"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : MENDERES 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun harç yönünden kabulüne, sair yönlerden reddine dair karar Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü;
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Menderes ilçesi .... köyünde bulunan 672 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin ...'ın varisleri olarak müvekkillerine intikal ettiğini, Menderes Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiş olan 20/09/2001 tarihli, 2000/406 Esas 2001/493 Karar sayılı karara göre taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığından tapu kaydının iptali ile tescil harici bırakılmasına karar verildiğini, bu kararın 08/01/2002 tarihinde temyiz edilmeksizin kesinleştiğini, davacıların murisi ...'ın bu taşınmazı 29/03/1988 tarihinde Gürkan Birsin'den satın aldığını, bu taşınmazın ilk sahibi olan ...adına İzmir Gezici Kadastro Mahkemesinin 18/07/1962 tarihli, 956/497 Esas ve 962/515 Karar sayılı kararıyla 239 parsel sayılı taşınmaz olarak 14/06/1963 tarihinde hükmen tapuya tescil edildiğini, bu kararın Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 12/01/1963 tarihli, 12629/206 sayılı kararıyla onanarak 06/06/1963 tarihinde kesinleştiğini, bu davada Hazine ile adı geçen taşınmazın ilk maliki Hasan Arıcı'nın taraf olduklarını, buna göre, Menderes ilçesi ... beldesinde bulunan 672 parsel numaralı taşınmazın 07/08/1963 tarihinde 239 parsel sayılı taşınmazın ifrazıyla ilk malik ...adına tapu kütüğüne işlendiğini, Hazine tarafından benzer nitelikte 674 parsel sayılı taşınmaz için de dava açılmış ise de Menderes Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/04/2003 tarihli, 2000/443 Esas 2003/249 Karar sayılı kararı ile kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 15/03/2004 tarihinde kesinleştiğini belirterek; dava konusu yere ilişkin iki farklı kesinleşmiş çelişkili karar bulunması nedeniyle, ikinci karar olan Mahkemenin 20/09/2001 tarihli 2000/406 Esas-2001/493 Karar sayılı kesinleşen kararının yürütmesinin durdurulmasına, 16/06/2000 tarihinde açılmış olan 2000/406 Esas 2001/493 Karar sayılı davanın yeniden görülmesi, yargılamanın iadesi yapılarak 20/09/2001 tarihli 2000/406 Esas-2001/493 Karar sayılı kesinleşen kararın kaldırılarak davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; Menderes 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/09/2001 tarihli 2000/406 Esas-2001/493 Karar sayılı kararına ilişkin yargılamanın iadesi yoluyla iptali ve yürütmenin durdurulması taleplerinin öncelikle hak düşürücü süre, zamanaşımı, husumet ve kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun taleplerin reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Menderes 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/01/2020 tarihli ve 2019/418 E. 2020/9 K. sayılı kararıyla; ... Mahallesinde bulunan 672 ve 674 parsel sayılı taşınmazların eski 239 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluştukları, 239 parsel sayılı taşınmazın ise Hazinenin de taraf olduğu İzmir Gezici Kadastro Mahkemesinin 1956/497 Esas 1962/515 Karar sayılı kararı ile 1963 yılında ...adına hükmen tescili ile tapu kaydının oluştuğu, taşınmazın ifrazen başka parsellere ayrıldığı, 672 parsel sayılı taşınmazın satışlar ile davacıların murisi ... adına vefatı ile de intikalen davacılar adına tescil edildiği 239 parselin tesciline esas mahkeme kararının davalı Hazine ve Hasan Arıcı'nın cüzi halefi olan ... (ve mirasçıları) yönünden kesin hüküm oluşturduğu, eldeki dava taşınmazın aynına ilişkin olup, bu davalarda zamanaşımı süresinin olmadığı, aynı kök tapudan gelen 674 parsele ilişkin 2000/443 Esas sayılı dosyada Mahkemenin tescile esas Kadastro Mahkemesi kararının kesin hüküm teşkil ettiği yönündeki kabulünün Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2003/11018 Esas-12105 Karar sayılı 05/11/2003 tarihli kararı ile onandığı, anılan tescile esas kararın 2000/406 Esas sayılı dava yönünden kesin hüküm niteliğinde olmasına rağmen, kesin hükme aykırı şekilde davacı Hazinenin davasının kabul edildiği ve