"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL 20. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil, ecrimisil, intifa hakkının terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacının miras payı olan 1/48 pay yönünden tapu iptali ve tescil ile intifa hakkının terkini isteklerinin kabulüne, ... mirasçılarına yönelik ecrimisil talebi yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın usulden reddine, ... Üniversitesi Rektörlüğüne yönelik ecrimisil talebinin kabulüne ilişkin verilen karar, davacı vekili tarafından süresinde, davalılar ...,...,...,, ... ... Holding A.Ş., ..., ..., ... mirasçıları (,,,,...,...,...,), ... ... mirasçıları (...,...,), ... vekilleri tarafından süresinde duruşma istekli, davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla duruşma günü olarak saptanan 20.12.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ... vd.vekili Avukat ...., davalılar ... vd.vekili Avukat ... ve Avukat ....., davalı ... vekili Avukat ..., davalılar ... vd.vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden davacı ........ vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden ... vekili vd. gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... ...'nın mirasçısı olduğunu, mirasbırakanın 92 ada 3 parsel sayılı taşınmazının 21/08/1967 tarihinde düzenlenen hatalı mirasçılık belgesine dayalı olarak davalı mirasçılara intikal ettiğini, taşınmazın bilahare davalı ... ... Holding A.Ş.'ye devredildiğini, son olarak taşınmazda davalı ... lehine 49 yıllığına intifa hakkı tesis edildiğini, miras hakkının yolsuz işlemlerle ketmedildiğini,
taşınmazın devredildiği ... ... Holding A.Ş. ve davalı ... ile davalı mirasçıların organik bağı olduğunu, iyiniyet iddiasında bulunamayacaklarını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, mümkün olmaması halinde taşınmazın karar tarihindeki bedelinin yolsuz tescil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline, her iki halde de taşınmazın 1998 yılına kadar kullanımından kaynaklı olarak bir kısım davalının mirasbırakanı ... mirasçılarından ve 1998 yılı sonrası için ... Üniversitesi Rektörlüğün'den toplam 15.000-TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte tahsiline ve intifa hakkının terkinine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ..., ...,...,..., ve .... vekili; mirasbırakan ... 'in 02/02/1966 tarihinde öldüğünü, ilgili nüfus kayıtları doğrultusunda intikale esas mirasçılık belgesi alındığını, davacının 01/01/1966 doğumlu görünse de kaydının 10/05/1967 tarihinde nüfusa tescil edildiğini, mirasbırakanın mirasçılık belgesinde davacının anne-baba bir olan kardeşleri .... ve ..... mirasçı olarak gösterildiğini ve ....ve ....'ın payının 275.000 TL bedel karşılığında 11/03/1975 tarihinde ... ... Holding A.Ş.'ye satıldığını, kendi anne ve babası tarafından bildirilmeyen davacının varlığından davalıların haberdar olmasının mümkün olmadığını, davalı mirasçıların ve şirketin iyiniyetli olduğunu, bedel istemi yönünden zamanaşımı süresinin geçtiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
2.Davalılar ..... ve ...; miras sebebiyle istihkak davasının zamanaşımına uğradığını, satış tarihinde çok küçük olduklarını, satıştan bedel almalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
3.Davalı ..., ıskat edilen mirasçı .....'nın miras payının altsoyuna intikal ettiğini, bu nedenle kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, davalılar ... ve Murat'ın paylarının velayeten 11/03/1975 tarihinde davalı şirkete satıldığını, davacının taleplerini kendi zümresindeki mirasçılara yöneltmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
4.Davalı ... ve ...; nüfus kaydına uygun olarak alınan mirasçılık belgesine dayalı tescilin yolsuz sayılamayacağını, davacının terditli bedel isteği olup somut olayın haksız eylemden kaynaklanan sebepsiz zenginleşme olarak kabul edilebileceğini, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
