"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1377 E., 2023/152 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/344 E., 2020/172 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali-tescil ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı Şirketin kullandığı kredi taksitlerini ödeyemediği için davalı ile yaptıkları 16.02.2018 tarihli protokole göre 2 parsel sayılı taşınmazdaki 11 nolu bağımsız bölümün davalıya devredileceği, davacı Şirketin maddi durumu elverip kredi taksitlerini ödediği takdirde veyahut taşınmazın davalının ödediği bedelin üzerinde bir tutara satılabilmesi durumunda davacıya iade edileceğinin kararlaştırıldığını, taşınmaz için alıcı çıkmasına rağmen davalının taşınmazı iade etmediği, satışa yanaşmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; inançlı işlemde karşı tarafın da edimini ifa etmesi gerektiğini, davalının 750.000,00 TL civarında kredi ödemesi yaptığını, davacının davalıya herhangi bir ödeme yapmadığını, 16.02.2018 tarihli protokolün 6 ay süreli olduğunu, davacının taşınmaz için alıcı çıktığı yönündeki iddialarının gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasındaki uyuşmazlığın 16.02.2018 tarihli inanç sözleşmesinden kaynaklandığı, davalının kredi taksitlerini ödeyerek edimini yerine getirdiği, davacının davalı tarafından yapılan kredi ödemelerini davalıya geri ödemediği, davacının taşınmaza alıcı çıktığını davalıya bildirdiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki hususlara ilaveten tanıklarının dinlenmemesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasındaki 16.02.2018 tarihli inanç sözleşmesinde kararlaştırılan, davalının davacı adına Finansbank'tan çekilen kredi taksitlerini ödeyerek edimini ifa ettiği, davacının davalının yaptığı ödemeleri faiz ve tapu masrafları ile birlikte davalıya geri ödemesi ve taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırması edimini ifa etmediği, davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, inançlı işlem hukuki nedenine dayalı iptali tescil olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
05.02.1947 tarihli, 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 26 ncı, 27 nci ve 97 nci maddeleri; 09.05.1960 tarihli 21/9 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; taraflar arasında inanç sözleşmesi bulunduğu ihtilafsızdır. 16.02.2018 tarihli protokol başlıklı sözleşmeye göre davacı şirketin Finansbank'tan çekmiş olduğu kredinin davalı tarafından ödenmesi, buna karşılık dava konusu 2 parsel sayılı taşınmazdaki 11 nolu bağımsız bölümün geçici olarak davalıya devredileceği, davacı, davalının yaptığı ödemeleri (yasal faizi, tapu masrafları dahil) ödeyerek taşınmaz üzerindeki ipotek şerhini kaldırdığında taşınmazın tekrar davacıya devredileceği, ayrıca taşınmazın satılması veya davalının ödediği paranın üzerinde bir bedele satılması durumunda yine davalının taşınmazı davacıya iade edeceği ve protokolün 6 ay süre ile geçerli olduğu 6 ayın sonunda geçerliliğini kaybedeceği, davanın 15.08.2018 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
2.İnanç sözleşmeleri, tarafların karşılıklı iradelerine uygun bulunduğu için onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli sözleşmelerdir. TBK'nın 97 nci maddesinde “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” düzenlemesi yer almaktadır.
3.Somut olayda; davacının, taşınmazı banka kredi ödemelerine karşılık davalıya devrettiği, borcunu ödediği takdirde taşınmazın davacıya iade edileceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Davacının karşılıklı edimleri içeren inanç sözleşmesine dayanarak inanç konusu taşınmazın tapu kaydının iptalini ve adına tescilini isteyebilmesi için TBK'nın 97 nci maddesi uyarınca öncelikle kendi edimini yerine getirmesi zorunludur.
4.Hal böyle olunca, davacının inanç sözleşmesi gereğince TBK'nın 97 nci maddesi uyarınca öncelikle edimini yerine getirmesi zorunluluğu gözetilerek kendisine bu yönde imkan tanınmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmüştür.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 inci maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
İstek halinde yatırılan peşin harcın temyiz eden davacıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.