"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki asıl dava tapu iptali ve tescil, karşı dava mirastan feragat sözleşmesinden rücunun iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalılar-karşı davacılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar-karşı davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı, mirasbırakan ...'in eşi olduğunu, davalılar tarafından alınan ... ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/176 Esas, 2016/173 Karar sayılı veraset ilamında mirasçı gözükmediğini, ilamda belirtilen mirastan feragat sözleşmesinin ... 23. Noterliğinin 15.12.2006 tarihli ve 77449 yevmiye numaralı mirastan feragat sözleşmesi rücu senedi ile bozulduğunu, davalıların feragat sözleşmesinin iptal edildiğinden haberdar oldukları halde kötüniyetli olarak müracaat esnasında sadece feragat sözleşmesi varmış gibi talepte bulunduklarını ve hatalı veraset ilamı çıkarılarak, kendisini mirastan mahrum bırakmak istediklerini, davalıların eksik olan bu veraset ilamına dayanarak dava konusu 8796 ada 13 parsel, 7625 ada 1, 9 ve 10 parsel ve 8633 ada 5 parsel sayılı taşınmazların intikallerini yaptırdıklarını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline ve bu şekilde yeni payların düzenlenmesine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar-karşı davacılar, annelerinin vefatından sonra babalarının bakımı için akrabaları, yakın köylüleri olan, hiçbir geliri bulunmayan davacının ücreti karşılığında babalarına bakmaya başladığını, mirasbırakanın davacıya daire satın aldığını ve maaşlarının ona kalması için evlendiğini, bu işlemlere karşılık olmak üzere de çocuklarının bu evlilik nedeniyle miras haklarının etkilenmemesi için 12.12.2003 tarihinde ... 23.Noterliğinde 60714 yevmiye no.lu ivazlı mirastan feragat sözleşmesi imzaladıklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlar, karşı davada ise ... Hastanesinden alınan 05.08.2011 tarihli rapora göre mirasbırakanın akli melekelerinin yerinde olmadığını, "mirastan feragat sözleşmesinden rücu" yazılı belgenin mirasbırakanın aklının yerinde olmaması sebebiyle yok hükmünde bulunduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesini istemişler, 21.09.2016 tarihli cevaba cevap dilekçesinde ise, karşı dava yönünden mirasbırakanın ehliyetsizlik, aldatma, korkutma ve zorlama ile mirastan feragat sözleşmesinden rücu ettiğini beyan etmişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
... 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.05.2021 tarihli ve 2016/164 E., 2021/145 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın rücu sözleşmesinin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetini haiz olduğu, mirasbırakanın davacının baskısı ile sözleşmeyi imzaladığına ilişkin iddianın ispat edilmediği gerekçesiyle karşı davanın reddine, mirastan feragat sözleşmesinden rücu edildiğinden davacının mirasçı olduğu ve taşınmazlarda miras payı bulunduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
... 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılar-karşı davacılar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
1.Davalılar-karşı davacılar .... vekili istinaf dilekçesinde; mirasbırakanın rücu tarihinde ehliyetli olmadığını, alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, sadece işlem tarihine yakın raporların esas alınmasının doğru olmadığını, kısa aralıklarla çelişkili işlemler yaptığını, rücu belgesinin TMK.nın 557/2. maddesine göre manevi ikrah altında yapıldığını, TMK.nın 557/1. ve 2. maddesi gereği belgenin iptali gerektiğini, karşı davanın kabulü ile davacının mirasçı olmaması ve ehliyet yokluğu sebebiyle asıl davanın reddi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalılar-karşı davacılar ....vekili istinaf dilekçesinde; yargılama sırasındaki beyanlarını tekrarla, mirasbırakanın ehliyeti haiz olmadığını, alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, eksik inceleme yapıldığını, baskı ve korkutma ile kolundan çekilerek belge alındığını, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 26.04.2022 tarihli ve 2021/1663 E., 2022/745 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın mirastan feragat sözleşmesinden rücu senedinin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetini haiz olduğu, mirasbırakanın bu konuda iradesinin bulunmadığı ya da iradesinin geçersiz olduğunu kabule yarar bir ispat vasıtasının dosya kapsamında bulunmadığı, “mirastan feragat sözleşmesinden rücu” sözleşmesinin geçerli olduğu, davacının mirasbırakanın yasal mirasçısı sıfatı ile mirasta pay sahibi olduğu, davacı dışındaki mirasçılar adına yapılan intikal suretiyle tescil kayıtlarının davacının mirasçılığı gizlendiğinden gerçek hak durumunu yansıtmadığı ve yolsuz tescil mahiyetinde olduğu gerekçesiyle, davalılar-karşı davacıların istinaf başvurusunun ...nın 353/1.b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar-karşı davacılar vekilleri temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalılar-karşı davacılar vekilleri temyiz dilekçelerinde; istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, ketmi verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava ise mirastan feragat sözleşmesinden rücunun iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. TMK'nın 599. maddesinde, "Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar. Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, mirasbırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar. Atanmış mirasçılar da mirası, mirasbırakanın ölümü ile kazanırlar. Yasal mirasçılar, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlüdürler." düzenlemesi yer almaktadır.
