Logo

1. Hukuk Dairesi2022/6816 E. 2022/7067 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sonucu tespit harici bırakılan taşınmazın zilyetlik iddiasına dayalı olarak davacı adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın niteliği, kullanım durumu ve zilyetliğin başlangıç tarihi gibi hususlarda yeterli araştırma ve inceleme yapmadan, hava fotoğraflarından yararlanmadan ve uzman bilirkişi raporlarına dayanmadan hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kadastro sonucunda tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında davacı adına tapuya tescil istemiyle açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin önceki tarihli kararının, davalı Hazine tarafından temyiz edilmesine müteakip Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme neticesinde bozulması üzerine, Yerel Mahkeme tarafından bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davacı vekili, davalı Hazine vekili ile davalı Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi tarafından temyiz edilmekle; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı ... kadastro sırasında taşlık ve kayalık niteliğiyle tespit harici bırakılan iki adet taşınmaz hakkında imar-ihya ve tespit tarihinden sonraki kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescil istemiyle dava açmıştır.

II. CEVAP

Davalı Hazine, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tescil harici yerlerden olduğunu, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece önceki tarihli karar ile davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle 30.06.2011 havale tarihli raporda "A" harfi ile gösterilen 60.992,33 metrekare, "B" harfi ile gösterilen 19.929,51 metrekare yüz ölçümlü iki parça taşınmazın aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı Hazine tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Mahkemenin önceki tarihli kararı, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2013/426 Esas, 2013/18752 Karar sayılı kararıyla; “ Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu belirtilerek, doğru sonuca varılabilmesi için taşınmaz başında yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların HMK'nın 243 ve 244. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenmeleri, hava fotoğrafları ile paftaların jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ya da bilirkişiler aracılığıyla komşu parsellere ait kayıt ve belgelerle birlikte zemine uygulanması, hava fotoğraflarının ve paftaların çekildikleri ve düzenlendikleri tarihlere göre dava konusu taşınmazların kayalık veya taşlık niteliğinde bulunup bulunmadıkları, imar ve ihya edilerek kültür arazisi haline getirilip getirilmedikleri, anılan belgelere ve fotoğraflara göre imar ve ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, yaklaşık hangi tarihte tamamlandıkları, yerel bilirkişi ve tanıklardan da yararlanılarak komşu kayıt ve belgelerin taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, teknik bilirkişiye krokisinin üzerinde işaret ettirilmesinin sağlanması, davacının dava konusu taşınmaz bölümlerini hangi tarihte imar ve ihyasına başladığı, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdüğü, emek ve para masrafının nasıl yaptığı ve böylece imar ve ihyayı hangi tarihte tamamladığı hususlarını ayrıca yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak belirlenmesi, teknik bilirkişi ve bilirkişilerden gerekçeli, denetime açık rapor ve kroki istenilmesi, bunun dışında toprak konusunda uzman daha önce keşfe götürülmeyen ziraatçi bilirkişiler aracılığıyla taşınmaz bölümleri ile çevrelerinin toprak yapısı incelenmek suretiyle dava konusu yerlerin yaklaşık hangi tarihten itibaren kültür arazisi olarak tasarruf edildiklerini, yaklaşık imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı konusunda görüşlerini içerir gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi "gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin temyize konu 10.10.2019 tarihli ve 2014/83 Esas, 2019/692 Karar sayılı kararıyla; bozma kararında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile 25/05/2016 havale bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen 60.993,16 metrekarelik alanın davacı ... adına tesciline, aynı raporda (B) harfiyle gösterilen 19.893,61 metrekarelik alanın davacı ... adına tescili talebinin reddi ile bu bölümün Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili, davalı Hazine temsilcisi, davalı Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde, Mahkeme tarafından teknik bilirkişi raporunda "B" harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü yönünden davanın reddine karar verildiği; ancak bu bölüme yönelik yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu, mahkeme tarafından incelenen hava fotoğraflarının kapsamında kalmayan bu bölüm yönünden dosyada yer alan diğer tüm deliller kül halinde değerlendirilip davacı lehine olduğu göz önüne alınmaksızın yetersiz araştırmayla sonuca gidildiği, "A" rumuzlu yer ile "B" rumuzlu yerin aynı toprak yapısına sahip oldukları ve tarım amacıyla kullanıldıkları yönünde bilirkişi raporları ve tanık beyanları göz önüne alınarak her iki bölüm yönünden de davanın kabulü sonucuna gidilmesi gerekirken "B" bölümü yönünden davanın reddine hükmedildiği, davanın konusu "B" bölümünün incelenen hava fotoğraflarının kapsamı dışında kalmasının davacı aleyhine yorumlandığı, ayrıca davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmediği halde, davalı Hazine lehine vekalet ücreti takdir edilmesi ve davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde harç iadesi yapılmamasının da hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

