Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6073 E. 2022/6189 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davasında, davacı adının sehven yanlış yazılması nedeniyle verilen kararın icrasında tereddüt oluşması üzerine davalı Hazine vekilinin yaptığı tavzih talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Hükümde davayı açan kişi ile hakkında karar verilen kişinin farklı olması ve bu durumun hükmün icrasını imkansız hale getirmesi, hükmün açık olmadığının ve tavzih gerektiğinin göstergesi olması gözetilerek, yerel mahkemenin tavzih talebini reddeden kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 30/06/2022 tarihli ve 2009/327 Esas 2015/533 Karar sayılı tavzih kararı yasal süre içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Diyarbakır İli Merkez İlçe Sayarlar köyünde bulunan ve hükmen miktar fazlası olarak Hazine adına tescil edilen 225 parsel sayılı taşınmazın davacılara ait olduğunu ileri sürerek kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 11/03/2008 tarihli, 2003/719 Esas- 2008/122 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16/12/2008 tarihli, 2008/4274 Esas 2008/6223 Karar sayılı kararı ile “ ...Mahkemenin 225 sayılı taşınmazla ilgili olarak yapmış olduğu yargılamanın hüküm kurmak için yeterli olmadığı, kadastro mahkemesinin karar başlığında davalılar arasında yer alan Ahmet Aslan ile Hasan Aslan'ın derdest davanın tarafları ile akdi ve ırsi bağlarının bulunup bulunmadığının araştırılması, kadastro mahkemesi dosyasının kesin hüküm yada güçlü taktiri delil olup olmadığının tartışılması, bu kişilerin nüfus kayıtlarının çıkarılması, uzman bilirkişiler ve tanıklar huzurunda yöntemine uygun olarak keşif yapılması, imar ihyanın başlangıç tarihinin, sürdürülüş biçiminin yöntemine uygun olarak araştırılması, taşınmazın özel mülke konu olup olmadığının araştırılması gerektiği" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen karar

Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 07/07/2015 tarihli 2009/327 Esas 2015/533 Karar sayılı kararıyla, davacılardan ... yönünden kesin hüküm nedeniyle, davacı ... yönünden ...’ın resmi nikahlı eşi olmadığı için mirasçı sıfatı bulunmadığından aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, bu karar, davacılar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 25/10/2021 tarihli 2021/4280 Esas 2021/5936 Karar sayılı kararı ile onanmış, davacılar vekilinin karar düzeltme talebi 25/04/2022 tarihli 2022/1348 Esas 2022/3460 Karar sayılı karar ile reddedilerek hüküm 25.04.2022 tarihinde kesinleşmiştir.

4. Mahkeme Kararına Karşı Tavzih Talebinde Bulunanlar

Diyarbakır 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı Hazine vekili tarafından, gerekçeli karar başlığında davacılar kısmında davacı olarak ... ismi yazılarak UYAP'ta da bu şekilde kaydedilmiş ise de, bir yazım hatası olduğu sabit olan bu durumun düzeltilmesi, dava dilekçesinde ve davacılar vekilinin sonraki dilekçelerinde davacılar olarak ... ve ...'un yazılı olduğu, aynı şekilde bozma öncesi verilen 11/03/2008 tarih ve 2003/719 E. - 2008/122 K. sayılı gerekçeli kararının başlığında davacı olarak ... yazılı olduğu, aynı şekilde dosya kapsamındaki 16/12/2008 tarihli 2008/4274 E. - 2008/6223 K. sayılı Yargıtay kararından ve 04/05/2009 tarihli 2009/1608 E.-2009/2179 K. sayılı Yargıtay kararında davacının ismi ... olarak yazılı olduğu, mahkeme kararı ile hüküm altına alınan vekalet ücreti ve Yargıtay müraafa vekalet ücretinin tahsili için icra takibi yapılacağı, yeni hukuki ihtilaflar ve sorunların meydana gelmemesi ve maddi gerçekliğin tezahürü için 07/07/2015 tarihli gerekçeli karar başlığındaki ... ibaresinin düzeltilerek davacı olarak ...'ın yazılması istemi ile hükmün kesinleşmesinden sonra 20.06.2022 havale tarihli dilekçe ile tavzih talebinde bulunulmuştur.

5. 30.06.2022 Tarihli Tavzih Kararı

Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/06/2022 tarihli ve 2009/327 Esas 2015/533 Karar sayılı tavzih kararıyla; Mahkemenin 2003/719 Esas sayılı dosyasından verilen kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2008/4274 Esas ve 2008/6223 karar sayılı kararı ile ... ile ... arasındaki ırsi bağın kesin tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, sonrasında Mahkemenin 2009/327 Esasına kaydı yapılarak ...'ın davacı olarak eklendiği, Mehmet Aslan'ın davacı olarak eklenmesinden sonra Mahkemenin 2009/327 Esas ve 2015/533 Karar sayılı kararı davacı vekilince ...'ın davacı sıfatının olmadığı iddiası ile temyiz edildiği, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2021/4280 Esas ve 2021/5936 Karar sayılı kararı ile hükmün onandığı, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2021/1348 Esas ve 2022/3460 Karar sayılı karar düzeltme talebinin reddedildiği ve kararın 25/04/2022 tarihinde kesinleştiği, tavzih nedenlerinin bulunmadığı gerekçesiyle tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.

6. Mahkemenin Tavzih Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen tavzih kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temyiz isteminde bulunmuştur.

7. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, mahkeme kararı ile hükmedilen ilam ve murafaa vekalet ücretlerinin tahsili için icra takibi yapılamadığını, kararın maddi gerçekliğe uygun olmaması nedeniyle yeni ihtilaflar ve sorunlar çıkaracağını, ... aleyhine icra takibi başlatılırsa bu şahsın dosyada taraf olmadığı iddiası ile hukuki yollara başvuracağı usul ekonomisi ve hak kaybına sebebiyet verilmemesi için tavzih taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini bir an için ...’ın davacı sıfatıyla davaya iltihat ettiği düşünülse bile davacı ... hakkında bir karar verilmemesi adeta davadan silinmesinin izahının mümkün olmadığını dosyanın Uyap'a kaydında bir yazım yanlışının yapıldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

8.Gerekçe

8.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık iptal- tescil davasında verilen kararın tavzihi istemine ilişkindir.

8.2. İlgili Hukuk

Bilindiği üzere; hükmün tashihi ve tavzihi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 304. (1086 sayılı HUMK.un 455.) ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, 6100 sayılı HMK'nın 304. maddesinde "(1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, Mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. (2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir." şeklindeki hükmün tashihi; 305. maddesinde de "(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." şeklinde hükmün tavzihi müesseseleri düzenlenmiştir. Aynı Kanun'un 306. maddesinde de "Tavzih, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi Mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur. Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir. Mahkeme, tavzih talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar."

Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.

8.3. Değerlendirme

Somut olayda; tavzihi istenen hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi uyarınca infaza elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, davayı açan şahıs ve hakkında karar verilen şahıs ... olmasına rağmen bozma kararından sonra Uyap'a davacı kaydı yapılırken T.C. numarası olmadan sehven ... isminin davacı olarak kaydedildiği, böyle bir şahsın davada taraf olmadığı, bu durumda hükmün icrasının mümkün olmadığı açık olup hüküm fıkrasının düzeltilmesi halinde hükmün değişmeyeceği de açıktır.

Hâl böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nın 305. ve 306. maddeleri gereğince, tavzih isteğinin kabulüne karar verilerek, hükmün infaza elverişli hale getirilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ile tavzih talebinin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.