"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/37 E., 2022/632 K.
DAVALILAR : ..., ... vekilleri Avukat ..., ..., ..., ... vekilleri Avukat ..., ... vekili Avukat ..., ... vekili Avukat ..., ... vekili Avukat ..., ... vekili Avukat ..., ..., ..., ......, ..., ...
DAVA TARİHİ : 20.12.2012
KARAR : Kısmen Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ :... 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2012/473 E., 2017/214 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; dava konusu 1, 4 ve 9 no.lu bağımsız bölümler yönünden davanın esastan reddine; 5, 6, 7, 8, ve 10 no.lu bağımsız bölümler yönünden tapu iptali ve tescil davasının kabulüne; davalılar ..., ... ve dahili davalı ... yönünden ise dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili, davalılar ... ve ... vekili, davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; mirasbırakanı ...nun, kızları olan davalılar ...ve ...’nin manevi baskıları ile anılan kişileri vekil tayin ettiğini, mirasbırakana ait 56 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulanan 1, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10 no.lu bağımsız bölümlerin vekil tarafından torunlara ve üçüncü şahıslara muvazaalı şekilde devredildiğini, dava konusu taşınmazlardan 9 no.lu bağımsız bölümü davalı ......ye, 1 no.lu bağımsız bölümü davalı ...’a, 5 ve 7 no.lu bağımsız bölümleri davalı ...’e, 10 no.lu bağımsız bölümü davalı ...’a, 4 no.lu bağımsız bölümü ...’a, 6 ve 8 no.lu bağımsız bölümleri ...’nin oğlu olan davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiklerini, 6 ve 8 no.lu bağımsız bölümlerin...tarafından yakın arkadaşı olan ...’a, 4 no.lu bağımsız bölümün ...tarafından ...’e,...’den ...’na, Özlem’den ...’a devredildiğini, Serhat’ın, ...’ye verilen vekaletnamede tanık olarak yer aldığını, temliklerin muvazaalı olduğunu, mirasbırakana herhangi bir satış bedeli ödenmediğini, satış bedellerinin mirasbırakanın terekesinden çıkmadığını, vekâletnamenin verilmesi ve muvazaalı işlemlerin mirasbırakanın iradesi fesada uğratılarak yaptırıldığını, mirasbırakanın yapılan işlemler nedeniyle şikayette bulunduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmazsa tenkise ya da taşınmazların gerçek değeri üzerinden hesaplanacak miras payı oranında bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., mirasbırakan anne ve babasına baktığını, bütün işleri ile tek başına ilgilendiğini, kardeşlerinin hiç bir maddi ve manevi destekleri olmadığını, mirasbırakan annesinin yaşlılığından dolayı işlerini takip edemediğinden kendisini vekil tayin ettiğini, 9 ve 1 no.lu bağımsız bölümlerin mirasbırakanın bilgi ve talimatı ile satıldığını, satış bedelinin mirasbırakana verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ..., mirasbırakana annesi ...’nin baktığını, mirasbırakanın eşinin hastalığı döneminde maddi sıkıntı çektiğini, bu dönemde 6 ve 8 no.lu bağımsız bölümleri satılığa çıkardığını, kendisinin de taşınmazları bedeli karşılığı mirasbırakandan satın aldığını, daha sonra da taşınmazları ...’a sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
3. Davalı ..., 6 ve 8 no.lu bağımsız bölümleri davalı ...’ten bedeli karşılığı satın aldığını, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
4. Davalı ..., mirasbırakanın maddi sıkıntılar yaşadığını, 4 no.lu bağımsız bölümü bedeli karşılığı satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
5. Davalı ..., 1 no.lu bağımsız bölümü emlakçı vasıtası ile ev sahibi ile tanışarak pazarlık yaparak aldığını, daha sonra taşınmazı sattığını, iyi niyetli olduğunu, halen kayıt maliki olmadığından kendisine husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın usulden ve esastan reddini savunmuştur.