5.Davalı ..., ve ...; davacı tarafın iddiasının asılsız olduğunu, taşınmaz paylarını davalı Şirkete devrettiklerini, davacının terditli alacak talebinin zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, ... ...'nın sahip olduğu şirket hisselerinin altı çocuğu arasında eşit olarak paylaştırıldığını, davacının kendisine isabet eden hisseyi vekil tayin ettiği ... eliyle ailenin diğer fertlerine 16/03/1994 tarihinde satıp devrettiğini, işbu davayı açmasının dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
6.Davalılar ..... ve ...; pasif dava ehliyetlerinin bulunmadığını, davacının sadece ... ...'ya ait miras payı üzerinde hak iddia edebileceğini, ayrıca tapu iptal ve tescil davalarının kayıt maliki aleyhine açılabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
7.Davalı ... ... Holding A.Ş. ve ...; yolsuz tescilden söz edilemeyeceğini, şirketin TMK'nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacağını, davalı ... Üniversitesi lehine 09/10/1998 tarihinde intifa hakkı tesis edilmesinin hukuken geçerli olduğunu, davacının ecrimisil talebinin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
8.Davalı ...; davada pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, davacının ... ...'ya ait miras payı yönünden hak sahibi olduğunu, ketmi vereseden söz edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuş, karar tarihinden sonra davalı ...'in ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil olmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/04/2019 tarihli ve 2009/383 E. - 2019/198 K. sayılı kararıyla; tapu iptali ve tescil istemi bakımından 20 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, terditli istemler bakımından ise davacının ketmedilmiş olmasının yalnızca kendi miras zümresinde sonuç doğurduğu gerekçesi ile davanın tapu iptal ve tescil, intifa hakkının terkini ve ecrimisil istemleri yönünden reddine, davalılar ...,...,...,...,, ... ... Holding A.Ş. ve ... aleyhine açılan terditli tazminat davasının reddine, davalılar ...., ... ve ..... aleyhine açılan terditli tazminat davasının kabulü ile 5.833.333,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte anılan davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı ... vekilinin istinaf başvurusu üzerine İlk Derece Mahkemesince, 07.11.2019 tarihli ek karar ile istinaf harç ve masraflarının eksik yatırılması nedeniyle HMK’nın 344. maddesi uyarınca 20.10.2019 tarihinde tebliğ edilen muhtıraya rağmen bir haftalık kesin süre içerisinde istinaf harcının tamamlanmadığı gerekçesi ile davalı ...’nın istinaf talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılar ... ... Holding A.Ş., ..., ..., ....,...,...,, ... vekilleri ve İlk Derece Mahkemesinin 15.04.2019 tarihli 2009/383 Esas, 2019/198 Karar sayılı kararı ile 07.11.2019 tarihli ek kararına karşı davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı taleplerinin ketmi verese hukuksal nedenine dayalı olarak taşınmazı elinde bulunduran ve intifa hakkı tesis eden 3. kişilerin iyiniyetli sayılmayacakları, en başından beri tüm intikal, devir vb. işlemlerin yokluğunun tespiti, tapu kaydının iptali ve üzerinde bulunan tüm geçersiz kayıtlamaların terkini ile taşınmazın murisin terekesine döndürülmesi, bu mümkün olmadığı taktirde davacının payı oranında adına tescilinin istenildiğini, bu da mümkün olmazsa davacı mirasçının payı oranında tazminat istendiğini, mahkemece kesinleşen hasımlı mirasçılık belgesi uyarınca mirasçının ketmedildiği, yapılan tescilin yolsuz olduğu, taşınmazı elinde bulunduran şirket ve intifa sahibi üniversitenin iyiniyetli sayılmayacağı tespit ve kabul edildiği halde, davacı taleplerinden sonuncusu olan tazminat isteminin, yalnızca ... ... mirasçıları bakımından kabul edilerek, diğer mirasçılar, ... ... Holding AŞ ve ... Üniversitesi bakımından ise davanın zamanaşımından ve ... ... mirasçıları dışında kalan mirasçılar bakımından husumetten ve ecrimisil isteminin esastan reddine karar verilmesinin yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, taşınmazların irsen intikali ve daha sonra davalı ... Holding’e yapılan devirler sırasında davacı ...'