Logo

1. Hukuk Dairesi2022/5705 E. 2023/2254 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanlarının şartlı bağış yoluyla devrettikleri taşınmazın, bağışın şartı yerine getirilmediği ve derneğin kapatılarak Hazineye devredilmesi nedeniyle geri alınması talebiyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, mirasçıların dava açma hakkının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanların bağıştan rücu sebebini öğrenmelerine rağmen yasal süre içerisinde dava açmadıkları ve mirasçılarının da mirasbırakanların ölüm tarihlerinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine göre dava açma hakkının bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil - bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili ile davalı Dernek'e izafeten Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince ek karar ile, tarafların istinaf taleplerinin reddine karar verilmiş, ek kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, ek kararın kaldırılmasına, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili ile davalı Dernek'e izafeten Hazine vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanlarının 6026 parseldeki paylarını 02.10.1979 tarihinde bağışlama senediyle cami ve talebe yurdu yapılması için davalı derneğe devrettiklerini, bağışın şartlı olduğunu ancak davalı derneğin üzerine düşen edimi yerine getirmediğini, derneğin daha sonra FETÖ/PDY terör örgütüne mensup olması nedeniyle 679 sayılı Olağanüstü Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldığını ve taşınmazın OHAL KHK'sı kapsamında davalı Hazine'ye devredildiğini, mirasbırakanlarının sağlığında derneğin gerçek yüzünün ortaya çıkmadığını, hata ve hile yapılan bağışlamadan dönüldüğünü ileri sürerek bağıştan rücu nedeniyle tapu kaydının iptaline, payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL bedelin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, 679 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname'nin 5. maddesi ve ekindeki 5 sayılı liste kapsamında derneğin kapatıldığını, tüm mal varlığının Hazineye devredildiğini, açılan davanın hukuki dayanağının olmadığını, 670 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin 5. maddesine göre dava ve takip şartı olmadığından davanın reddi gerektiğini, mirasçılardan Halide Kalafat'ın veraset ilamının bulunmadığını, resmi senetle düzenlenen belgenin aksinin yine resmi senetle ispatlanması gerektiğini, tanık delilini kabul etmediklerini, 6098 sayılı TBK'nın 295/1. maddesindeki düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 22.05.2019 tarihli ve 2018/9 Esas, 2019/188 Karar sayılı kararıyla; 679 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin 5.maddesi ve ekindeki 5 sayılı listesinin 54.sırada Çiğli Talebelerini Okutma, Koruma, Sosyal ve Kültür Yardım Derneği'nin kapatıldığı gerekçesiyle 679 sayılı KHK'nın 5. maddesi, 675 sayılı KHK'nın 16. maddesi, 670 sayılı KHK 'nın 5. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine, davacıların 675 sayılı KHK'nın 16. maddesinin son fıkrası uyarınca, davacının 670 sayılı KHK' nın 5. maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama tebliğ tarihinden itibaren 30 günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceğinin ihtarına karar verilmiş; kararın davacılar vekili ile davalı Dernek'e izafeten Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Mahkemenin 25.09.2019 tarihli ek kararı ile, verilen kararın kesin nitelikte olduğu gerekçesiyle 6098 sayılı HUMK'un 432-426/F maddelerine göre tarafların istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararına ve kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacılar vekili, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın bağışlamadan rücu davası olduğunu, bu niteliği itibariyle İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararın da belirttiği Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen sınırlamalara tabi olmadığını, davalı Dernek'in, yapılan bağışın şartlı olmasına ve şartı bilmesine rağmen üzerine düşen edimi yerine getirmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin ek kararının ve kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı Dernek'e izafeten Hazine vekili, dava konusu taşınmazın, davalı Derneğin 679 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kapatılması nedeniyle Hazine'ye devredildiğini ve 11.01.2017 tarihinde Hazine adına tescil edildiğini, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu, ancak 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 16. maddesinin son fıkrası uyarınca, 30 günlük başvuru süresi olduğu belirtilerek ihtarat yapılmasına ilişkin hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek belirtilen yönden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 17.05.2022

tarihli ve 2019/2738 Esas, 2022/1311 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16. maddesinin 1. fıkrası esas alınarak kesin olmak üzere karar verilmiş ise de, davanın, 08.01.2018 tarihinde açıldığı, davanın açılış tarihi itibariyle 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16. maddesinin 3. fıkrası kapsamında kaldığı, 16. maddenin 3. fıkrası uyarınca verilen kararların kesin olmadığı anlaşılmakla ek kararın kaldırılmasına ve davacılar vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesine karar verilmiş; davalı ...'nin 20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurumlara ilişkin listelerde yer aldığı ve kapatıldığı anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesince 675 sayılı KHK'nın 16/3 . maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar vermesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ile davalı Dernek'e izafeten Hazine vekili (katılma yoluyla) temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacılar vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.

2.Davalı Hazine vekili, istinaf dilekçesinde yer alan itiraz nedenlerini tekrarlamış, davanın reddine karar verildiğine göre tarafları lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini de belirtip kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, bağıştan dönme (rücu) hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedel isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Bilindiği üzere, 29/10/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 03/10/2016 tarihli 675 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin dava takip ve usulü başlıklı 16 ncı maddesinde “ (1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle ret kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.

20/07/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı takip giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.

20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.

Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz.” hükümleri düzenlenmiş ve 675 sayılı KHK 7082 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanunun ile kanunlaşmıştır.

2. Bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürürlü (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241. ve 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK'nın 244/3. ve TBK'nın 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.

Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren BK'nın 246. ve TBK'nın 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur.

Öte yandan, BK'nın 246. ve TBK'nın 297. maddesine göre; bağışlayan, geri alma sebebini öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alabilir. Bağışlayan bir yıllık süre dolmadan ölürse, geri alma hakkı mirasçılarına geçer ve mirasçıları bu sürenin sona ermesine kadar bu hakkı kullanabilirler. TBK'nın 297. maddesinde ayrıca, bağışlayanın sağlığında geri alma sebebini öğrenemediği hallerde, mirasçılarının, ölümünden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alma hakkını kullanabilecekleri düzenlemesine de yer verilmiştir.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların mirasbırakanları Fatma ..., Osman Dinçer, Bilal Dinçer ve Sıdıka Ergörgeç çekişme konusu 6026 parselin geldilerinden olan 416 parsel sayılı taşınmaza 1/5'er paylarla malik iken, 1000/15420'şer paylarını 02.10.1979 tarihinde davalı Dernek'e kayıtsız, şartsız ve bedelsiz olarak hibe ettikleri, davalı Dernek'in taşınmazdaki payının 11.01.2017 tarihinde OHAL kapsamında davalı ...'ne devredildiği, mirasbırakanlardan Fatma'nın 15.08.1992 tarihinde, Osman'ın 12.06.1983 tarihinde, Bilal'in 31.07.2001 tarihinde, Sıdıka'nın ise 06.01.2010 tarihinde öldükleri, davacıların eldeki davayı mirasbırakanlarına teban açtıkları anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, özellikle davacıların mirasbırakanlarının bağışlamayı geri alma sebebini sağlıklarında öğrenemedikleri dikkate alındığında mirasbırakanların ölüm tarihlerinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nunda yer alan yukarıda belirtilen düzenlemelere göre, mirasçılarının eldeki davayı açma haklarının bulunmadığı, davalı Hazine tarafından, kamu düzenine ilişkin olmayan ve istinaf edilmeyen vekalet ücretine yönelik hükmün temyize de getirilemeyeceği gözetilerek, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacılar vekili ile davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının davacılardan alınmasına, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun

13. maddesinin “j” bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.