"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ERZURUM BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : VAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Van 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, asıl ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilmek suretiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine dair verilen karar, yasal süre içerisinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 15/11/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen birleştirilen davada davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen asıl davada davalı ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacı, dava konusu iki adet taşınmazını dava dışı ... Tarım İnşaat Geri Dönüşüm Madencilik Finansal Danışmanlık Anonim Şirketine devretmek üzere dava dışı ...'e devrettiğini, devir nedeniyle herhangi bir ücret almadığını, devralan şirketin de taşınmazları, asıl davada davalı ... ve birleştirilen davada davalı ...'ye devrettiğini, taşınmazları aldatılma sonucu devrettiğini, Bay Ekonomist lakabıyla tanınan ... isimli şahsın Van ilinde birçok insanı dolandırdığını, ... ve ... hakkında Van C.Başsavcılığının 2015/4047 Sor. sayılı nitelikli dolandırıcılık dosyası bulunduğunu, kendisinin de suç duyurusunda bulunacağını, dava dışı ... ve ...'in aldatması sonucu taşınmazlarını devrettiğini, satışların tamamen aldatılma ve muvazaa sonucunda gerçekleştiğini, hukuken geçersiz olduğunu, kendisinin taşınmazı devrederek edimini yerine getirdiğini, ancak dava dışı şahıslar ve şirketlerin kendisini aldatarak taşınmazları davalılar olan 3.kişilere devrettiklerini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Asıl davada davalı, dava konusu taşınmaz dava dışı şirket adına kayıtlı iken bedeli olan 1.200.000,00 TL'yi şirket hesabına havale ettiğini, taşınmazın satış sözleşmesi ile adına tescil edildiğini, hiçbir hile veya yasaya aykırı bir eylemi ve işlemi olmadığını, iyiniyetli 3. kişi olduğunu, kazanımının ve bununla birlikte bu taşınmazdan elde edilen gelirlerin lehine korunması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2.Birleştirilen davada davalı, dava dilekçesinde kendi aleyhine muvazaa iddiası ile ilgili bir açıklama bulunmadığını, konusu taşınmazın tapu siciline güvenerek, iyi niyetle bedeli karşılığında satın aldığını, davacı ve dava dışı şirket arasındaki hukuki ilişkiyi ve davacının iddia ettiği ihtilafı bilebilecek durumda olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14/02/2017 tarihli ve 2015/183 E., 2017/132 K. sayılı kararıyla; davacının hile ve aldatmayı ispat edemediği, ayrıca davalıların iyi niyetli üçüncü kişi olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Kaldırma Kararı (ilk)
Bölge Adliye Mahkemesinin 25/04/2018 tarihli ve 2018/212 E., 2018/521 K. sayılı kararıyla; yapılan araştırma ve incelemelerin hüküm kurmaya yeterli olmadığı, gerekirse bilirkişi vasıtası ile inceleme ve araştırma yapılması gerektiği, keşfen belirlenen dava değeri üzerinden harcın tamamlanması hususunda usule uygun olarak imkan sağlanması ve davanın esasına ilişkin delillerin toplanıp değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-4, 6 maddeleri uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 14/07/2020 tarihli ve 2018/226 E., 2020/231 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın davalılara devrinde davalıların dahil olup olmadığının sabit olmadığı, bedelin de banka kanalı ile ödendiği, davalıların iyiniyetli kabul edilebileceği, kazanımın korunması gerektiği, dava dışı kişiler ile davalılar arasındaki muvazaa iddiasının da ispat edilemediği gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
4. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
5.Kaldırma Kararı (ikinci)
Bölge Adliye Mahkemesinin 10/03/2021 tarihli ve 2021/34 E., 2021/405 K. sayılı kararıyla; ilk kaldırma kararı çerçevesinde gerekli ve yeterli araştırmanın yapılmadığı, davacının hileye maruz bırakılarak taşınmazları temlik edip etmediğini, hilenin varlığının kabul edilmesi halinde davalıların TMK'nın 1023. madde koruyuculuğundan yararlanıp yaralanamayacağını, Forex işlemlerini, şirket ve dava dışı kişiler ile davalılar arasındaki hukuki ilişkiyi anlamaya yarayacak, kaldırma kararında belirtilen delillerin toplanması gerektiği gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
6. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 25/11/2021 tarihli ve 2021/159 E., 2021/459 K. sayılı kararıyla; taşınmaz alım-satımına ilişkin temliki tasarruflarda bir usulsuzluğun bulunmadığı, davalılar arasında danışıklı işlem ve muvazaa olduğunu ispata değer delil elde edilemediği, dava dışı şirketle davalılar arasındaki iş ilişkisi ve para alışverişinin muvazaayı ispata yeter olmayacağı, resmi memur önünde yapılan geçerli bir satış olup, bu satışın geçerliliğinin ve bedelin tahsil edilemediğinin ispatının da aynı kuvvette delillerle mümkün olabileceği, davalıların kötü niyetle hareket ettiğini kanaat teşkil edecek başka bir delillin de bulunmadığı gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
7. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
8. İstinaf Nedenleri
Asıl ve birleştirilen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksiklikler ikmal edilmeden, hatalı inceleme ile karar verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın, hile-aldatma ve muvaza nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğunu, davacının dava konusu taşınmazları dava dışı forex şirketine yapacağı yatırımlara karşılık teminat olarak verdiğini ve karşılığında hiçbir bedel almadığını, taşınmazların 1 ay sonra hileli ve muvazalı bir şekilde devredildiğini, dosyaya alınan bilirkişi raporunun lehlerine olmasına rağmen itibar edilmediğini ve hangi gerekçeler ile itibar edilmediğinin de gerekçeli karara yazılmadığını, davalıların ihtilaf konusu taşınmazları devir aldığı tarihte ilgili forex şirketinde yatırımcı sıfatında bulunduğunu, dava konusu taşınmazların davalılara devrinden sonra dahi kira bedellerinin dava açıldığı güne kadar davacıya ödendiğini, kısa karar ve gerekçeli kararın çeliştiğini, asıl ve birleştirilen dava için ayrı ayrı hüküm kurulmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
9. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 31/03/2022 tarihli ve 2022/540 E., 2022/539 K. sayılı kararıyla; davalıların müşteri yatırımcı sıfatının bulunması ve dava dışı şirketten aldıkları taşınmazların başka yatırımcılardan alınan taşınmazlar olabileceğini bilebilecek konumda olmalarının, tek başına dava dışı şirket ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiklerini ispata yeterli olmadığı, ancak kısa kararda kanun maddesine ilişkin maddi hatanın gerekçeli kararda resen düzeltildiği, asıl ve birleşen dosya yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Asıl ve birleştirilen davada davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaldırma kararı sonrasında yerel mahkemece yapılan araştırmaların tamamının lehlerine gelmesine rağmen bu sefer de Erzurum Bam'ın kendi ile çelişerek davanın reddine karar verdiğini, bölge adliye mahkemesinin duruşma talepleri hakkında bir karar vermediğini bildirerek ve önceki beyanları tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile (aldatma) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (IV./9.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen birleştirilen davada davalı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına, temyiz edilen asıl davada davalı vekili duruşmaya katılmadığından lehine duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, onama harcı peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 15/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.