ın çok küçük yaşta olup bu intikal ve devirleri bilmesine veya haberdar olmasına olanak bulunmadığını, davacının, davalı ... Holding bünyesinde çalışması olmadığı gibi hiçbir zaman aile tarafından kabul görmediğini, yolsuz tescil niteliğindeki ketm-i veresenin zamanaşımına tabi olmadığını; mahkemenin davalılar ... ... Holding ve ... Üniversitesinin iyiniyetli sayılmayacağını ve yapılan devirlerin yolsuz olduğunu kabul ettikten sonra huzurdaki davayı, “ketmi verese olgusuna bağlı olarak tapunun iptali” davası olarak nitelendirip “terekeye döndürülmesine ve mirasçılar adına tesciline karar vermesi gerekirken”, mirasta istihkak davası olarak nitelendirip zamanaşımından reddetmesinin yerinde olmadığını, hasımlı mirasçılık belgesiyle davacı ... ... ’ın, ... oğlu müteveffa ... ...’nın 01.01.1966 tarihinde doğan en küçük çocuğu ve aynı zamanda 02.02.1966 tarihinde vefat eden muris ... ...’nın da torunu ve mirasçısı olduğu ve yokluğunda alınan hasımsız mirasçılık belgesinin yanılgılı olduğunun kesin olarak hüküm altına alındığını, bu durumda iyiniyetli olmayan 3. kişiye yapılan devir ve intifa tesisi başta olmak üzere yanılgılı mirasçılık belgesiyle yapılan tüm irsen intikallerin yolsuz ve geçersiz olduğunu, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılamada davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden dava husumetten reddedildiğinden maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının babasının mirastan ıskat edilmesi nedeniyle ... ...’nın eşi ...’dan olma çocukları ....,... ve ... ve evlilik dışı beraberliği ....’ten olan çocukları ... ve ...'nın doğrudan dedeleri ... ...’nın mirasçısı olduklarını, Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.02.1966 tarihli ve 1966/157 E. - 1966/128 K. sayılı veraset ilamına istinaden murisin bir kısım malvarlığının, mirasçılar adına veraset ilamında belirtildiği şekilde intikal ettirildiğini, bu kapsamda dava konusu taşınmazın mülkiyetinin de miras payları oranında mirasçılar adına tapuda intikal ettiğini, davalının aynı anne ve babadan olma kardeşi davacı ... ...'nın ise veraset ilamında yer almadığından kendisine miras payı intikal etmediğini, davalının mirasbırakanın ölüm tarihinde üç yaşında olduğunu, kendisine intikal eden miras payının tamamının anne ve babasının, ...,..., ve ,,,,....,...,’a verdiği vekaletnamenin kötüye kullanılması neticesinde ... Holding ve diğer davalıların mal varlığına geçirildiğini, davalı ergin olduğunda miras payından kendisine intikal etmesi gereken hiçbir malvarlığının bulunmadığını, davacının muris ... ...’nın 32/1152 pay oranında mirasçısı olduğunu, davalının da aynı oranda miras payı bulunduğunu, davalının miras payını hiçbir şekilde iktisap etmemiş olmasına rağmen davacıya tazminat ödeme tehdidi altında olduğunu, Mahkemece verilen hükmün açık olmadığını ve infazının tereddüte yol açar nitelikte olduğunu, hükmedilen tazminatın hangi davalıdan hangi oranda tahsil edileceği hususunun belirtilmediğini, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile hüküm kurulduğunu, davalının da ... ...’nın mirasçısı olduğu hususunun dikkate alınmadığını, 25.12.1979 tarihinde vefat eden baba ... ...’nın terekesinin Adana 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.01.1980 tarihli ve 1980/203 E. - 1980/83 K. sayılı kararındaki şekilde paylaştırıldığını, Adana 11. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2003/1582 Esas ve 2003/1481 Karar sayılı veraset ilamı ile paylaşım neticesinde, davacı yanın 1/6 hissesi oranında miras payını zaten aldığını, bunlara rağmen davalı aleyhine tazminata hükmetmesinin doğru olmadığını, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalının sorumluluğuna gidilmesinin mümkün olmadığını, olsa bile yasal zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3.Davalı ..., , ... ile ...., ..., ... ... Holding A.