"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Düzce 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile bedel davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; duruşma günü olarak saptanan 14.03.2023 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ... ... ile temyiz edilen davacılar ... v.d. vekili Avukat ... ... geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçelerinde, mirasbırakanları ...’nın kız çocuklarından mal kaçırma amacıyla 13 parsel (yeni 124 ada 1 parsel) sayılı taşınmazını muvazaalı olarak davalı oğlu ...’ya temlik ettiğini, ...’nın taşınmazı önce dava dışı ...’ya satıp sonrasında geri aldığını, murisin mal satmaya ihtiyacı olmadığını, dava konusu taşınmazın kısmen kamulaştırıldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, kamulaştırma bedelinin de payları oranında tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, süresinde davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı, sonraki aşamalarda sunulan delillerin toplanmasına davacı tarafın muvafakat etmediği, murisin dava konusu taşınmazı satmasını gerektirir bir maddi bir imkansızlığının bulunmadığı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunmadığı, taşınmazın satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark bulunduğu, murisin gerçek iradesinin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla bağışta bulunma olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı istinaf dilekçesinde özetle, Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, süresinde cevap dilekçesi sunulmadığından delillerinin toplanmadığını, bu şekilde savunmalarının dikkate alınmamasının hukuka aykırı olduğunu, muris ...'un çok uzun bir süre yanında kaldığını, beraber yaşadıklarını, tüm bakım ve ihtiyaçlarını karşıladığını, murisin devir tarihinde 85 yaşında olduğunu, sağlık durumu nedeniyle bakım ihtiyacı duyduğunu, Mahkemece bu konuda eksik inceleme yapıldığını, temlikin bu şekilde ivazlı olduğunu, temlik dışı taşınmazlar da dikkate alındığında mal kaçırma ve muvazaa hususunun usulünce ispatlanamadığını, davacıların bu devirden uzun süredir haberdar olduğunu, murisin iradesine mirasçıların ... gösterdiğini, sonrasında kardeşler arasında maddi sebeplerle anlaşmazlık çıkınca bu davanın açıldığını, bir kısım mirasçıların dava açmamasının da bu hususu doğruladığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının murisin iki oğlundan biri olduğu, murisin eşinin 2008 yılında ölümünden sonra davalı oğlu ... ile birlikte yaşadığı, murisin ölümünden kısa bir süre öncesine kadar sağlık yönünden bakıma muhtaç bir halinin olmadığı, murisin taşınmaz satmasını gerektirir maddi bir ihtiyacın bulunmadığı, davalı ...'nın taşınmazı muris babası ...'dan tapuda devraldıktan sonra, taşınmazı diğer mirasçılara karşı koruma amaçlı olarak emaneten ... ... adlı kişiye devrettiği, sonrasında tekrar devraldığı, murisin dinlenen tanık anlatımları da nazara alındığında; kız çocuklardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yanında yaşadığı davalı oğluna bu devri yaptığı hususunun görüldüğü, davalının alım gücünün bulunmadığı, taşınmazın gerçek değeri ile tapuda gösterilen satış değeri arasındaki fahiş fark olduğu, murisin temlik dışı taşınmazları var ise de; en değerli taşınmazını davalı oğluna temlik ettiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde özetle, kararın hukuka aykırı olduğunu, süresinde cevap dilekçesi sunulmadığından delillerinin toplanılmadığını, davayı inkar etmiş sayılacağından bu yönde delil gösterebileceğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, murisin çok uzun süre kendisi ile birlikte yaşadığını, temlik tarihinde murisin 85 yaşında olduğunu, davacı tanıklarının beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, murise ölene kadar özenle baktığını, murisin ölüm tarihinde başkaca taşınmazları da bulunduğunu, devrin mal kaçırma amacıyla yapılmadığını, davacıların da bu durumu bilmelerine rağmen uzun süre hareketsiz kaldıklarını, aralarında maddi nedenlerle uyuşmazlık çıkınca eldeki davanın açıldığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile bedel istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
Muris muvazaasında 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras ... çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 127 nci maddesinde "Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor yahut imkânsız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar taraflara derhâl bildirilir." hükmü, aynı Kanun'un cevap dilekçesinde bulunması gereken unsurları belirten 129 uncu maddesinin birinci bendinin "e" fıkrasında ise "Savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği" hükmü düzenlenmiştir.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup özellikle dava dilekçesinin davalıya 22.06.2018 tarihinde tebliğe edilmesine rağmen HMK'nın 127 nci maddesinde belirlenen iki haftalık cevap verme süresi içerisinde davalı tarafından cevap verilmediği ve davalının sonrasında bildirdiği delillerin toplanılmasına davacı tarafından muvafakat edilmediği gözetildiğinde davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 18.098,22 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.