Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5378 E. 2023/7503 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydındaki Hazine fazlalığının paya dönüştürülerek Hazine adına tescili talebiyle açılan davada, hükmün sonuç kısmında tüm paydaşların paylarının belirtilip belirtilmediği ve yargılama giderlerine ilişkin kararın doğru olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Hükmün sonuç kısmında, davacı Hazineye ait pay tespit edilirken, bakiye payın kime ait olduğunun belirtilmemesi ve Hazine'nin harçtan muaf olmasına rağmen istinaf yoluna başvuru harcının Hazineden tahsiline karar verilmesi doğru bulunmayıp, bu hususların düzeltilmesi gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/781 E., 2022/575 K.

HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kabul-Karar Kaldırılarak Dava Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/30 E., 2021/11 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde; İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 52 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tapusunda Hazine fazlalığı bulunduğuna dair şerh olduğunu, taşınmaz hakkında acele kamulaştırma davasının bulunduğunu ve Hazine fazlalığının 1847,00m² olarak hesaplandığını ileri sürerek tapu kaydının beyanlar hanesindeki Hazine fazlalığının paya dönüştürülerek davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; fazlalık kaydının beyanlar hanesinde bulunduğunu, kadastro çalışmaları sırasında Hazineye pay verilmediğini, kadastro tutanağının kesinleşmesinin üzerinden 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının kamulaştırma bedelinin ödenmesini engellemeyi amaçladığını, fazlalık şerhinin kadastro tespitinin kesinleşmesi sonrasında konulduğunu ve dayanaksız olduğunu, davanın reddine yönelik emsal yargı kararlarının bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

2.Davalı ... ve arkadaşları vekili cevap dilekçesinde; diğer davalı vekilinin savunmalarını tekrarlamış, ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/D maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile beyanlar hanesindeki fazlalık şerhi aleyine hak düşürücü süre içerisinde herhangi bir dava açılmadığı, davacının talebinin tapu kayıtlarına göre haklı olan fazlalığın paya dönüştürülmesine ilişkin olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 52 ada 8 parselde kayıtlı taşınmazın tapusunun iptali ile 5523 paydan 1847 payının Hazine, 3676 payının da elbirliği mülkiyeti halinde davalılar ..., ..., ... (...), ... (...) adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve arkadaşları vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar ... ve arkadaşları vekili istinaf dilekçesinde özetle; 3402 sayılı Kanun'un 20/D ve 12/3 üncü maddelerinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiğini, fazlalık kaydının tapunun beyanlar hanesinde olup kesinleşen kadastro işlemlerine göre davacının payının bulunmadığını, bu hususta Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin emsal kararının bulunduğunu, davacının amacının kamulaştırma bedelinin taraflarına ödenmesini engellemek olduğunu, çekişmeli taşınmazın 1771 sayılı Mübadele Kanunu uyarınca miktara değil hudutlara göre verildiğini, miktar fazlası şerhinin kadastro tespitinin kesinleşmesi sonrası konulduğunu ve dayanaksız olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağı ve sonrasında oluşan tapu kaydında 1847 m² miktar fazlasının Hazineye ait olduğu şerhi bulunduğu ve tapulama tutanağının kesinleşmesinden itibaren 3402 sayılı Kanun'un 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya bir aykırılık bulunmadığı, ancak Mahkemece Hazine payının tapuya tesciline karar verilmiş ise de dosya içerisine alınan son tapu kaydından çekişmeli taşınmazın 15.01.2019 tarihinde kamulaştırıldığının ve tapu kaydının pasif olduğunun anlaşıldığı, bu durumda tescil kararının infazı kabil olmayıp tescil hükmünün mükerrer tapuya da sebep olabileceği, Hazine payının tescili yerine tespitine karar verilmesinin yerinde olacağı, ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36/A maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği gerekçesiyle davalılar ... ve arkadaşları vekilinin istinaf başvurularının kamu düzenine aykırılık nedeniyle kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile çekişmeli 52 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki Hazine fazlalığının hisseye dönüştürülmesine ve tamamı 5523 paydan 1847 payın davacı Hazineye ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve arkadaşları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki hususları tekrarlamıştır.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, taşınmazın beyanlar hanesindeki miktar fazlalığının paya dönüştürülerek tapuya tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2510 sayılı İskân Kanunu'nun 23 üncü, 5543 sayılı İskan Kanunu'nun 19 uncu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/D maddeleri.