Ş. ve ... vekilleri istinaf dilekçesinde özetle; kararın gerekçe bölümünde davacının ketmedildiğine ilişkin gerçeğe ve hukuka aykırı tespitte bulunulduğunu, mirasbırakan ... ...'nın mirasının, ölüm anındaki hukuka uygun mirasçılık belgesi uyarınca belgede mirasçı olarak görünen kişiler arasında paylaşıldığını, işlemler gerçekleşirken tıpkı davacı gibi davalılar ..., ... ve ...'nın da miras haklarının anne ve babalarının yönetiminde olup, mirasa ilişkin tüm işlemlerin ebeveynler tarafından, onların verdiği ortak vekalete istinaden üstelik velayeten yapıldığını, satış bedelinin adı geçen davalıların babalarına ödendiğini, davacının ketmedildiğini iddia ettiği veraset ilamının alınmasıyla davalıların hiçbir bağlantısı bulunmadığını, davacının veraset ilamında yer almamasının tek nedeninin mirasbırakan ... ...'nın vefatında davacının yeni doğmuş olması ve evlilik dışı çocuk olduğu için doğumundan haberdar olunmaması nedeniyle nüfusa kayıtlı olmaması olduğunu, davalılar ... ... Holding A.Ş. ve ... Üniversitesi
Rektörlüğünün iyiniyetli üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceğine ilişkin tespitin hukuka aykırı olduğunu, davalı ... ... Holding’in dava konusu taşınmazı, işlemin gerçekleştirildiği tarihte hukuka uygun olarak ayakta olan veraset ilamına dayanarak satın aldığını ve taşınmazın bedelini ilgililere eksiksiz ödediğini, yine Üniversitenin, yükseköğretim kurumlarına ilişkin özel bir mevzuata tabi ve YÖK denetimi altında iken, Üniversitenin ... Ailesi tarafından yönetildiğinin iddia edilmesinin de doğru olmadığını, davanın taksim davası olmadığını, taksimin miras ortaklığı devam ettiği sürece söz konusu olabileceğini; davanın miras sebebiyle istihkak davası olarak nitelenmesi halinde ise zamanaşımını nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının babasının mirasını ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin kabul ettiğini, babası ... ...'nın sahip olduğu ... ... Holding A.Ş.'ye ait 5.927.000,00 TL nominal değerli hisse senetlerinin, altı çocuğu arasında eşit olarak paylaştırıldığını, davacının sonradan hisse senetlerini devrederek önemli miktarda para kazandığını; mahkemenin kendi tespitlerine aykırı sonuca vararak karar tesis ettiğini, davacının reşit olduktan sonra ve mirasbırakan ... ...'nın vefatının üzerinden yıllar geçtikten sonra eldeki davayı açmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, kararın gerekçesinde yer alan "davacının ketmedildiğine", "davalı Holding ve ... Üniversitesinin iyi niyetli üçüncü kişi olarak kabul edilmeyeceğine" ilişkin tespitlerin tüm davalılar yönünden düzeltilmesini, kabule göre de kararın davalılar ..., ... ve ... yönünden kaldırılmasını istemiştir.
4.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ...’in davada sıfatı bulunmadığını, bu nedenle davalı yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğunu, davacının ancak ... ...'nın mirası yönünden hak sahibi olduğunu, davacının ketmedilmediğinin dosya kapsamı ile sabit olduğunu, davacının mirasçılık sıfatı tartışmalı olduğundan huzurdaki davanın miras sebebiyle istihkak davası olduğunu, bu yönüyle davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, Mahkemece ıslah edilen kısma dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın gerekçesinin düzeltilmesini istemiştir.
5.Davalı ... vekili 15.04.2019 tarihli ve 2009/383 Esas,2019/198 Karar sayılı karar ve 07.11.2019 tarihli ek karara yönelik istinaf dilekçelerinde özetle; davalının ... ...’nın ....’ten olma çocuğu olup davacının öz kardeşi olduğunu, davalının 15.12.1964 doğumlu olup dava konusu taşınmazın satıldığı tarihte küçük bir çocuk olduğunu, davalının da yıllarca evlilik dışı çocuk olması gerekçesi ile ... ailesinden dışlandığını, miras haklarını almasının engellendiğini, davalının da bu nedenle pek çok dava açtığını, davalının da dava konusu taşınmaz payı ile ilgili herhangi bir bedel almadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf yoluna başvurulduğunu, Mahkemece taraflarına 15.10.2019 tarihli muhtıra gönderilerek eksik istinaf harcının tamamlanmasının ihtar edildiğini, mahkemeden muhtıranın iptalinin talep edildiğini, ancak taleplerinin reddedilerek 07/11/2019 tarihinde istinaf taleplerinden vazgeçmiş sayılmalarına karar verildiğini, verilen ek kararın hatalı olduğunu, ketmi verese olgusuna