"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/546 E., 2022/1248 K.
HÜKÜM/KARAR : Tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, bedel isteğinin kabulüne / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2011/247 E., 2021/306 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali - tescil ve bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tapu iptali ve tescil talebinin reddine, bedelin davalı ...’den tahsiline karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalı ...’yı Gaziosmanpaşa 2. Noterliğinin 04.08.1997 tarihli, 34519 yevmiye nolu vekaletnamesi ile adına kayıtlı taşınmazların satış yetkisini de içerir şekilde vekil tayin ettiğini, bilahare Gaziosmanpaşa 2. Noterliğinin 25.12.2008 tarihli, 26283 yevmiye numaralı azilnamesi ile vekili azlettiğini, davalı ...’in yetkisi sona ermesine rağmen paydaşı olduğu 619 parsel sayılı taşınmazdaki 1/6 payını diğer davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, ...’ın da taşınmazı muvazaalı olarak davalı ... devrettiğini, ...’ın iyi niyetli olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde taşınmazın tespit edilecek rayiç değerinin davalılar ... ve ...’tan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, taşınmazı iyi niyetli olarak bedelini ödeyerek satın aldığını, davacı ile vekil ... arasındaki ilişkileri bilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ..., kendisine yapılan tebligatların usulsüz olup davadan geç haberdar olduğunu, dava konusu taşınmazı tapu kaydına güvenerek yatırım amacıyla satın aldığını, taşınmazı 2009 yılından bu yana fiilen kullandığını, bu durumdan davacının da haberdar olduğunu, iyi niyetli malik olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
3. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.04.2021 tarihli ve 2011/247 Esas, 2021/306 Karar sayılı kararı ile; davalı vekil ...’in azledildiği halde vekalet görevini kötüye kullanarak taşınmazdaki davacıya ait payı diğer davalı ...’a devrettiği, ...’ın da taşınmazı diğer davalı ...’a devrettiği, davalı ...’ın vekil ve ... ile çıkar ve işbirliği içerisinde olmadığı, vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmediği, iyi niyetli 3. kişi olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin reddine, terditli talep olan bedel isteğinin davalı ...’den tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının dava konusu taşınmazdaki payının vekil ... tarafından, azledilmiş olmasına rağmen ilk olarak davalı ...’a devredildiğini, ...’ın da taşınmazı diğer davalı ...’a devrettiğini, davalı vekil ...’in kötü niyetli olduğunu, azledildiğini bildiği halde söz konusu temliki yaptığını, davacının şikayeti üzerine ...’in yargılandığını, ...’in aynı vekaletname ile davacıya ait dava dışı 782, 674 ve 677 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını da devrettiğini, yapılan bu işlemler nedeniyle davacıya herhangi bir bilgi verilmediği gibi satış bedeli de ödenmediğini, taşınmazdaki davacının abisi ...’e ait payların da aynı tarihlerle davalı ... Çeçen’e devredildiğini, davalılar arasındaki devir tarihlerinin yakın olduğunu, yapılan bu devirlerin muvazaalı olduğunu, taşınmazın rayiç değeri ile resmi senette gösterilen değeri arasında fahiş fark bulunduğunu, 01.11.2016 tarihli duruşmada davalı ...’in tüm devirlerin muvazaalı olduğunu ikrar ettiğini, davalılar ... ve ...’ın kötüniyetli olduklarını, bu nedenle öncelikli olan tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece iptal-tescil isteği yönünden davanın reddine karar verildiğini, bu durumda davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken herhangi bir vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek anılan yönden kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ...’nın taşınmazın son kayıt maliki olduğunu, davacı tarafça aleyhine açılan davanın reddedildiğini, bu durumda davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken herhangi bir vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 12.09.2022 tarihli ve 2022/546 E., 2022/1248 K. sayılı kararıyla; eldeki davanın tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak talebi ile terditli şekilde vekil, ilk el-ara malik ve son kayıt maliki hasım gösterilerek açıldığı, bu durumun terditli dava niteliğinde olduğu, terditli açılan davaların niteliği gereği ancak isteklerden biri hakkında hüküm kurulup tek vekalet ücreti takdir edileceği, ancak davacının talebinin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi halinde reddedilen miktar bakımından davalı lehine vekalet ücreti takdir edileceği, terditli davalarda terditli taleplerden reddedilen talep için, ayrıca vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilemeyeceği, somut olayda, dosya içeriğine ve toplanan delillere göre davacının tapu iptal tescil talebinin reddine, terditli talep olan bedel istemi yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığı, azilnamenin satış tarihinden önce vekile 30.12.2008 tarihinde tebliğ edildiği, bir başka deyişle azilin satıştan önce vekile davacı tarafından usulünce bildirildiği, buna göre davalı vekil ...'in vekalet görevini kötüye kullandığı, son kayıt maliki olan davalı ...'