6. Davalı ..., 4 no.lu bağımsız bölümü 06.11.2012 tarihinde 94.000 TL bedelle ...’tan satın aldığını, satış bedelini elden ve nakit olarak ödediğini, taşınmazı kiraya verdiğini, vekaletnamede tanık olarak yer almasının muvazaanın kanıtı olamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
7. Davalı ..., davanın husumetten reddi gerektiğini, davalı ..., taşınmazları bedeli karşılığı satın aldığını, davalı ..., satışların gerçek olduğunu, taşınmazı satın alırken kredi kullandığını, satış bedelini nakit olarak satıcıya ödediğini, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
8. Davalı ..., taşınmazı bedeli karşılığı satın aldığını, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
9. Davalı ..., annesi ...’nin paraya ihtiyacı olmayıp 12 adet dairesi ve bu dairelerden kira geliri bulunduğunu, satışların gerçek olmadığını, davalı ...’in kızı olduğunu, diğer malik görünen kişilerin arkadaşları, Serhat’ın ise komşu çocuğu olduğunu, davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
10. Davalılar, ..., Nermin Ekinci, ... ve dahili davalı ... savunma getirmemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.05.2017 tarihli ve 2012/473 Esas, 2017/214 Karar sayılı kararıyla; tenkis isteği bakımından dava tefrik edilmiş, davalılar ..., ... ve ...’a yapılan herhangi bir devir olmadığından bu kişiler yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine, 6 ve 8 no.lu bağımsız bölümler yönünden muvazaa iddiasının dinlenebileceği ancak anılan bağımsız bölümleri temlik alan davalı ...’ın ve vekaletle temlik yapılan 1, 4 ve 9 no.lu bağımsız bölümleri satın alan kişilerin kötü niyetinin ispatlanamadığı gerekçesiyle diğer davalılar yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.05.2018 tarihli ve 2017/1490 Esas, 2018/616 Karar sayılı kararıyla; davacının istinaf başvurusunun kabulüne, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak 4, 6 ve 8 no.lu bağımsız bölümler yönünden yapılan temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davalılar ... ve ... yönünden davanın kabulüne, kayıt maliki olmadıkları gerekçesiyle davalılar Necla, ..., ..., Bülent, ... Emre,..., Özlem, Suna ve dahili davalı ... yönünden davanın husumet nedeniyle usulden reddine, kötü niyetli olduklarının ispat edilemediği gerekçesiyle davalılar Nermin, Güler, Mehmet ve Hüsamettin yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 22.10.2020 tarihli ve 2018/4048 Esas, 2020/5348 Karar sayılı kararıyla; "vekil eliyle temlik edilen 1, 4 ve 9 no.lu bağımsız bölümler için vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiası yönünden araştırma ve inceleme yapılması, mirasbırakan tarafından bizzat temlik edilen 5, 6, 7, 8 ve 10 no.lu bağımsız bölümler hakkında ise muris muvazaası iddiası yönünden inceleme yapılarak mirasbırakanın mal kaçırma iradesinin olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit edilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.'' gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 20.04.2022 tarihli ve 2021/37 Esas, 2022/632 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakan tarafından vekaletnamenin iradi olarak verildiği, temliklerin mirasbırakanın iradesine uygun olarak gerçekleştirildiği, vekalet görevinin kötüye kullanıldığının davacı tarafça kanıtlanamadığı gerekçesiyle davalı vekil ... ile vekil ... tarafından devredilen bağımsız bölümlerin malikleri konumundaki davalılar aleyhine yöneltilen dava konusu 1, 4 ve 9 no.lu bağımsız bölümler yönünden davanın esastan reddine; muris muvazaasına konu taşınmazlar bakımından temliklerinin bedelsiz ve muvazaalı olduğu, taşınmazlarda kayıt maliklerinin tasarrufları bulunmadığı, muris muvazaasının varlığının sabit olduğu gerekçesiyle 5, 6, 7, 8, ve 10 no.lu bağımsız bölümler yönünden tapu iptal ve tescil davasının kabulüne; davalılar ..., ... ve dahili davalı ... yönünden ise pasif husumete ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, davalılar ... ve ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konu taşınmazların tamamı hakkında iptal ve tescil kararı verilmesi gerektiğini, dava konusu 1, 4 ve 9 numaralı bağımsız bölümlere yönelik davanın esastan reddine dair kararın kanuna aykırı olduğunu, anılan taşınmazlar için de iptal ve tescil sebeplerinin geçerli olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalılar ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; satışların usul ve yasaya uygun olarak tamamlandığını, satış bedelinin malik hesabına yatırıldığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hatalı şekilde gerekçe oluşturulduğunu, davalı ...'in taşınmazları alım gücü bulunduğunu, mirasbırakanının dava konusu taşınmazları içine düştüğü maddi sıkıntı sebebi ile satmak zorunda kaldığını, çocuklarının kendisine bakmadığını, eşinin hastalığı döneminde büyük maddi zorluğa düştüğünü, 6 ve 8 no.lu bağımsız bölümlerini torunu olan davalı ...’e istediği para karşılığında sattığını ve aldığı para ile borçlarını ödediğini beyan eden imzalı bir kağıt bıraktığını, ancak bu delilin hiçbir şekilde değerlendirilmediğini, davalı ... tarafından diğer davalı ...'a yapılan satışın ispatlandığını, muvazaa iddiasının ispatlanamadığını, Sakarya 2. Noterliğinin 16.11.1998 tarihli 22436 yevmiye numaralı ihtarnamesinin ve davacının açtığı ancak reddolunan Fatih 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/557 Esas sayılı dosyasının davacının kötüniyetini ortaya koyduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
4. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararda davalı ...'in taşınmazı satın aldıktan sonra davacıyı tahliye ettirmesine rağmen taşınmazlarda tasarrufunun bulunmadığının belirtilmesi ile çelişkiye düşüldüğünü, davalının taşınmazlarda tasarrufunun bulunmadığına ilişkin tespitin hatalı olduğunu, bir kişinin yerini bir arkadaşına satmasının muvazaa değil toplumumuzda bulunan "yabancıya gitmesin" düşüncesi olduğunu, davalının kötü niyetli olduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığını, kötü niyetli olduğunun ispat edilemediğini, kararın hatalı, hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı ... ile diğer davalı ...'in salt arkadaş olmasının muvazaa veya kötü niyet iddiasını ispatlamadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenlerine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı.