3.Değerlendirme

1. 2510 sayılı İskân Kanunu'nun 23 üncü maddesinde, “Bu kanun hükümlerine göre muhacirlere, mültecilere, göçebelere, nakil olunanlara ve yerlilere dağıtılan yapı ve toprakların temlikine vali ve kaymakamlar salahiyetlidirler. Dağıtım defter veya kararlarının altı vali veya kaymakamlarca tasdik edilmesi, temliktir. Tasdikli defterlerdeki veya kararlardaki miktarlar muteberdir”

2. 5543 sayılı İskân Kanunu'nun 19 uncu maddesinde, “1- Bu kanun hükümlerine göre verilen taşınmaz malların temlikine vali ve kaymakamlar yetkilidir. Dağıtım defter veya kararlarının vali veya kaymakamlarca onanması temliktir. Onaylı defter veya karardaki miktar geçerlidir. 2- Verilen taşınmaz mallar, temlik tarihinde yaşayan aile fertleri adına eşit hisselerle temlik ve tapuya tescil ettirilir” hükümlerini içermektedir.

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/D maddesi hükmünde aynen; "Hazinece özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişletilmeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir. Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakkında şartları uygun bulunduğu takdirde 14 ve 17 nci madde hükümleri uygulanır." düzenlemesine yer verilmiştir.

4.Dosyanın incelenmesinde; davaya konu 52 ada 8 parsel sayılı zeytinli tarla vasfındaki taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında iskan suretiyle verilen tapu kaydı kapsamında olduğu belirtilerek dava dışı Veli kızı Sıddıka ve müşterekleri adına tespit edildiği, kadastro tespitinin 14.06.1956 tarihinde kesinleştiği, ilgili tapu kaydının yüz ölçümünün 3.676 metrekare, davaya konu taşınmazın kadastro sırasındaki yüz ölçümünün ise 5.523 metrekare olması nedeniyle taşınmazın beyanlar hanesine 1.847 metrekare fazlalığın Hazineye ait olduğuna dair şerh düşüldüğü ve bu hususun 28.09.1956 tarihli ve 1085 numaralı yazı ile defterdarlık makamına bildirildiği anlaşılmıştır.

5.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre bir kısım davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

6.Ancak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 nci maddesi uyarınca hükmün sonuç kısmında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekirken tam payla iştirak halinde davalılar adına kayıtlı olan taşınmazda yalnızca davacıya ait payın tespiti ile yetinilerek bakiye payın kime ait olduğu hususunda hüküm kurulmaması doğru değildir.

Öte yandan; davalı Hazinenin harçtan muaf olduğu gözetilmeksizin 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcının davacı Hazineden tahsili ile davalılara verilmesine hükmedilmesi isabetsizdir.

7.Ne var ki, anılan hususların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalılar vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının değinilen yönlerden kabulü ile;

A. Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 1-a numaralı bendinde yer alan "1847 payın Maliye Hazinesine" ifadesinden sonra gelmek üzere “3676 payın iştirak halinde davalılara” ifadesinin yazılması,

B. Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 3 numaralı bendinde yer alan "istinaf karar harcının" ifadesinden sonra gelmek üzere “ ve istinaf başvuru harcının” ifadesinin yazılması,

C. Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 4 numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine "Başvuran davalılar tarafından yapılan 57,60 TL dosya gönderme masrafının davacıdan alınarak başvuran davalılara verilmesine” ifadesinin yazılması,

Suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.