ın ise iyi niyetli 3. kişi konumunda bulunduğu, bunun aksinin ispatlanamadığı hususunun dosya kapsamından anlaşıldığı, kararda bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı ...'ın terditli taleplerinden asıl talebi olan tapu iptal ve tescil talebinin reddine, fer'i talebi olan tazminat talebinin kabulüne karar verildiğine göre tam kabul söz konusu olup bu durumda reddedilen tapu iptali ve tescil talebi için davalılar lehine ayrıca vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceği İlk Derece Mahkemesinin delilleri taktiri ve kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile katılma yoluyla davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerinin tekrarı ile kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 504/1 inci ve 506 ncı maddeleri.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1023 ile 1024 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının Gaziosmanpaşa 2. Noterliğinde düzenlenen 04.08.1997 tarih 34519 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile mirasbırakanlarından intikal edecek İstanbul ili sınırlarındaki taşınmazların satış yetkisini de içerir şekilde davalı ...’i vekil tayin ettiği, ...’in anılan vekaletnameyi kullanarak dava konusu 619 parsel sayılı 18.900 m2 miktarlı tarla nitelikli taşınmazdaki davacıya ait 1/6 payı 27.05.2009 tarihli akitle 2.000 TL bedelle davalı ...’e devrettiği, ...’ın da temlik aldığı payı vekili ... eliyle 16.06.2009 tarihli akitle 7.000 TL bedelle diğer davalı ...’ya satış suretiyle devrettiği, Gaziosmanpaşa 2. Noterliğinin 25.12.2008 tarihli, 26283 yevmiye numaralı azilnamesi ile davacının vekili azlettiği, azilnamenin davalının çalıştığı avukatlık bürosunda görevli ... isimli kişiye 30.12.2008 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
2. Somut olayda; tanıkların beyanlarından, Gaziosmanpaşa 2. Noterliğinde düzenlenen 04.08.1997 tarihli, 34519 yevmiye numaralı vekaletnamedeki davalı ...'e verilen yetkiden azil için davacının vekil ...'in çalıştığı avukatlık bürosuna gitttiği, davalı ...'in vekaletnameyi kaybettiğini bildirmesi üzerine genel bir azilname düzenlendiği, davalı ...'in soruşturma aşamasında ilk verilen vekaletnamenin kaybedildiğini ve noterden sureti çıkarılarak işlemin gerçekleştirildiğini bildirdiği, yine soruşturma aşamasında dinlenen tanık ...'in de azilnameye ilişkin tebligatın alındığı gün ya da ertesi günü davalıya verdiğini ifade ettiği, bu durumda vekilin satış yetkisinin sona erdiği dönemde temlikin yapıldığı yani hak sahibi adına tasarruf yetkisine sahip kişi tarafından temlikin gerçekleştirilmediği, kaldı ki; davalı ... tarafından satış bedelinin davacı veya vekil ...’e ödendiğinin ispat edilemediği, taşınmazda davacının abisi ...’e ait payın da daha önce ...’ın oğlu ... tarafından temlik alındığı ve ...’un bu payı daha sonra devrettiği, ...’ın taşınmazdaki temlik aldığı payı vekili ... eliyle davalı ...’ya devrettiği, davalı ...’ın kötü niyetli olup vekil ... ile el ve işbirliği içerisinde hareket ettiği, ancak son kayıt maliki ...’nın iyi niyetli 3. kişi konumunda olup bunun aksinin ispatlanamadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, çekişme konusu taşınmazın ediniminde kötü niyetli olduğu ispat edilemeyen davalı ... yönünden tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, bedel isteğinin davalı vekilden ve vekil ile birlikte hareket ettiği anlaşılan davalı ...’tan
müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir.
3. Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Eldeki davanın vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde taşınmazın rayiç değerinin tahsili istemi şeklinde terditli olarak açıldığı, son kayıt maliki davalı ...’ın kötüniyetli olduğunun ispat edilemediğinden davalı ... yönünden tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı ... hakkındaki dava reddedildiğine göre davada kendisini vekille temsil ettiren davalı ... yararına taşınmazın dava tarihindeki keşfen belirlenen ve harcı tamamlanan değeri üzerinden nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harçlarının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.