dayalı tapu iptali ve tescil davalarında zorunlu dava arkadaşlığı nedeniyle davanın bütün mirasçılara yöneltilmesinin hukuki zorunluluk olup istinaf veya temyiz harcının davalılardan bir tanesinin yatırmış olmasının yeterli olduğunu, eldeki davada ise istinaf harcının zorunlu dava arkadaşlarından davalı ... ve ... tarafından yatırılmış olup , buna ilişkin makbuz suretinin sunulduğunu ileri sürerek, 07.11.2019 tarihli istinaf talebinden vazgeçmiş sayılmalarına dair ek kararın kaldırılması ile istinaf dilekçesinin kabulünü istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 01/03/2021 tarihli ve 2019/1968 E., 2021/251 Karar sayılı ilâmı ile hasımlı mirasçılık belgesi uyarınca davacının, ... ...'nın mirasçısı olduğu ve hatalı mirasçılık belgesine dayalı olarak bu mirasçılık belgesinde gösterilen mirasçılar adına yapılan tescilin yolsuz tescil niteliğinde olduğunun da sabit olduğu, taşınmazdaki 38/40 payı 04/11/1969 tarihinde, 2/40 payı 11/03/1975 tarihinde edinen ... ... Holding A.Ş.'nin ketmi verese olgusunu
bilmediği, kendisinden beklenilen özeni göstermesi halinde dahi bilebilecek konumda olmadığı, aksini davacının kanıtlayamadığı gözetildiğinde davalı ... ... Holding A.Ş.'nin (MK 931.) TMK'nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanacağı, bu durumda davacının tapu iptali ve tescil, intifa hakkının terkini, mülkiyet hakkına dayalı ecrimisil isteklerinin reddine karar verilmesi gerektiği, öte yandan terditli olarak; taşınmazın elden çıkartılması nedeniyle taşınmazın satış değerinin miras payı oranında davacıya verilmesi yönünde bedelden kaynaklanan tazminat isteği bulunmakta olup tazminat isteme hakkının ayn isteme hakkının mutlak olarak ortadan kalktığı tarihten itibaren başlayacağı, kayıt malikinin iyiniyetli olduğu kabul edildiğinden davacının tazminat isteğini kayıt maliki dışında davalı olarak gösterilen mirasçılardan isteyebileceği; ancak somut olayda, intikal işlemine esas mirasçılık belgesinde ... ...'nın ıskatı nedeniyle mirasçılarına pay verildiği, mirasçıları arasında dağılım yapıldığı, davacının ise mirasçı olduğu halde ...mirasçıları arasında gösterilmediği, Mahkemece yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi kurul raporunda, taşınmazın dava tarihi itibarıyla 210.000.000,00 TL değerinde olduğu, davacının 32/1152 miras payına isabet eden tutarın 5.833.333,00 TL olduğu yönünde görüş bildirildiği, eski MK'nın 458. maddesi gözetilerek tazminatın tescile dayanak mirasçılık belgesindeki ...mirasçılarından talep edilebileceği, davacı vekilinin 04/09/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile başlangıçta istenilen ecrimisil miktarının artırılmadığı, ecrimisil talep ve dava haklarının saklı tutulmasının talep edildiği, dava değerinin paya tekabül eden değer üzerinden ıslah edildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edildiği gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının HMK'nın 353/(1).b.2 maddesi uyarınca kabulü ile karar kaldırılarak, davacının ketmedildiğinin sabit olduğu ancak kayıt maliki davalı şirketin iyiniyetli olduğu gerekçesi ile tapu iptali ve tescil, intifa hakkının terkini ve ecrimisil istemleri yönünden davanın esastan reddine, davacının terditli tazminat isteğinin kabulü ile davacının miras payına isabet eden tutarın davalı ..., ..., ve ...'den eşit oranda tahsiline, davalı diğer mirasçılara yönelik tazminat isteğinin husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve bir kısım davalılar ...,.... ve .... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 30/11/2021 tarihli ve 2021/2371 Esas, 2021/7364 Karar sayılı ilamı ile “Hasımlı olarak görülüp sonuçlandırılan verasetin iptali davası ile intikale esas mirasçılık belgesinin iptal edilmesi ve davacının, mirasbırakan ... ...'nın mirasçısı olduğunun sabit olması karşısında dava konusu taşınmaz bakımından ketmi verese olgusunun kanıtlandığı gözetilerek karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Bir kısım davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları, yerinde olmadığından reddine.