2. Uygulamada ve öğretide ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi) davalarında uyuşmazlığın çözümü, hasımlı veraset ilamı alınmak üzere açılacak bir dava sonucu, mirasbırakanın tüm mirasçılarının belirlenmesi ve davacının bu mirasçılar arasında yer alıp almadığının saptanmasına bağlıdır.
3.6100 sayılı HMK’nın 125. maddesi; “(1) Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.”
4.HMK’nın 297/2. maddesi ise “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmünü içermektedir. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan 1938 doğumlu ...’in 05.02.2016 tarihinde ölümü ile ... ... 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 16.03.2016 tarihli 2016/176E.-173K. sayılı hasımsız veraset ilamına göre eşi davacı ...’nin ... 23. Noterliği 12.12.2003 tarihli 60714 yevmiye no.lu mirastan feragat sözleşmesi nedeniyle mirasçısı olmadığı, ...’den olma çocukları davalılar... ile torunları ...’in mirasçı olarak kaldığı, belirtilen veraset ilamı ile mirasbırakanın maliki ve paydaşı olduğu 8633 ada 5 parsel sayılı 233 m2 miktarlı arsa, 8796 ada 13 parsel sayılı 383 m2 miktarlı arsa nitelikli taşınmazın 1/2 payı, 7625 ada 1 parsel sayılı 231 m2 miktarlı arsa, 7625 ada 9 parsel sayılı 242 m2 miktarlı arsa ve 7525 ada 10 parsel sayılı 301 m2 miktarlı arsa nitelikli taşınmazların 28.03.2016 tarihinde davalılar adına iştirak halinde tescil edildiği, davacı tarafından sunulan ... ... 15. Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.02.2016 tarihli 2016/108 E.-172. K sayılı hasımsız veraset ilamında davacı ve davalıların birlikte mirasçı olduğu, ... 23. Noterliğinin 12.12.2003 tarihli 60714 yevmiye no.lu mirastan feragat sözleşmesinde davacı ...’nin ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, ... Sokakta bulunan binanın 3. katındaki dairenin eşi ... yardımı ile alındığı, eşine ... ve SSK’dan bağlanan maaşının ölümü halinde kendisine bağlanması kaydıyla diğer mirasçılar lehine mirasından feragat ettiği, mirasbırakanın feragatı kabul ettiği, ... 23. Noterliğinin 15.12.2006 tarihli 77449 yevmiye no.lu "mirastan feragat sözleşmesinden rücu" başlıklı belgede ise davacı ve mirasbırakanın belirtilen feragat sözleşmesini iptal ettiği, mirasbırakanın ... 23.Noterliğinin 08.12.2003 tarihli 58907 yevmiye numaralı vasiyetname ile ..., ... Sokak No:8 adresinde bulunan 6 katlı taşınmazın giriş kattaki dükkanı ... ve ..., 1. kattaki daireyi İfaket'e, 2. kattaki daireyi ..., 3. kattaki daireyi ..., 4. kattaki daireyi ..., 5. kattaki daireyi ...’e, yine bunlardan hariç tapulu ve tapusuz tüm taşınmazlarını eşit hisselerle ... ve ...’a bıraktığı anlaşılmaktadır.
2.Hemen belirtilmelidir ki, davacının mirasçılığını gösteren ... ... 15. Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.02.2016 tarihli 2016/108 E.-172. K sayılı veraset ilamı hasımsız alınmış, Mahkemece hasımlı veraset ilamı almaları için davacıya olanak da tanınmamış olup, mirasçılık belgelerinin aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğu gözetilerek, bu konudaki uyuşmazlığın hasımlı veraset ilamı alınarak açıklığa kavuşturulması zorunludur.
3.Öte yandan, eksiğin tamamlanması ile getirilen kayıtlardan, dava konusu 8796 ada 13 parsel sayılı taşınmazda davalılar adına olan kaydın 06.07.2022 tarihinde dava dışı 3. kişiye devredildiği sabittir.
4. Hâl böyle olunca; öncelikle hasımlı veraset ilamı alınmasına ilişkin dava varsa sonucunun beklenmesi, yoksa davacıya hasımlı veraset ilamı alması için olanak tanınması, alınacak hasımlı veraset ilamında davacının mirasçı olduğu ve taraf ehliyetinin bulunduğu belirlendiği takdirde, ketmi verese olgusunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi, dava konusu 8796 ada 13 parsel sayılı taşınmaz yönünden HMK'nın 125. maddesi hükmü uyarınca, davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceğinin sorulması, İlk Derece Mahkemesinin 2016/399 Esas sayılı vasiyetnamenin iptaline ilişkin dosyanın getirilerek incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
5. Kabule göre de; davacının çekişmeli taşınmazlardaki ketmedilen miras payı oranında (hükme esas alınan veraset ilamı da belirtilmek suretiyle) tapu iptali ve tescile karar verilip, kalan payın davalılar üzerinde bırakılması ile yetinilmesi gerekirken, davalılar adına olan tapu kaydının tamamının iptaline karar verilerek, davalılar yönünden yeniden tescil hükmü kurulması da isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden davalılar - karşı davacılara iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.