2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 504/1 inci ve 506 ncı maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci ve 3 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillere göre, 1924 doğumlu mirasbırakan ...nun 30.09.2012 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak davacı oğlu... ile davalı çocukları ..., ...ve ...’nin kaldıkları, davalı ...’in mirasbırakanın kızı ...’den olma torunu, davalı ...’in ise mirasbırakanın oğlu ...’tan olma torunu olduğu, mirasbırakan ...’nin... 6. Noterliğinin 21.12.2001 tarihli ve 23928 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile davalı kızı ...’yi vekil tayin ettiği, mirasbırakanın 1719 ada 56 parsel sayılı taşınmazdaki 1, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10 no.lu bağımsız bölümlerin maliki olduğu, mirasbırakana ait 1 nolu bağımsız bölümün vekili ... eliyle 27.12.2001 tarihinde davalı ...’a, Suna tarafından da 07.02.2003 tarihinde davalı ...’ye satış suretiyle devredildiği; 4 nolu bağımsız bölümün de vekil ... eliyle 02.12.2003 tarihinde davalı ...’a, ... tarafından mirasbırakanın torunu olan vekili... eliyle 03.02.2005 tarihinde davalı ...’e,... tarafından mirasbırakanın torunu Özlem’in eşi olan vekili ... eliyle 04.08.2009 tarihinde davalı ...'e, ondan da 06.11.2012 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle temlik edildiği; mirasbırakanın, maliki olduğu 5, 7 ve 10 no.lu bağımsız bölümlerinden 25.07.2011 tarihli ve 14915 yevmiye nolu akitle 5 ve 7 no.lu bağımsız bölümleri davalı ...’e, 10 no.lu bağımsız bölümü ise davalı ...’a bizzat satış suretiyle temlik ettiği; mirasbırakanın 6 ve 8 no.lu bağımsız bölümlerini ise 08.05.2000 tarihinde bizzat torunu olan ...’e satış suretiyle devrettiği,...tarafından da her iki bağımsız bölümün 04.12.2003 tarihinde davalı ...’a satış suretiyle devredildiği, 9 nolu bağımsız bölümün vekil ... eliyle 24.02.2003 tarihinde davalı ... İkinci’ye satış suretiyle devredildiği kayden sabittir.
2. Hemen belirtilmelidir ki; mirasbırakana teban açılan vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (TMK. 640. md.) tartışmasızdır. Mirasçı olmayan kişiye karşı vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı miras payı oranında açılan tapu iptal ve tescil davasının dinlenme olanağının bulunmadığı, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye temsilci tayin edilerek yargılamaya devam edilmesinin de pay oranında açılan davanın dinlenmesini mümkün hale getirmeyeceği de açıktır.
3. Somut olayda; dava konusu 1, 4 ve 9 numaralı bağımsız bölümler için vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel (tazminat) istekli olarak dava açılmış, Mahkemece iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle anılan taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Mirasçılar dışındaki üçüncü kişiye karşı pay oranında açılan tapu iptali ve tescil davasının dinlenme olanağı bulunmadığı, bedel isteği açısından ise vekalet görevinin kötüye kullanıldığının ispatlanamadığı gözetilerek dava konusu 1 ve 9 numaralı bağımsız bölümler yönünden verilen davanın reddine ilişkin kararın sonucu itibariyle doğru olduğu, muris muvazaası hukuki nedenine dayanılan dava konusu 5, 6, 7, 8 ve 10 numaralı bağımsız bölümler yönünden ise muris muvazaasının varlığı kabul edilerek tapu iptal tescile hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır.
4. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının; vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayanılan 1 ve 9 numaralı bağımsız bölümler yönünden verilen davanın reddine ilişkin hükmün, muris muvazaası hukuki sebebi çerçevesinde değerlendirilen 5, 6, 7, 8 ve 10 numaralı bağımsız bölümler yönünden ise davanın kabulüne dair hükmün bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerince anılan taşınmazlara ilişkin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
5. Davacı vekilinin 4 numaralı bağımsız bölüme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mirasbırakan ...'nin maliki olduğu dava konusu 4 numaralı bağımsız bölüm vekili ... tarafından 02.12.2003 tarihinde davalı ...’a devredilmiş, söz konusu temlikte ...adına vekili... tarafından işlem yapılmış, ... adına kayıtlı iken de yine ...un vekili... tarafından davalı ...’e,... tarafından vekili ... eliyle davalı ...'e temlik edilmiştir. Davalı ... ise taşınmazı son kayıt maliki davalı ...'a devretmiştir. Davalı ... adına vekili olarak işlem yapan...'nun ve ara malik ...'ın mirasbırakanın oğlu olan ...'ın çocukları yani mirasbırakanın torunları olduğu, davalı ...'in vekili ...'ın ise mirasbırakanın torunu olan ...in eşi olduğu, davalı ...’ın da mirasbırakan tarafından vekil ...’ye verilen vekaletnamede tanık sıfatıyla yer aldığı, Mahkemece yapılan keşif sonucunda 4 numaralı bağımsız bölümde mirasbırakanın oğlu ...'ın oturduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır. Mirasbırakana vasi tayini için açılan Fatih 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/557 Esas, 2005/1140 Karar sayılı dosyasında mirasbırakanın 20.06.2003 tarihli duruşma sırasında dinlenildiği, 4 numaralı bağımsız bölümün ise vekil ... tarafından 02.12.2003 tarihinde yani mirasbırakanın beyanından sonra devredildiği, dolayısıyla mirasbırakanın taşınmazların bilgisi dahilinde satıldığına ilişkin duruşma sırasındaki beyanının, bu beyandan sonra devredilen 4 numaralı bağımsız bölüm yönünden de davanın reddine gerekçe olamayacağı açıktır. Kaldı ki; mirasbırakanın 23.05.2012 tarihinde... Cumhuriyet Başsavcılığına verilen şikayet dilekçesinde 4 numaralı bağımsız bölümün bilgisi dışında satıldığını bildirdiği, vekaletle satış yapan vekil ... ile temlik alan davalılar ve vekaleten satış sözleşmesine katılanların birbirlerini tanıdıkları veya akrabalıkları bulunduğu, bedel ödendiğinin ispat edilemediği, son kayıt maliki ...ın da iyiniyetli olmadığı, davalıların vekil ile birlikte el ve işbirliği ile hareket ederek mirasbırakanı zararlandırdıklarının sabit olduğu sonucuna varılmakla 4 numaralı bağımsız bölüm yönünden vekalet görevinin kötüye kullanıldığı kabul edilmelidir. Son kayıt maliki mirasçı olmadığından, mirasçılar dışındaki üçüncü kişiye karşı vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı pay oranında açılan tapu iptali ve tescil talebi yönünden davanın dinlenme olanağı bulunmasa da; vekil ile ara malikler yönünden tazminat talebinin değerlendirilmesi gerekirken söz konusu parsel yönünden davanın tümden reddi hatalı olmuştur.
6. Hal böyle olunca; vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayanılan 4 numaralı bağımsız bölüm yönünden; vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve davacının payı oranında tazminat talebinde bulunabileceği gözetilmek suretiyle tazminat talebinin değerlendirilmesi ve sonucuna bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalılar vekillerinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 1, 9, 5, 6, 7, 8 ve 10 numaralı bağımsız bölümler yönünden ONANMASINA,
2. Davacı vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 4 numaralı bağımsız bölüm yönünden BOZULMASINA,
Aşağıda yazılı 3.470,72 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'ten, 1.438,00 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı ...'den, 4.645,09 TL bakiye onama harcının da temyiz eden davalılar Metin ve Bülent'ten alınmasına,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.12.2023 tarihinde onama kararı yönünden kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.