Bir kısım davalıların diğer temyiz itirazları ile davacının temyiz itirazlarına gelince,
Eldeki davada, ketmi verese olgusu sabit olduğuna göre taşınmaz temlik edilen davalı ... ... A.Ş.'nin dava konusu taşınmazı iyiniyetle edinmiş olması halinde bu kazanımının korunacağı, aksi halde TMK’nın 1024. maddesi gereğince adına yapılan tescilin yolsuz hale geleceği kuşkusuzdur.Somut olaya gelince, dava konusu taşınmazın davalı şirkete devredildiği tarihte anılan şirketin mirasbırakan ... .... bir kısım mirasçısı tarafından yönetildiği ve mirasçıların davacı ile yakın akraba oldukları, nitekim; taşınmazda 09.10.1998 tarihinde lehine intifa hakkı tesis edilen davalı üniversiteyi işlem tarihinde temsil eden kişinin de davacının kardeşi olan davalı ..., davalı şirketin yönetim kurulu başkanının ise davacının amcası olan dava dışı ... olduğu hususları yukarıdaki ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde, davalı ... ... A.Ş.'nin durumu bildiği ya da kendisinden beklenen özeni göstermesi halinde bilebilecek konumda bulunduğu, başka bir ifade ile temlikte iyiniyetli sayılamayacağı ve TMK’nın 1023. maddesinden istifade edemeyeceği ortadadır.Diğer taraftan, dava tapu iptal ve tescil, ecrimisil ve intifa hakkının terkini istemli olarak açılmış, tapu iptal ve tescil yönünden dava değeri 100.000,00 TL, ecrimisil yönünden dava değeri 15.000,00 TL gösterilerek harç yatırılmış, intifa hakkının terkini istemi bakımından ise dava değeri gösterilmemiş ve harç alınmamış olup, aşamada dava konusu taşınmazın davacının hasımlı veraset ilamındaki miras payına isabet eden dava tarihindeki değeri (5.833.333,00 TL) üzerinden harç tamamlanmış, bilirkişi raporunda belirlenen ecrimisil bedeli yönünden ise ıslah yapılmamıştır. Ne var ki, Bölge Adliye Mahkemesince dava dilekçesinde 15.000 TL ecrimisil talep edildiği göz ardı edilerek ıslah dilekçesi ile başlangıçta istenilen ecrimisil miktarının artırılmadığı ve dava değerinin davacının miras payına isabet eden değer üzerinden ıslah edildiği gerekçesi ile ecrimisil isteminin reddine karar verilmiş, intifa hakkının terkini istemi yönünden ise harç alınmaksızın yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmuştur. Hâl böyle olunca; tapu iptali ve tescil istemi bakımından davacının ketmedilen miras payı oranında davanın kabulüne karar verilmesi, ecrimisil istemi yönünden dava dilekçesinde 15.000 TL ecrimisil talep edildiği dikkate alınarak bir karar verilmesi, intifa hakkının terkini istemi yönünden ise dava değeri belirlenerek Harçlar Kanunu’nun 30. ve 32. maddeleri uyarınca işlem yapılması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre de; mirasbırakan ... ...'dan oğlu ...'a intikal etmesi gereken miras payı 1/8 olup, ...'ın mirastan ıskat edilmesi nedeniyle anılan 1/8 payın altsoyu olan davalılar ...,...,, ..., 'a geçtiği, bu durumda davacının ketmedilen miras payının 1/48 olduğu, Adana 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 04.03.2014 tarihli ve 2013/826 Esas, 2014/326 Karar sayılı hasımlı mirasçılık belgesinde ise mirasbırakanın 27.06.1988 tarihinde ölen eşi Sadıka'nın 2/8 miras payından davacıya intikal eden 1/144 pay da dahil edilerek davacının miras payının 1/36 (32/1152) olarak tespit edildiği, dava dışı ....'nın dava konusu taşınmazdaki 2/8 olan miras payını 04.10.1969 tarihinde davalı Şirkete temlik ettiği, davacının bu taşınmazda ....'dan gelen miras payı yönünden ketmedilmediği dikkate alınmadan hasımlı mirasçılık belgesindeki 1/36 miras payının tamamı üzerinden bedel isteminin kabulüne karar verilmesi de isabetsizdir. ” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 22/06/2022 tarihli ve 2022/208 Esas - 2022/995 Karar sayılı ilamı ile; bozma ilâmında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle davacının ketmedilen miras payı olan 1/48 pay yönünden tapu iptal- tecsil ve intifa hakkının terkini isteklerinin kabulüne, ... mirasçılarına yönelik ecrimisil talebinin zamanaşımı nedeniyle usulden reddine, ... Üniversitesi Rektörüğüne yönelik ecrimisil talebinin kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılar ....,...,...,, ... ... Holding A.Ş., ..., Erol, Demir, ... mirasçıları (...,...,...,), ..., ... ... mirasçıları (....,...) vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının payı oranında intifa hakkının terkinine karar verilmesinin eşya hukukunun temeline aykırı olduğunu, taşınmaz üzerindeki intifa hakkının tümüyle terkin edilmesi gerektiğini, davalılar ... mirasçıları yönünden ecrimisil taleplerinin reddedilmesinin doğru olmadığını, mirasbırakanın ölüm tarihinden dava tarihine kadar geçen süre için ecrimisil istenebileceğini belirterek, hükmün bu yönlerden düzeltilerek onanmasını, olmadığı takdirde anılan yönlerden hükmün bozulmasını istemiştir.
