Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1432 E. 2024/3497 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar tarafından davalıya devredilen taşınmazların, inançlı işlem ilişkisinden kaynaklanan borcun ödendiği iddiasıyla davacılar adına tescilinin talep edilmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların davalıya olan borcunu ödediğinin tespit edilmesi ve inançlı işlem ilişkisinin varlığı gözetilerek, taşınmazların davacılar adına tesciline karar veren yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/97 E., 2022/798 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; traktör alım satım işi yapan davalıdan 7.500,00 TL bedel karşılığında traktör aldıklarını, bedel ödeninceye kadar hissedarı oldukları dava konusu 121 ada 27, 152 ada 18, 142 ada 5, 103 ada 19, 104 ada 24 ve 143 ada 9 parsel sayılı taşınmazları teminat olarak davalıya devrettiklerini, ancak davalıya olan borçlarını ödedikleri halde davalının taşınmazları iade etmediğini, davalı ile aralarında inançlı işlem söz konusu olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, davacılara 7.500,00 TL bedelle traktör sattığını, davalıların traktör bedelinin teminatı olarak dava konusu taşınmazları tapuda satış göstererek kendisine devrettiklerini, traktör bedelinin davacılar tarafından nakit olarak ve yasal faiziyle ödenmesi halinde taşınmazların davacılara geri verileceği konusunda anlaştıklarını ancak davacılar tarafından borcun ödenmediğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Zile Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.05.2014 tarihli ve 2012/426 E. 2014/244 K. sayılı kararıyla; davacıların davalı ile yaptıkları inanç sözleşmesi gereğince üzerlerine düşen borcu yerine getirmedikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Dairenin 05.12.2016 tarihli ve 2014/18632 Esas 2016/10845 Karar sayılı kararı ile "... taraflar arasında inançlı işlem sözleşmesi bulunduğu sabittir. Uyuşmazlık davacıların sözleşme gereğince üzerlerine düşen borçları yerine getirip getirmediği konusunda çıkmaktadır. Davacının karşılıklı edimler içeren inanç sözleşmesine dayanarak taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini isteyebilmesi için 6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının 97 nci maddesi (818 sayılı Borçlar Yasası'nın 81 inci maddesi) uyarınca öncelikle kendi edimini yerine getirmesi zorunludur. Hâl böyle olunca; davada ileri sürülen inançlı işlem iddiasının gerçekleşmiş olduğu kabul edilerek, 6098 sayılı TBK. nun 97 nci (818 sayılı BK. nun 81 inci) maddesi hükmü de gözetilip yanlar arasındaki alacak ve borç miktarının açıklıkla saptanması, ödenip ödenmediğinin araştırılması, ödenmemiş ise saptanacak miktarın mahkeme veznesine depo ettirilmesi için önel verilmesi ve bu husus yerine getirildiğinde sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir...'' gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacıların davalıdan aldıkları traktörün borcuna teminat olarak dava konusu taşınmazları geri verilmek kaydıyla davalıya devredileceğine dair taraflar arasında inanç sözleşmesi kurulduğu, davacıların davalıya borcunun kalmadığı, edimlerini ifa ettikleri, dolayısıyla dava konusu taşınmazların davacılara geri devredilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların 2000 yılında aldıkları traktör sebebiyle davalıya 15.000 TL borçlandıklarını, davacıların borçlarına ilişkin olarak 05.08.2001 vade tarihli 7.500 TL bedelli ve 05.09.2001 vade tarihli 7.500 TL bedelli olmak üzere toplam 15.000 TL bedelli iki adet bono düzenlendiğini, ancak davacıların borçlarını zamanında ve tam ödemediklerini, anılan borca mahsuben 26.11.2010 tarihinde 9.300 TL ve 5.000 TL olmak üzere toplam 14.300 TL ödeme yapıldığını, dolayısıyla asıl alacak miktarının dahi ödenmemiş olduğunu, bonoların vade tarihlerinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte hesaplama yapılması gerektiğini, gerekçeli kararda 14.300 TL'den ayrı olarak davalının ayrıca borca mahsuben davacılardan buğday aldığı yönündeki gerekçenin de hatalı olduğunu, davacıların ödedikleri 9.300 TL bedel içinde buğday bedelinin de olduğunu, diğer yandan Mahkemece taşınmazların doğrudan gelir desteklerinin davalı tarafından alındığı belirtilmişse de doğrudan gelir desteklerinin borçtan mahsubunun mümkün olmadığını, taşınmazların davacılar tarafından ekilip biçildiğini, yemin edilen hususlara ilişkin başka delile dayanılamayacağını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

05.02.1947 tarihli, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 97 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 121 ada 27, 152 ada 18, 142 ada 5 parsel sayılı taşınmazların 1/4'er payı, 103 ada 19, 104 ada 24 ve 143 ada 9 parsel sayılı taşınmazların ise 3/16'şar payı davacılara ait iken, taşınmazlardaki paylarının tamamını 11.09.2001 tarihli aynı akitle davalıya satış suretiyle devrettikleri anlaşılmaktadır.

2. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2 nci maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) uygulanacağı davalar yönünden HUMK'un 428 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 20.033,04 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

14.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.