Logo

1. Hukuk Dairesi2023/153 E. 2024/2868 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi satın alım iddiasına dayalı olarak tapu iptali ve tescil talep edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazları kadastro öncesi satın aldığını ispatlayamaması, davalının ise taşınmazlar üzerindeki zilyetliğini senetle ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla ispat etmesi gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1171 E., 2022/1019 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gökçebey Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2013/207 E., 2018/111 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi satın alım nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Zonguldak ili, Gökçebey ilçesi, ... köyünde kain 130 ada 92 ve 131 ada 10 parsel sayılı taşınmazların kadastro sırasında hatalı şekilde davacının kardeşi davalı adına tespit edildiğini, aslında dava konusu taşınmazları davacının kadastro öncesinde haricen üçüncü kişilerden satın aldığını, taşınmazlardan birini ...'tan, diğerinin 2/4 payını ...'den, 1/4 payını ...'tan, 1/4 payını da ...'dan satın aldığını, davalının taşınmazları alacak maddi durumunun olmadığını, davalıya evliliğinde, tedavilerinde ve ameliyatlarında maddi destek olduğunu, aralarında çıkan ihtilâfta 23 Eylül'de gerçekleşen tartışma sırasında davalının olay yerine gelen Aytekin isimli kolluk görevlisine dava konusu taşınmazları kendisinin almadığını, davacının satın aldığını itiraf ettiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların davalı adına tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, usulüne uygun dava dilekçesini tebellüğ ettiği hâlde süresinde cevap dilekçesi ibraz etmemiş olup ilk celsedeki beyanında dava konusu edilen yerde evi olduğunu, ev ve tarlanın babası tarafından harici senetle kendisine verildiğini, otuz yedinci celsedeki beyanında ise dava konusu taşınmazların atadan kalma yerler olduğunu, davacı ve kendisinin dava konusu taşınmazlar için para ödemediklerini, çalışarak davacı ile birlikte aileye katkı sağladıklarını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 28.05.2018 tarihli ve 2013/207 Esas, 2018/111 Karar sayılı kararı ile; davacının dava konusu taşınmazları kadastro tespitinden önce satın aldığının ispatlanamadığı, tanık beyanları ve davalının 10.05.2018 tarihli celsedeki ikrarı ile dava konusu arsanın tarafların mirasbırakanı ... tarafından satın alındığının anlaşıldığı, taşınmazların satın alımında mirasbırakan ve davalının katkıda bulunmadığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının ikrarıyla hüküm kurulamayacağını, karara esas alınan tüm tanık beyanlarının dava konusu taşınmazların ortak mirasbırakandan intikal etmediğini ve davalının sunduğu senetlerin dava konusu taşınmazları kapsamadığını belirttikleri, sunulan senetlerin 92 parsel sayılı taşınmazı kapsamadıkları, 10 parsel sayılı taşınmazın ...'tan davacı tarafından satın alındığının, davalının maddi gücü olmadığının tanık beyanlarıyla teyit edildiğini, taşınmazların tapusuz olması ve mirasbırakan ... ölene kadar davalıya zilyetlik devri yapılmaması sebebiyle de 10 parsel sayılı taşınmazın 29.06.2001 tarihli senetle mirasbırakan tarafından davalıya satışının geçersiz olduğunu, zira mirasbırakanın da 10 parsel sayılı taşınmaza hiç zilyet olmadığını, 92 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakandan intikal etmediği, 10 parsel sayılı taşınmaza ait de geçerli bir satış ve zilyetlik devri olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 12.10.2022 tarihli ve 2019/1171 Esas, 2022/1019 Karar sayılı kararı ile; kadastro öncesi dava konusu taşınmazların tapusuz olmaları sebebiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 762 inci maddesi uyarınca taşınır hükümlerine tabi olacakları, taşınırların mülkiyetinin de satış ve zilyetliğin devri ile gerçekleşeceği, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından dava konusu taşınmazların davacı tarafından para verilerek satın alındığı, ancak davacının hiç zilyet olmadığı gibi, tespit tarihine kadar malik sıfatıyla davalının zilyetliğinde olduklarının anlaşıldığı, 14.05.1976 tarihli satış senedi başlıklı adi yazılı belgede "Avkuru mevkiinde" yer alan taşınmazın mirasbırakan ... tarafından satın alındığı, senede konu taşınmazın dava konusu 131 ada 10 parsel sayılı taşınmaz olduğu ve 29.06.2001 tarihli senet ile davalıya satılıp zilyetliğin devredildiğinin açıklandığı, gerek senet tarihinden önce gerekse tespit tarihine kadar dava konusu taşınmazların davalının malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduğu, taşınmazları satın alan mirasbırakanın satın alımı davacı nam ve hesabına yaptığının ispatlanamadığı, 130 ada 92 parsel sayılı taşınmaz senede konu olmasa da 35-40 yıl önce yapıldığı belirlenen üzerindeki binanın tespit tarihine dek nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla davalının zilyetliğinde bulunduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesini tekrar etmekle Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen ortadan kaldırılmasını ve İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi satın alıma dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri,

2. 6100 sayılı Kanunun 190 ıncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi,

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 15 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu'nun 713 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucunda Zonguldak ili, Gökçebey ilçesi, ... köyünde kain 130 ada 92 parsel sayılı taşınmaz senetsizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebiyle 992,83 m2 yüz ölçümlü tek katlı kargir ev ve bahçe vasfı ile davalı adına, 131 ada 10 parsel sayılı taşınmaz da senetsizden tarafların mirasbırakanı ...'in 2000 yılında davalıya bedelsiz hibe etmesi sebebiyle davalı adına 948,64 m2 yüz ölçümlü tarla vasfıyla tespit edilmiş olup askı ilân süresinde itiraz edilmemesi üzerine kadastro tutanakları 31.07.2007 tarihinde kesinleşmiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.04.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.