2.Davalılar ...,...,..., ... vekilleri temyiz dilekçesinde özetle; davacının, mirasbırakan ... ...’nın oğlu ...’dan olma torunu olduğunu, mirasbırakanın oğlu ...’ı mirasından ıskat ettiğini, kendilerinin, mirasbırakan ... ...’dan miras paylarını intikal aldıklarını, davacının miras payının ... ... mirasçıları tarafından ketmedildiğini, bu nedenle de davanın kabulü nedeniyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu tutulmalarının doğru olmadığını, muris ... ...’nın mirasından kendi payları dışında bir miras payı almadıklarını, daha önce davalılar yönünden husumet nedeniyle ret kararı verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.
3.Davalılar ...,...,...,, ..., ... ... Holding A.Ş., ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının miras payının ... ... mirasçılarından ... ... mirasçıları tarafından ketmedildiğini, kendilerinin mirasbırakan ... ...’nın mirasından kendi payları dışında bir miras payı almadıklarını, daha önce davalılar yönünden husumet nedeniyle davanın reddine karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, ketmedilmeden dolayı sadece davacının kendi zümresinin miras payının değişeceğini, diğer mirasçıların miras paylarında bir değişiklik olmayacağını, ... ... mirasçısı dışındaki mirasçıların, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu tutulmalarının doğru olmadığını, davalı ... ... Holding ve davalı ... Üniversitesi Rektörlüğünün iyi niyetli olduklarını, bu davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, davalı Üniversitenin taşınmaz üzerinde intifa hakkı sahibi olduğunu, bu nedenle ecrimisilden sorumlu tutulamayacağını, ... Üniversitesi Rektörlüğü yönünden ecrimisile ve faize hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, davacının ecrimisil alacağı yönünden talebinin net olmadığını, intifa hakkının 1/48 pay oranında terkininin hatılı olduğunu, harç ikmal edilmeden karar verilmesinin de doğru olmadığını, yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hesaplamalarına itirazları bulunduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
4.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın gerekçesiz olduğunu, davalı ... yönünden davacının ketmedilen bir payı olmadığını, davacının miras payının ... ... mirasçıları tarafından ketmedildiğini, bu nedenle davalı ... yönünden yargılama giderlerine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
5. Davalı ..., ve ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalılar bakımından pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davalıların yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6.Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı tarafça davacının açtığı davaya sebebiyet verilmediğini, bu nedenle davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
61. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ketmi verese hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, ecrimisil ve intifa hakkının terkini istemleri ile tapu iptali ve tescil istemi kabul edilmez ise bedel istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil
edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
6.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Kararın (V/2.) no.lu paragrafında yer alan ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde davacının ketmedilen miras payı olan 1/48 pay oranında tapu kaydının iptali ile yine bu pay oranında taşınmaz üzerindeki ... lehine tesis edilen intifa hakkının terkini isteklerinin kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığından tarafların bu yöne ilişkin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine.
6.3.2. Davacının ... mirasçılarına yönelik reddedilen ecrimisil talebi ile davalı ... yönünden kabul edilen ecrimisil talepleri için davacı ve davalı ... Üniversitesi Rektörlüğünün temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2022 yılı itibarıyla HMK'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00-TL’lik kesinlik sınırı 107.090,00 TL olarak uygulanmaya başlamıştır.
Somut olayda, Mahkemece davacının ... mirasçılarına yönelik talep ettiği ecrimisil isteği yönünden talebin zamanaşımına uğramış olduğu gerekçesiyle usulden reddine, davalı ... Üniversitesi Rektörlüğüne yönelik ecrimisil talebinin ise kabulüne karar verilmiş olup, davacının ... mirasçılarından talep etmiş olduğu ecrimisil miktarı 15.000,00 TL, Mahkemece davalı ... yönünden hüküm altına alınan ecrimisil miktarı ise 5.000,00 TL, davacının payı yönünden dava tarihinden önceki 5 yıllık süre için bilirkişilerce hesaplanan ecrimisil miktarı ise 86.597,00 TL olup, anılan bu değerlerin 2022 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.
6.3.3. Davalılar ...,...,...,..., vekillerinin yargılama giderleri ve diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Hemen belirtmek gerekir ki, ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi) davalarında, uyuşmazlığın çözümü hasımlı veraset ilamı alınmak üzere açılacak bir dava sonucu, mirasbırakanın tüm mirasçılarının belirlenmesi ve davacı veya davacıların bu mirasçılar arasında yer alıp almadığının saptanmasına bağlı olup her bir davalının sorumlu olduğu miktar ise iptaline karar verilen mirasçılık belgesinde davacının mirasçı olarak yer almaması nedeniyle yasal miras payından fazla intikal eden kısımla sınırlıdır.