5.2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, davanın kısmen kabulüne karar verildiği ancak eksik inceleme sonucunda hüküm tesis edildiğini belirterek, re’sen nazara alınacak sair nedenlerde gözetilerek usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasını talep etmiştir.

5.3. Davalı Şanlıurfa ... vekili temyiz dilekçesinde, davacının yalnızca zilyetlik iddiasına dayalı olarak eldeki davayı açtığı, imar ve ihya iddiasında bulunmadığı taşınmazın niteliği göz önüne alındığında davacı lehine kanunda belirlenen mülk edinme koşullarının oluşmadığı anlaşıldığı halde davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu, Yargıtayın son yıllardaki kararlarında bir yerin ne kadar süredir kullanıldığının belirlenmesinde, taşınmazın durumunu gösterir geçmiş yıllara ait hava fotoğraflarından ve taşınmazın niteliğinin belirlenmesinde diğer uzmanlar yanında jeoloji mühendisi veya jeolog bilirkişiden yararlanılması gerektiğinin vurgulandığı, hava fotoğrafları uygulaması ve bilirkişi heyetinde jeolog veya jeoloji mühendisinin bulundurulması, taşınmazın niteliği ve zilyetlik süresinin belirlenmesinde tanık ve yerel bilirkişi beyanları ile ziraat bilirkişi raporlarından yararlanılarak bilimsel bir sonuç elde edilmesi gerektiği halde bu hususlara riayet edilmeden yürütülen yargılamanın noksan olduğu, ayrıca dava konusu taşınmazların imar kapsamına alınması nedeniyle zilyetlikle kazanılamayacağını, davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek, davanın kabulüne dair kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro sonucunda tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tapuya tescili isteğinden ibarettir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Davalı Şanlıurfa ... vekilinin temyiz isteği incelendiğinde, karar davacı vekili, davalı Hazine temsilcisi ve katılma yoluyla davalı Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmiş olup, davalı Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi vekiline gerekçeli karar 31/01/2020 tarihinde, davacı vekilinin temyiz dilekçesi ise 11/02/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi vekili kararı 22/02/2020 tarihinde katılma yolu ile temyiz etmiş olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 16/07/1981 tarihli ve 2494 sayılı Kanun ile değişik 433/2. maddesi gereğince yasal 10 günlük süre geçtikten sonra katılma yolu ile hükmün temyiz edildiği anlaşılmaktadır.

