"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurularının esastan ayrı ayrı reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/39 E., 2021/500 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Kararın bir kısım davacılar vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen dosya davacıları ve bir kısım asli müdahiller vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen dosyada davacılar; davaya konu 341, 812 ve 809 parsel sayılı taşınmazların tarafların ortak mirasbırakanı ... ...’a ait olduğunu ancak muris muvazaası ve davalının diğer mirasçıları kandırmaya yönelik hileli hareketleri nedeniyle kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların davalı adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek davaya konu 809 ve 812 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına miras payları oranında tescilini, davaya konu 341 parsel sayılı taşınmazın öncesinde kamulaştırıldığından bu parsel yönünden tazminata karar verilmesini, bu talepleri kabul görmez ise tenkise karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mirasbırakanın diğer mirasçıları, asıl dava dosyasında asli müdahale talebinde bulunmuşlardır.
II. CEVAP
Davalı vekili; zamanaşımı süresi ve hak düşürücü sürenin geçtiğini, mirasbırakandan intikal eden taşınmazların tesis kadastrosu sırasında müvekkilinin diğer mirasçılar ile anlaşması nedeniyle müvekkili adına tespit ve tescil gördüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davanın ayrı ayrı hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davacılar vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Bir kısım davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, muris ... ... vefatı ile davalı ...'un mirasçı ...'ı kandırdığını ve bu şekilde taşınmazları kendi üstüne tescil ettirdiğini, davanın dayanağının hile ve muris muvazaası olduğunu, oysaki mahkemece kadastro davası olarak somut olayın incelenip karara bağlandığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece keşfen belirlenen değer üzerinden eksik nispi harcın tamamlattırıldığını, bu nedenlerle müvekkili yararına nispi vekalet ücreti verilmesi gerekirken maktu vekalet ücreti verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı taraf hile ve muris muvazaası hukuki nedenine dayanmış ise de taşınmazın tesis kadastrosu ile doğrudan davalı adına tescil edildiği, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen dosya davacıları ve bir kısım asli müdahiller vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl ve birleştirilen dosya davacıları ve bir kısım asli müdahiller vekili temyiz dilekçesinde özetle; açılan davanın muris muvazaasına yönelik olmadığını, davalının okuma yazma bilmeyen ablalarının durumundan istifade ederek 1983 yılında tapulama işlemleri sırasında taşınmazları hileyle adına tescil ettirdiğini, taşınmazlara karşılık hiçbir bedel ödemeksizin taşınmazların hibe edildiği yönünde beyanda bulunduğunu, tarafların aradan geçen sürede hilenin farkına varamadığını, yapılan hileli işlemin kadastro işlemi olarak kabul edilemeyeceğini, hak düşürücü sürenin tespit tarihinden başlatılamayacağını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastrodan önceki hukuki nedene dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin 3. fıkrasında "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." düzenlemeleri mevcuttur.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere kadastro tespit tutanakları 06.05.1983 tarihinde kesinleştiği halde davanın 31.01.2017 tarihinde açılmış olmasına göre usul ve kanuna uygun olup asıl ve birleştirilen dosya davacıları ve bir kısım asli müdahiller vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 99,20'şer TL bakiye onama harçlarının asıl davada davacıdan ve birleştirilen davada davacıdan ayrı ayrı alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.