Somut olayda, davacı ... ... mirasçısı olup, dava konusu taşınmazın intikal işlemine esas mirasçılık belgesinde ... ...’nın ıskatı nedeniyle mirasçılarına pay verildiği, davacının ise mirasçı olduğu halde ... ... mirasçıları arasında gösterilmediği, davacının miras hakkının ketmedilmesi nedeniyle kendi zümresi olan ... ... mirasçıları dışındaki diğer mirasçılar lehine herhangi bir pay artışı bulunmadığı gözetilerek, kayıt maliki ve ... ... mirasçıları dışındaki diğer davalılar yönünden davacının tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olarak sıfat yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu davalılar yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru değildir.
Öte yandan; davacı ...’a ait olması gereken pay, mirasbırakanı ....’ın diğer mirasçıları tarafından davalı ... ... Holding A.Ş.’ye temlik edilmiş olup, davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil isteği yönünden temlik işleminde kayıt maliki ile el ve işbirliği içerisinde hareket eden ... ... mirasçıları ile kayıt malikinin, yargılama giderlerinden birlikte sorumlu tutulmaları gerekirken, diğer davalı mirasçıların da yargılama giderlerinden sorumlu tutulması doğru değildir. Ancak, bir kısım davalı mirasçının hükmü temyiz etmediği gözetilerek, bu durumun davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşturacağı da gözönüne alınmalıdır.
Açıklanan tüm bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönlerden düzeltilmesi gerekir.
VI. SONUÇ
1. (V/6.3.1.) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle davacı ve davalılar .... Holding A.Ş. ve ... vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. (V/6.3.2.) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle davacının ... mirasçılarına yönelik ecrimisil isteği ile davalı ... Üniversitesi Rektörlüğünün kabul edilen ecrimisil isteği yönünden temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı değerden REDDİNE,
3. (V/6.3.3.) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle davalılar ...,...,...,..., vekillerinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 22.06.2022 tarihli ve 2022/208 Esas, 2022/995 Karar sayılı kararının hüküm kısmının 6. bendi hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine 6. bent olarak “Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 453.552,66 TL karar ve ilam harcından peşin, ıslah ve tamamlama harcı olarak alınan toplam 151.327,53 TL harcın mahsubu ile bakiye 302.225,13TL harcın 199.468,58 TL'den davalı mirasçılar ...,...,...,ile davalı ... Holding Anonim Şirketi; 102.756,55 TL'den davalı ... sorumlu olacak şekilde anılan davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına” cümlesinin, hükmün 7. bendi hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine 7. bent olarak “7-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 132.375,00 TL vekalet ücretinin davalı mirasçılar...,...,...,..., ... Holding Anonim Şirketi'nden; 104.588,22 TL vekalet ücretinin davalı ... Üniversitesi Rektörlüğünden alınarak davacıya verilmesine, b)İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar ...,...,...,...,... Holding A.Ş. ve ... Üniversitesi Rektörlüğünden alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin, hükmün 9. bendi hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine 9. bent olarak “Davacı tarafça yatırılan 151.327,53TL peşin, ıslah ve tamamlama harcının 99.876,16 TL'den davalı mirasçılar ...,...,...,...,... Holding Anonim Şirketi; 51.451,37 TL'den davalı ... sorumlu olacak şekilde anılan davalılardan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin, hükmün 10. bendi hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine 10. bent olarak “ Davacı tarafından ilk derece mahkemesi ve yasa yollarında yapılan toplam 7.536,90 TL yargılama giderinin 4.974,35 TL'den davalı mirasçılar .....,...,...,...,..., Holding Anonim Şirketi; 2.562,55 TL'den davalı ... Üniversitesi Rektörlüğü sorumlu olacak şekilde anılan davalılardan alınarak davacıya,
verilmesine” cümlesinin yazılmasına, hükme 13. bent olarak “Davalı mirasçılar .,,...,...,...,...,yönünden sıfat yokluğu nedeniyle davanın reddine, anılan davalılar davada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalılara verilmesine,” cümlesinin eklenmesine, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin kararı temyiz eden davalılar ...,..., ... ... Holding A.Ş. ve ... Üniversitesi Rektörlüğünden alınmasına, gelen temyiz eden davalılar ...,...,..., vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına, 20/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.