Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4799 E. 2024/934 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, kadastro tespiti öncesinde davalıya ait taşınmazın bir kısmını 20 yıldan fazla süredir nizasız ve malik sıfatıyla kullandığını iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazın bir kısmına garaj yapılması ve garaj üstünü kullanması hususunda taraflar arasında anlaşma bulunduğu, bu kullanımın zilyetliğin fer'i niteliğinde olduğu ve davacının zilyetliğinin malik sıfatıyla olmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

...

...

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; ...,... parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, dava konusu 153 ada 3 parselin de davalının kayınpederi olan ...’a ait olduğunu, iki taşınmaz arasındaki boşluğun uzun yıllardır nizasız olarak kullanıldığını, 153 ada 2 parselin davacının babası ... tarafından 1970 yılında davacıya satıldığını, 1984 yılında da davacının taşınmazdaki binaya bir kat daha çıktığını, iki taşınmaz arasında eski taştan bir temel ve ... tarafından dikilmiş elma ağaçları olduğunu, 1987 yılında aradaki boşluğa ... ile anlaşarak bir kısım bedeli de ... tarafından ödenmesi ile beton döküldüğünü, aralarındaki anlaşmaya göre yolun üst kısmının davacı, alt kısmının da ... tarafından kullanılacağının kararlaştırıldığını, taraflar arasında hiçbir niza yaşanmadığını, 2009 yılında kadastro tespiti sırasında dava konusu yerin bir kısmının hatalı olarak dava konusu 153 ada 3 parsel içerisine dahil edildiğini ileri sürerek 153 ada 3 parsel içerisine katılan yol miktarının iptaline, iptal edilecek kısmın 2 parsele yarı yarıya veya eski kullanım halindeki miktarı kadar tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı; zamanaşımı süresinin geçtiğini, taşınmazı mevcut hali ile 2016 yılında satış yolu ile devraldığını, davacının iddialarının asılsız ve mesnetten yoksun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; dava konusu iki ev arasındaki boşlukta eskiden sınırı belli eden duvar ve duvar kalıntıları olduğu, davacının babasının yaşadığı dönemde bu boşluğun davacı tarafındaki alanın arka bahçeye geçmek için kullanıldığı, daha sonra bu duvarın kaldırılarak ortaya beton atıldığı, davacının babası ile davalının taşınmazın önceki maliki olan ...'un boşluğa garaj yapma hususunda anlaştıkları ve 1979 yılında aradaki boşluğun üzerinin çatı ile kapatılarak, taşınmazın önceki maliki ...'un yeğeni ... tarafından kullanıldığı, davacılar tarafından evlerine üst kat yapıldıktan sonra 1984 yılında bu çatının davacı tarafından kaldırıldığı, ardından 1987 yılında taşınmazın önceki maliki ...'un bu boşluğu garaj olarak kullanmayı yeniden teklif etmesi üzerine, malzemesi ... tarafından karşılanmak ve işçiliği davacı ve kardeşi tarafından yerine getirilmek üzere bu boşluğun üzerinin betonla kapatıldığı, o tarihten itibaren bu betonun üst tarafının davacı tarafından teras olarak, alt tarafının ise ...'un yeğeni ... tarafında garaj olarak kullanıldığı, bu haliyle davacının dava konusu alanda fen bilirkişisi tarafından ibraz edilen 30.11.2020 havale tarihli raporda (A) harfi ile kırmızı boyalı olarak gösterilen 8.14 m²' lik bir taşınmazının olduğu, her ne kadar ...'un bu boşluktaki alanı garaj olarak kullanmasına rıza gösterse de garajın üstünü de kendisi kullanarak taşınmaz üzerindeki zilyetliğini terk etmediği, kadastro tespitine kadar davacının 20 yıllık süre boyunca nizasız ve fasılasız olarak taşınmaza malik sıfatıyla zilyet olduğu ve davalının önceki tapu maliklerinden ...'un damadı olduğu ve taşınmazın dava edilen kısmının yolsuz tescil edildiğini bilen ya da bilebilecek durumda olan kişi olması sebebiyle tapu kütüğüne güven ilkesinden yararlanamayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, yıllardır İzmir’de ikamet ettiğini, taşınmazın yaklaşık 8,14 m2 lik kısmının kime ait olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, davacının iddiasını kabul etmediklerini, arza zilyet olunmadan mülkiyetin kazanılamayacağını, davacının garajın üstünü kullandığını iddia etse de bu kısmın taşınmazın zemininin devamı niteliğinde olduğunu, davacı tanıklarının sınırı tam gösteremediklerini, her iki tarafın dinlettiği tanıkların beyanlarının hükümde tartışılmadan karar verildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; davacı tarafın, mülkiyet iddiasında bulunduğu yere davalılarca garaj inşa edilmesine izin vermesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, garajın malzeme bedelinin davalı tarafa ait olduğu durumda işçiliğinin davacı tarafça yapılması karşılığında garajın üstünün davacı tarafça kullanılmasına izin verildiği; dolayısıyla davacının zilyetliğinin feri nitelikte olduğu, malik sıfatıyla olmadığı gerekçesi ile davalının istinaf isteğinin HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları tekrar ederek ve davalının dava konusu taşınmazı sonradan satın aldığını ve geçmiş yıllardaki kullanım durumuna ilişkin bilgi sahibi olmadığını, davacı tanıklarının iddiayı doğruladıklarını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ıncı ve 713/1 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... Mahallesi çalışma alanında bulunan dava konusu 153 ada 3 parsel sayılı, 155,12 m2 yüz ölçümlü, “iki katlı kargir ev-depo” vasıflı taşınmazın senetsizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile dava dışı ... adına tespit edildiği, tespitin 23.01.2009 tarihinde kesinleştiği, taşınmazın dava dışı ... tarafından 15.08.2016 tarihinde davalıya satış suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır.

2. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...