kararın kesinleştiği, bu haliyle yargılamanın iadesi sebebinin oluştuğu gerekçesiyle yargılamanın iadesi talebinin kabulüne; 2000/406 Esas 2001/493 Karar sayılı 20/09/2001 tarihli kararın 6100 sayılı HMK madde 375/1-I ve madde 380 hükümleri uyarınca iptali ile davacı Hazine tarafından davalılar ... ve arkadaşları aleyhine açılan tapu iptal tescil davasının kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Menderes 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemenin kararının yerinde olmadığını, yargılamanın iadesini talep edenler aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği halde, yargılamanın iadesi talebinde bulunulmasının açıkça hakkın kötüye kullanılması olduğunu, şartları oluşmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
3. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 04/02/2021 tarihli ve 2020/395 E. 2021/104 K. sayılı kararıyla; dava konusu (kök 239 parselden ifrazla oluşan) 672 parsele ilişkin, İzmir Gezici Arazi Kadastrosu Mahkemesinin 12/01/1963 tarihinde kesinleşen, 1956/497 Esas 1962/515 Karar sayılı ve Menderes Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/01/2002 tarihinde kesinleşen, 20/09/2001 tarihli 2000/406 Esas 2001/493 Karar sayılı iki farklı kararının bulunduğu, İzmir Gezici Arazi Kadastrosu Mahkemesi tarafından verilen hükmün kesinleşmesinden sonra, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan, Menderes Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen ikinci davada kesin hüküm bulunduğu halde, önceki kesinleşmiş hükme aykırı karar verildiği, bu kararın da kesinleştiği, bu nedenle HMK'nın 375/1-I ve 380. maddeleri gereğince çelişkili iki kesin hüküm bulunması nedeniyle yargılamanın yenilenmesi sebebinin somut olayda gerçekleştiği anlaşıldığından, yargılamanın iadesi talebinin kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak harçtan muaf olan Hazine aleyhine harca hükmedilmesi isabetsiz olduğundan, bu yönden Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, sair istinaf taleplerinin reddine, kararın kaldırılmasına, harç (ve dolayısıyla yargılama gideri) konusunda düzeltilerek, yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yargılamanın iadesi talebine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 6100 sayılı HMK’nın 374. maddesi “Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.” 375. maddesi “(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir”
3.2.2. 3402 sayılı Yasa'nın 16/C maddesi “…Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kayalar, tepeler, dağlar (bunlardan çıkan kaynaklar) gibi, tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerler ile deniz, göl, nehir gibi genel sular tescil ve sınırlandırmaya tabi değildir, istisnalar saklıdır…” hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yargılamanın iadesi şartlarının oluştuğu gerekçesiyle talebin kabulüne karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun değildir. İzmir Gezici Kadastro Mahkemesinin 18/07/1962 tarihli ve 956/497 E., 962/515 K. sayılı dosyasında Hazine adına yapılan kadastro tespitine ...tarafından, taşınmazın kendisine ait tapu kaydının sınırları içersinde kaldığı gerekçesiyle tespitin iptali ile adına tescil istemiyle itiraz edilmiş, yapılan yargılama neticesinde çekişmeli taşınmazın geldi kaydı olan 239 parsel sayılı taşınmazın ...adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Yargılamanın iadesine konu Menderes Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/406 E. 2001/493 K. sayılı dosyasında ise çekişmeli taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptali istemi ile açılan davanın kabulüne ilişkin verilen karar temyiz edilmeksizin 08/01/2002 tarihinde kesinleşmiştir. Her iki davanın hukuki sebebi farklı olduğundan, kanunda belirtilen şartların oluştuğundan söz edilemeyeceği, bu nedenle Mahkemece davacıların yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/2. maddesi uyarınca İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi kararının 6100 saylılı HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 12/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.