"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
DAVA TARİHİ : 25.06.2018
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece, Bölge Adliye Mahkemesinin ek kararının kaldırılmasına ve işin esasının incelenmesi için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, duruşma günü olarak saptanan 06.06.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ...geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, ... karara bırakıldı. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ..., çekişmeli 3457 parsel sayılı taşınmazın 5.000 metrekare bölümünün kendisine ait olduğunu, ne var ki kadastro tespiti sırasında davalıya ait taşınmaz içerisinde bırakıldığı iddiasıyla, bu bölümün tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalı ... Aydoğan vekili, davanın hak düşücü süre nedeniyle reddi gerektiğini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.01.2020 tarihli ve 2018/255 Esas, 2020/5 Karar sayılı kararıyla; eldeki davanın kadastro öncesi mülkiyet iddiasına dayalı olarak açıldığı, dava açılması için 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 05.03.2020 tarihli ve 2020/218 Esas, 2020/194 Karar sayılı kararıyla; dava değeri itibariyle uyuşmazlığın istinaf kesinlik sınırının altında kaldığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2, 352/1 ve 346. maddeleri uyarınca reddine karar verilmiş, ... bu kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine ise bu kez 19.06.2020 tarihli ek karar ile yine somut uyuşmazlıkta verilen hükmün dava değeri nedeniyle kesinlik sınırının altında kaldığı gerekçesiyle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairemizin 18.11.2021 tarihli ve 2021/5267 Esas, 2021/6948 Karar sayılı kararıyla, eldeki davanın kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkin olduğu, 3402 sayılı Yasa'nın ek 6. maddesi uyarınca kanun yolu bakımından miktar sınırlandırmasından vareste olduğu gerekçesiyle ek kararın kaldırılmasına ve işin esasının incelenmesi için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen temyize konu kararı ile eldeki uyuşmazlığın kadastro tespitinden önceki hakka dayanılarak açılmış olması nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3.maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu ve davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra 25/06/2018 tarihinde açıldığı, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesince davanın bu gerekçeyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu zira dava konusu taşınmazın 5.000 metrekare bölümünün adına tapuda kayıtlı 2729 parselin devamı niteliğinde olduğunu ve zilyetliğin bu şekilde sürdürüldüğünü, kayıtların aksi istikamette olduğunun anlaşılması sonucunda davalıdan düzeltme istendiği; ancak davalının kötü niyetli olarak hatayı düzeltmediğini bunun üzerine eldeki davanın açıldığını, ne var ki mahkemenin açılan davayı tersimat hatası olarak değerlendirmeyip tapu iptali olarak değerlendirdiğini, değerlendirmenin yanlış olduğunu davalarının kadastro sırasında yapılan yanlış ölçümün düzeltilmesi isteğine ilişkin olduğunu asıl dayanaklarının 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesi olduğunu, bu sebeple somut uyuşmazlıkta 10 yıllık hak düşürücü süre uygulanmayacağını, bu konuda emsal kararların bulunduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesine nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun;
12/3. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
“Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.”
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, uyuşmazlığın esasının 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesine dayalı düzeltme işleminden değil, bilakis kadastro öncesi mülkiyet iddiasından kaynaklandığı ve hak düşürücü süreye tabi olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan nedenlerle,
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Temyiz edilen davalı vekili duruşmaya gelmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.