"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararın yargılamanın iadesini isteyen davacı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Yargılamanın iadesini isteyen davacı ... vekili dilekçesinde özetle, davacılar tarafından açılan iade-i muhakeme isteğine konu davada, kendisi ve müşterekleri adına tapuda kayıtlı 457 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün davacı müteveffa ... adına tapuda kayıtlı komşu 456 parsele revizyon gören tapu kaydının kapsamında kaldığı iddiası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiğini, ne var ki bu kararın hükme esas teknik bilirkişinin krokisi fenni sıhhate haiz olmadığından uzun süre infaz edilemediğini, ardından tapuda her nasılsa hükmün infaz edildiğini ancak yargılama sırasında davacıların iddiasının dayanağı tapu kayıtları ile taşınmaza revizyon gören kayıtların eksiksiz biçimde getirtilip uygulanmadığı, hükme esas bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu halde bu yön üzerinde durulmadığı, davacılara ait taşınmaz ile çekişmeli taşınmaz arasında kadim müşterek sınırın bulunduğunu ileri sürerek yargılamanın iadesine ve Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.11.1998 tarih, 1997/275 Esas 1998/718 Karar sayılı kararının tamamen kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... mirasçıları vekili, yargılamanın yenilenmesi talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 375. ve devamı maddelerinden sayılan hallerden hiçbirisine uymadığını, kararın kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulamayacağını, kararın infaz edildiğini belirterek yargılamanın yenilenmesi talebinin reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Samsun 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.01.2020 tarihli ve 1997/275 E.- 1998/718 K. sayılı kararıyla; Mahkeme kararının 15/01/1999 tarihinde kesinleştiği, yasanın 377. maddesinde düzenlenen 10 yıllık yargılamanın iadesi talebine ilişkin hak düşürücü süresinin geçtiği, yine HMK'nın 375. maddesinde yargılamanın iadesi sebeplerinin sınırlı olarak sayıldığı ve eldeki vaki taleplerin sayılan sebeplere uymadığı, yargılamanın iadesi sebeplerinin yorum yoluyla genişletilemeyeceği gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde yargılamanın iadesi talep eden davacı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Yargılamanın iadesi isteyen davacı ... vekili yargılama aşamasında davaya konu alan ve tüm komşu parsellerin teknik detaylarıyla birlikte bir bütün olarak değerlendirilmediğini, eksik inceleme ile doğruyu ve gerçeği tam olarak yansıtmayan bilirkişi raporları tanzim edildiğini ve bu raporların hükme esas alındığı, yargılamanın iadesine ilişkin talep dilekçesinde ileri sürüldüğü üzere mahkeme kararı 15/01/1999 tarihinde kesinleşmiş ise de kararın kayden ve fiilen uygulanmadığını, zeminde taşınmazların müşterek sınırına dair fiili durumun ise hiç değişmediğini, karar doğrultusunda tescil işleminin 03/05/2016 tarihinde yapıldığını, bu tescil işleminden müvekkilinin hiçbir şekilde haberi olmadığını, karar uygulanmadığı için yargılamanın iadesi talebine dair 10 yıllık sürenin kararın icrasından itibaren başlaması gerektiği hükmün icrasından 2019 yılı Eylül ayı başlarında haberdar olan müvekkillinin 3 aylık sürede iş bu davayı açmış bulunduğunu, bu nedenle talebinin kabulünün gerektiğini, yargılamanın iadesi talebinin reddinin davacı tarafın zamanaşımı yolu ile ... olmayan bir taşınmazın mülkiyetini kazandığının kabul edilmesi anlamına geldiğini öne sürerek kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 30.06.2022 tarihli, 2022/540 Esas 2022/845 Karar sayılı kararıyla; yargılama sırasında elde edilmesi mümkün bir delilin daha sonra sunulmasının yargılamanın iadesi nedeni olamayacağı, HMK’nın 375. maddesinde düzenlenen yargılamanın iadesi sebeplerinin sınırlı olarak sayıldığı, kıyas yolu ile genişletilmesinin mümkün olmadığı ve özellikle somut olayda HMK'nın 375. maddesinde belirtilen hallerden hiçbirisinin bulunmadığının belirlendiği gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde yargılamanın iadesi talep eden davacı Rühigül Koç vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yargılamanın iadesi isteğine ilişkindir
2. İlgili Hukuk
HMK’nın 374. maddesi: “Yargılamanın iadesi, kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebilir.”
375. maddesi: “(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.
(2) Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir” hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, yargılama sırasında elde edilmesi mümkün bir delilin daha sonra sunulmasının yargılamanın yenilenmesi nedeni olamayacak olmasına, davalının yargılamanın iadesi talebine dayanak olarak ileri sürdüğü hususların HMK'nın 375. maddesinde belirtilen hallerden olmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 99,20 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.