Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6608 E. 2023/3921 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı satışların muris muvazaası olup olmadığına ve davacının, mirasbırakan tarafından mirastan ıskat edildiğine dair vasiyetnamenin iptali talebinin reddinin, tapu iptal ve tescil davasına etkisine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının mirasbırakan tarafından mirastan ıskat edilmesine ilişkin vasiyetnamenin iptali istemiyle açtığı davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın Yargıtay tarafından onanması nedeniyle davacının mirasçılık sıfatı bulunmadığı ve mirasçılık sıfatı olmadan muris muvazaası iddiasında bulunulamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı red kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan ... ...'un 453, 484, 485, 497, 529 ve 536 parsel sayılı taşınmazlarını davalı ...'a, 464, 474, 496, 500, 522 ve 533 parsel sayılı taşınmazlarını ise diğer davalı ...'e satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, mirasbırakanın sağlık harcamaları nedeniyle paraya ihtiyacının olduğunu, taşınmazlardaki payları bedeli karşılığında satın aldıklarını, ayrıca mirasbırakanın tüm ihtiyaçlarıyla ilgilendiklerini, davacının ise mirasbırakanın evlatlığı olup murisi arayıp sormadığını, mirasbırakanın kendisiyle ilgilenmeyen davacıyı mirasından ıskat ettiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/12/2014 tarihli ve 2012/215 E., 2014/393 K. sayılı kararıyla; muvazaa olgusunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Dairenin 03.05.2016 tarihli ve 2016/5808 E., 2016/5422 K. sayılı kararı ile "...mirasbırakan ... ...'un dava konusu oniki parça taşınmazdaki payını 23.02.2010 tarihli satış akti ile davalılara temlik ettiği, akabinde 19.04.2011 tarihli vasiyetname ile davacıyı mirastan ıskat ederek tüm malvarlığını davalılara vasiyet ettiği, mirasbırakanın 28.06.2012 tarihinde ölümü ile evlatlığı olan davacıyı mirasçı olarak bıraktığı, eksiğin tamamlanması ile getirtilen evraklardan; ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/49 Esas sayılı dosyasında anılan vasiyetnamenin açılıp okunmasına karar verildiği, sonrasında davacının, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/154 Esas sayılı dosyasında bu vasiyetnamenin iptali istekli dava açtığı, dosyanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; davacının mirastan ıskat edilmesine ilişkin 19.04.2011 tarihli vasiyetname, iptal edilmediği takdirde geçerli olup, vasiyetname geçerli olduğu sürece davacının davasının dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Ancak davacının, anılan vasiyetnamenin iptali isteği ile açtığı davanın kabulle sonuçlanması halinde dava açma hakkı olabilecektir...Hâl böyle olunca; ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/154 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele kabul edilerek kesinleşmesinin beklenmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen husus göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.'' gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.04.2022 tarihli 2016/313 Esas, 2022/202 Karar sayılı kararıyla, davacının ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/154 Esas sayılı dosyası üzerinden mirastan ıskat edilmesine ilişkin vasiyetnamenin iptali isteği ile açtığı davanın reddine karar verilerek kararın Yargıtay denetiminden geçerek onandığı, dolayısıyla davacının mirasçılık sıfatının bulunmaması nedeniyle eldeki davanın dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazların gerçek değeri ile resmi senette gösterilen değerleri arasında fahiş fark bulunduğu, taşınmazların gerçekte bağışlandığını, nitekim mirasbırakanın tapuda yaptığı satış sonrasında ... Noterliğinin 18.03.2010 tarihli vasiyetnamesi ile dava konusu taşınmazları yine davalılara vasiyet ettiğini, davalılar mirasbırakanın sağlık durumunun iyi olmadığını bilerek vasiyetname düzenlettirdiklerini, mirastan ıskatın davalılardan Selahattin'in beyanı ile yazıldığını, satılan mal vasiyetnameye konu edilemeceği halde mahkemece vasiyetnamenin geçerli sayıldığını, mirasbırakanın sağlık araştırmalarına davalıların müdahele ettiğinin ... Cumhuriyet Savcılığı'nın kayıtlarıyla sabit olduğunu, mirasbırakanın vasiyetnamede yazılanlardan haberi olmadan imza attığını, bunun kamera kayıtları ile sabit olduğunu, resmi satış öncesinde yapılan harici senetin satıştan sonra uygulandığını, muris muvazaasına yönelik tüm olguların davada oluştuğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 511/1. maddesinde; "Mirasçılıktan çıkarılan kimse, mirastan pay alamayacağı gibi; tenkis davası da açamaz.

Mirasbırakan başka türlü tasarrufta bulunmuş olmadıkça, mirasçılıktan çıkarılan kimsenin miras payı, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi, mirasçılıktan çıkarılanın varsa altsoyuna, yoksa mirasbırakanın yasal mirasçılarına kalır.

Mirasçılıktan çıkarılan kimsenin altsoyu, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi saklı payını isteyebilir." hükmü düzenlenmiştir.

Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukukî koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise def'i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsa bile mahkemece re'sen nazara alınmasıdır(YHGK-2023/10-153 Esas, 2003/420 Karar).

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla, 1086 sayılı HUMK'un uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

04.07.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.