Logo

1. Hukuk Dairesi2023/1803 E. 2024/3153 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, miras payı oranında verilen kısmi kabul kararına rağmen yargılama giderlerinin paylaştırılmasında usul ve yasaya uygunluk olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı miras payı oranında haklı bulunduğundan, davalı da aynı oranda yargılama giderinden sorumlu tutulması gerektiği, ancak yerel mahkemenin haklılık oranlarını dikkate almadan yargılama giderlerine hükmettiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının yargılama gideri yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/926 E., 2022/492 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen kabul/Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/984 E., 2018/33 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; ortak mirasbırakan babalarından kalan taşınmazı kadastro tespitinden önce kardeşleri olan davalı ... ve dava dışı ... ile aralarında paylaştıklarını, ...’in kendisine isabet eden kısmı ayrı bir parsel numarası ile adına tespit ettirip üzerine ev yaptırdığını, taşınmazın kalan kısmının ise davalı ile adlarına yarı yarıya tespit ve tescil edilmesi gerekirken davalının kadastro çalışmaları sırasında tamamını 120 ada 76 parsel numarası ile sadece kendi adına kaydettirdiğini ve üzerine de ev yaptırdığını, taksimin gereğinin yerine getirilmediğini ileri sürerek taşınmazın 1/2 payının tapusunun iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı; davacının iddialarının gerçek olmadığını, dava konusu taşınmazın 390,41 m2 olarak tespit edildiğini, bu tespitten sonra ... mirasçılarının taşınmazın bir kısmında hak iddia ettiklerini ve yapılan uzlaşma neticesinde onlara bedel ödeyerek taşınmazın tamamında hak sahibi olduğunu, taşınmaz ile üzerine yaptığı evin 22 yıldır nizasız fasılasız tasarrufunda olduğunu, davacı ile kendisine mirasbırakanlarından başka taşınmazlar da kaldığı halde sadece dava konusu taşınmaz hakkında dava açıldığını, bu durumun dahi davacının haksız olduğunu gösterdiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve tespit bilirkişilerinin davacının hak iddiasında bulunduğu yerin tarafların annelerinden kaldığını beyan ettikleri, tarafların anneleri ... ’in mirasının paylaşıldığına ilişkin iddialarını ispat edemedikleri gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davacının miras payı oranında tapu iptali ve tescile karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili; her ne kadar dava konusu yerin tarafların babasından kaldığı ileri sürülerek dava açılmış ise de keşif sırasında anneleri ...’den kaldığı ortaya çıkınca davanın niteliğinin değiştiğini ancak dava konusu yerin üçe bölündüğü hususunun tartışmasız olduğunu, paylaşılıp üçe bölünen taşınmazın ...’e kalan kısmının ... adına kadastro tespitine tabi tutulmasının ve keşif sırasında dinlenen tanıkların da bunun açıkça belirtmesinin paylaşım yapıldığının açık delili olduğunu, dava konusu taşınmazın taksime tabi tutulmadığı konusundaki Mahkeme gerekçesine bir an için katılsalar bile, bu durumda davanın konusunun ...’e düşen yeri de kapsaması gerektiğini, zira tarafların anneleri ...’den kalan taşınmazın ... adına tespit gören taşınmazı da kapsadığını, Mahkemenin bu hususu göz ardı ettiğini, taksim varsa davanın kabul edilmesi, taksim yoksa ... adına tespit gören taşınmazın da davaya dahil edilmesi gerektiğini, Mahkemenin bu konuyu netleştirmeden ve taraf teşkilini sağlamadan karar verdiğini belirtip İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı vekili; davacının taşınmazın üçe bölündüğünü ileri sürdüğünü, dava konusu taşınmazın 390,41 m2 olduğunu, diğer kardeş ...’in taşınmazının ise 345 m2 olduğunu, bu yüz ölçümleri dikkate alındığında davacının iddiasına göre paylaşımda 345 m2’nin ...’e, 390 m2’nin davacı ile davalıya müştereken isabet ettiğini, böyle bir paylaşımın adil olmayıp hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, yerel bilirkişi ve bir kısım tanıkların dava konusu yerin tarafların annelerinden kaldığını, kardeşler arasında paylaşım yapıldığını, dava konusu yerin davalıya isabet ettiğini, yine davacıya köy içerisinden taşınmazlar verildiğini belirttiklerini, ancak davacının kendisine isabet eden köy içerisindeki taşınmazlarla ilgilenmediğini, kadastro tespiti sırasında gelip beyanda bulunmadığını, bu nedenle belirtilen taşınmazların tarafların babaları adına yazıldığını, bu durumun davacının ilgisizliğinden kaynaklandığını, taşınmazın davalıya ait olduğunu, 22 yılı aşkın süredir nizasız fasılasız olarak davalının tasarrufunda bulunduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı aleyhine fazla miktarda yargılama giderine hükmedildiğini belirtip İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mirasbırakandan kalan dava konusu taşınmazla ilgili tüm mirasçıların katılımı ile usulüne uygun biçimde yapılmış bir taksimin bulunmadığı, mirasbırakanın terekesinin elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu ve tüm mirasçıların tereke üzerinde miras payları oranında haklarının bulunduğu, her ne kadar davalı taşınmazı uzun zamandan beri kullanmakta ise de mirasçılar arasında zamanaşımı yoluyla iktisap kuralları geçerli olmadığından davalının uzun süreli zilyetliğinin tek başına hüküm ifade etmeyeceği, zilyetliğin tüm mirasçılar adına sürdürülmüş sayılacağı, dava mirasçılar arasında görüldüğünden tüm mirasçıların davada yer almasına gerek bulunmadığı, davacının da yasal mirasçı olması nedeniyle dava konusu taşınmaz üzerinde miras payı oranında hakkının bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince de bu çerçevede karar verildiği, eldeki davanın dava konusu 120 ada 76 parsele yönelik olarak açıldığı, dava dışı 120 ada 75 parselle ilgili harcı yatırılmak suretiyle usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı, öte yandan kabul ve ret oranına göre taraflara yüklenen yargılama giderlerinde usul ve yasaya aykırı bir durum olmadığı, bu hususlar belirlenmek ve benimsenmek suretiyle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 326 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

Sivas ili, Doğanşar ilçesi, ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 120 ada 76 parsel sayılı taşınmazın 390,41 m2 yüz ölçümü ve "kerpiç ev ve arsası" niteliği ile ceddinden intikalen, mirasen taksimen ve 20 yılı aşkın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edildiği, tespitin itiraza uğramadan 11.08.2006 tarihinde kesinleştiği; mirasbırakan ... 'in 29.12.1991 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak davanın tarafları ile dava dışı çocuklarının kaldığı anlaşılmaktadır.

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında; “(1)Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. (2)Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.” hükümlerine yer verilmiştir.

Somut olayda, davacının kadastro öncesi nedene dayanarak dava konusu 120 ada 76 parsel sayılı taşınmazın tamamı bakımından tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile davacının miras payı oranında (1/6) tapu iptali ve tescile karar verildiği anlaşılmakla; davalının bu oranda yargılama giderinden sorumlu tutulması gerekirken tarafların haklılık oranında hataya düşülerek davalı aleyhine fazla yargılama giderine hükmedilmesi doğru değildir.

Ne var ki; anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının 4 numaralı bendinde yer alan "514,56 TL'nin" ve "364,56 TL'nin" ibarelerinin hükümden çıkartılarak yerlerine sırasıyla "257,28 TL'nin" ve "107,28 TL'nin" ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.05.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.