve ihbar olunan Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlar bakımından davalıların iyi niyetli olmadıklarının ortada olduğunu, TMK'nin 1023. maddesinde öngörülen tapu siciline güven ilkesinden yararlanmalarının mümkün olmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2.2.İhbar Olunan Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verildiğini, ancak ret yönünden vekâlet ücretine hükmedilmediğini bildirerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 26/02/2021 tarihli ve 2020/1518 E., 2021/416 K. sayılı kararıyla; Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2007/124 Esas sayılı dosyası üzerinden ceza davası açıldığı, davalı ... ...adına yapılan satış esnasında davacı kooperatif yetkililerinin imzalarının sahte olduğunun anlaşıldığı, davalılar ... ve ...'in, diğer davalı ... ile birlikte hareket ettikleri sonucuna ulaşıldığı, davalılar ... ve ...'in yolsuz tescili bildiği ya da kendisinden beklenen özeni göstermesi halinde bilebilecek konumda bulunduğu, davalılar ... ve ...'in iktisaplarında iyi niyetli olduklarından söz edilemeyeceği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne; ihbar olunan hakkında bir hüküm kurulmadığı, ihbar olunan Hazinenin kararı istinaf etme hakkı bulunmadığı, mahkemece dahili davalı olarak karar başlığında gösterilmesinin düzeltilebilecek bir maddi hata olduğu gerekçesiyle, ihbar olunan durumundaki Hazine'nin istinaf kanun yolunan başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili ve ihbar olunan Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bölge adliye mahkemesi kararının dosyadaki belge, bilgi, tanık beyanlarıyla çeliştiğini, davalı ...'in ...'nin yapmış olduğu sahteciliği bilmediğini, mahkemenin bir kısım tespitlerinin bilirkişi raporlarına dayandığını, bu rapora itiraz ettiklerini, davalının müteahhit veya emlakçı olmadığını, daire alıp satarak veya daire yaparak para kazandığını, bankalar gibi bir finans kurumu olduğunu, davalının işi gereği Ankara'da ticaretle uğraşan kişi ve kurumların bir çoğu ile tanıştığını, dairelerin satışı için gazeteye ilan verilmesinin de gözardı edildiğini, davalının tamamen iyi niyetli ve sözleşme hükümlerine uygun olarak vade tarihlerini beklediğini, vadelerin sonunda da taşınmazları devredip paraya çevirdiğini, bu durumun da davalının iyi niyetini gösterdiğini, Selim'in yaptığı sahteciliği bilse veya bilebilecek durumda olsa bu süreleri beklemeyeceğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.2.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; bölge adliye mahkemesi kararının dosyadaki belge, bilgi, tanık beyanlarıyla çeliştiğini, bedel düşüklüğünün tek başına muvazaa yahut kötü niyet karinesi sayılamayacağını, ...'nin davalı ... ile hiçbir zaman muhatap olmadığını, bölge adliye mahkemesinin ..., ... ve davalı ...'in birlikte hareket ettiğini kabul etmesinin dosya kapsamı ile bağdaşmadığını, Mahkemenin bir kısım tespitlerinin bilirkişi raporlarına dayandığını, bu rapora itiraz ettiklerini, gerçek rakamların satış yapılan değere yakın rakamlar olduğunu, davalının işi gereği Ankara'da ticaretle uğraşan kişi ve kurumların bir çoğu ile tanıştığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.3.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın yasa, usul ve Yargıtay İçtihatlarına aykırı olduğunu, satıcı ... ile ne bir akrabalığı ve yakınlığı, ne arkadaşlık ilişkisi, ne de dava konusu dairelerin satış işine kadar iş ilişkisi olduğunu, bu hususta dosyaya sunulan bir tek kanıt bulunmadığını, davalının ilk yolsuz satış işleminin gerçekleşmesinde eylem birliği içinde hareket ettiğine ve davalıya yapılan satışın muvazaalı olduğuna ilişkin dosyaya sunulan tek bir kanıt bulunmadığını, ceza mahkemesi kararının dosyada bulunduğunu, bilirkişi raporuna yapılan itirazlarda da belirtildiği gibi, raporun, dava konusu dairelerin satış tarihi olan 29.03.2004 tarihindeki verilere göre değil, 2019 tarihindeki verilere göre, bilimsel-teknik verilere dayanmadan hazırlandığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.4.İhbar olunan Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Devletin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, davacının istinaf taleplerinin reddedilmesi gerektiğini bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, sahtecilikten kaynaklanan yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." düzenlemelerine yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (IV./3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

İhbar olunan Hazine, davada taraf olmadığı için kararı temyiz hakkı bulunmadığından Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1- İhbar olunan Hazine vekilinin temyiz dilekçesinin reddine,

2- Davalıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 19.980,66 TL bakiye onama harcının hükmü temyiz eden davalılardan alınmasına, 12/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.