6.3.2. Davacı vekili ile davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dava, 4721 sayılı TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere, bir yerin zilyetlikle edinilebilmesi için, taşınmaz malın çekişmesiz ve aralıksız, ekonomik amaca uygun şekilde en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla kullanılması gerekmektedir. Bu cümleden olmak üzere, zilyetlik hukuki nedenine dayalı olarak dava açan iddia sahibinin, lehine iktisap koşullarının oluştuğunu her türlü şüpheden uzak biçimde, somut ve bilimsel verilere uygun delillerle ispat etmesi gerekecektir. Somut olayda Mahkemece, (A) ile gösterilen çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle bu bölümün davacı adına, (B) ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde ise iktisap koşulları oluşmadığı gerekçesiyle taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bir arazinin niteliğini ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, Mahkemece hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmamış; dosya kapsamında yer alan hava fotoğraflarının (B) ile gösterilen taşınmaz bölümünü içermediği anlaşıldığı halde iddianın konusu her iki taşınmaz bölümünü de kapsayan başkaca hava fotoğrafı olup olmadığı araştırılarak, sonucuna göre temin edilecek hava fotoğrafları dosya arasına getirtilip incelenmemiş, keza hükme esas alınan harita mühendisi bilirkişi raporunda ise stereoskopik ve bindirmeli inceleme yapılmadığı halde yöntemince değerlendirme yapılmayan son derece soyut ve yetersiz bu rapora itibar edildiği anlaşılmıştır.

6.3.3. Öte yandan taşınmazın niteliği, kullanım durumu ve zilyetliğin hangi tarihten bu yana ve hangi tasarrufla sürdürüldüğü hususlarında somut verilere dayalı bilgi içermeyen, kendi uzmanlık alanı dışına çıkarak hava fotoğrafı incelemesine dair bir kısım ifadeler barındıran ziraat mühendisi bilirkişi ve jeoloji mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan raporla yetinilmiş; komşu parsellere ait tutanak ve dayanak kayıtları getirtilerek dava konusu taşınmaz bölümlerinin yönünü ne olarak gösterdikleri üzerinde durulmamış, bu yolla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmemiş; çekişmeli taşınmaz bölümlerinin imar planına alınıp alınmadığı, imar planına alınmış ise bu imar planının ne zaman kesinleştiği ilgili belediyelerden sorularak belirlenmemiş, kaldı ki dosya arasında getirtilen tapu kayıtlarından davacı adına tapuya tescilli pek çok taşınmaz olduğu belirtilmiş olmasına rağmen, davacı hakkında belgesiz araştırması yapılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak karar verilemez.

6.3.4. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle; çekişmeli taşınmaz bölümlerinin imar planı sınırları içinde kalıp kalmadığı, imar planı sınırları içinde kalıyorsa hangi yıl imar planı sınırları içine alındıklarının ve imar planının kesinleşip kesinleşmediği hususları sorularak alınacak cevap ile imar planını içeren tüm haritalar getirilerek dosyasına konulmalı; Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazın bölümlerinin bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre taşınmaz imar planı kapsamında kalıyorsa, imar planı onay tarihinden, değilse dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, teknik bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu katılımı ile keşif yapılmalıdır.

6.3.5. Taşınmaz başında yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliği, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve tamamlandığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri, komşu taşınmazların tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli; teknik bilirkişiye yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırlar haritasında işaret ettirilmeli, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin eğimi, niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü, taşınmazların imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, taşınmazlar üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğe ne zaman başlanıldığını ve taşınmazların kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş, sınırları kabaca işaretlenen fotoğrafları ile desteklenmiş ve önceki bilirkişinin kanaatlerini irdeleyen ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarihi ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; ortaya çıkacak sonuca göre davacı yararına 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde belirlenen norm sınırı gözetilerek belgesiz araştırması yapılmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek taşınmaz imar planı kapsamında ise imar planı onay tarihinden önce, imar planı kapsamı dışındaysa dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşmiş olup olmadığı değerlendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.

V. SONUÇ

1. Yukarıda (IV/6.3.1.) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle; davalı Şanlıurfa ... vekili yasal süreyi geçirdikten sonra katılma yolu ile hükmü temyiz ettiğinden, 22/02/2020 tarihli temyiz dilekçesinin SÜREDEN REDDİNE, peşin harcın temyiz edene iadesine,

2. Yukarıda (IV/6.3.2.) ve devamı paragraflarda açıklanan nedenlerle; davacı vekili ile, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı tarafından peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.