"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sorgun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Yozgat ili, Sorgun ilçesi, ... köyü 110 ada 127, 150 ve 199 parsel, 116 ada 62 ve 98 parsel ile 127 ada 12 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin ... oğlu ... adına yapıldığını, daha sonra ... oğlu ... mirasçıları adına intikal yapıldığını ve en nihayet bütün taşınmazların davalı ... oğlu ... adına kayıt ve tescil edildiğini, kadastro tespitinin herhangi bir belgeye dayanmadığını, taşınmazların evvelinin davacıların murisi 01/07/1871 doğumlu ...'a ait olduğunu, ...'ın halk arasında çöp ... lakabı ile bilindiğini, vefatı ile taşınmazların mirasçılarına kaldığını belirterek dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki hisseleri oranında davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazların kök muris ...'ın iken ölümü ile mirasçılarına intikal ettiğini, ...'ın bu mirasçılardan paylarını alarak müstakilen sahip ve zilyet olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında dava konusu taşınmazların ... adına tahdit ve tescil edildiğini, davacıların herhangi bir ... olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ile davacılar arasında kan bağı olduğuna dair bulgunun olmadığı, davalı dedesi ... ile davacıların murisi ...'ın aynı kişi olduğunun tespit edilemediği, buna göre dava konusu taşınmazlar ile davacı murisleri arasında husumet olmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ve murisinin taşınmazlarda ilgisinin bulunmadığını, taşınmazların davacıların murisi 1871 doğumlu ...'a ölümü ile de mirasçılarıına ait olduğunu, veraset belgesinin dosyada bulunduğunu, husumet belirlerken esas alınması gerekenin kan bağı değil dava konusu taşınmazla irtibatın olması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacılar ile tespit maliki ve davalı tapu maliki arasında irs ilişkisinin bulunmadığı, çekişmeli taşınmazların tespit maliki ... oğlu ... ve sonradan tapudan mirasçıları arasında yapılan satış ve birleştirme ile kayıt maliki olan oğlu davalı oğlu ...'ın davacıların murisi ... oğlu ... terekesine göre 3.kişi konumunda olduğunun anlaşıldığı, terekeye dahil bir taşınmaz hakkında 3. kişiye karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açmasının hukuken mümkün olmadığı, bu durumda davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepler
Davacı ... temyiz dilekçesinde özetle; davalının babası ile murisin mirasçıları arasında bir bağ olduğunu, aynı hanede kayıtlı olduklarını ancak kayıtlar Çekerek ilçesinden Sorguna taşındığı için karışıklık oluştuğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun;
14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
" Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40,kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.
(Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır."
15. maddesinin ilgili kısımları şöyledir;
" Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. "
Tereke (miras ortaklığı) TMK'nın 701 ve devam eden maddeleri uyarınca elbirliği (iştirak) mülkiyetine tâbidir. Elbirliği mülkiyeti, yasa veya yasada gösterilen sözleşmeler uyarınca, aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olmaları durumudur. TMK'nın 701-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir ... da bulunmamaktadır. Mülkiyet, bir bütün olarak ortakların hepsine aittir. Başka bir deyişle, ortaklık tasfiye ile sona erinceye kadar ortaklardan her birinin ayrı bir mal veya ... olmayıp, hak sahibi ortaklıktır.
Elbirliği (iştirak) hâlinde mülkiyet türünde malikler, mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu ilke TMK'nın 701. maddesinde; “...Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.’’ şeklinde hüküm altına alınmıştır.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucunda Yozgat ili Sorgun ilçesi ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 110 ada 127, 150 ve 199; 116 ada 62 ve 98 ve 127 ada 12 parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü olduğu beyanlar hanesine şerh verilerek ... oğlu ... adına tespit ve 21.03.2006 tarihinde ölü tespit maliki adına tescil edilmiştir. Bilahare tapu kaydında tapu maliki mirasçıları arasında yapılan satış ve hisse birleştirme ile 06.08.2013 tarihinde davalı ... oğlu ... adına kayden devredilmiştir.
2. Davacılar ... ve ... taşınmazların davalının murisi ile ilgisi olmadığını, kendi murisleri ... oğlu ...'a ait iken ölümü ile mirasçılarına kaldığı iddiasına dayanarak veraset ilamındaki miras payları oranında davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras paylarının adlarına tescili istemi ile dava açmışlardır.
3. Dosyada yer alan davacılar murisi ...'a ait 11.03.2016 tarihli Sorgun Sulh Hukuk Mahkemesi 2916/208 E. 2016/187 K. sayılı hasımsız veraset ilamının incelenmesinde; ... ve ... oğlu ...'ın 01.01.1952 yılında ölümü ile geriye mirasçı olarak kızları ... ile ...'nin kaldığı, ...'ın da 1985 yılında ölümü ile mirasçıları davacılar ... ile ...'in kaldığı, murisin kızı ...'in 1988 yılında ölümü ile çocukları ..., ... ... ve ... ...'in kaldığı anlaşılmıştır.
4. Davacılar kök murisi ... ile davalı murisi ... arasında ırsi ilişki olup olmadığına yönelik geri çevirme kararı üzerine gelen yazı cevabında ...'ın baba bağının kurulduğunun bildirildiği, ekinde yer alan nüfus kayıt örneğinin incelenmesinde davalı murisi ...'ın davacıların kök murisi ...'ın oğlu olduğu anlaşılmıştır.
5. Hal böyle olunca; davacıya ...'ın mirasçılarını gösterir hasımlı veraset ilamı alması için olanak tanınması, alınacak hasımlı mirasçılık belgesinde davacı ile davalının kök muris ... mirasçısı olduğu belirlendiği takdirde işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, taraflar arasında soybağı ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı ...'e iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.