"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/422 E., 2022/503 K.
HÜKÜM/KARAR : Asıl ve Birleştirilen Dava Kabul
Taraflar arasında birleştirilerek görülen muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili dava dilekçesinde; davacılar ile davalının babası ...'in kardeş olduğunu, davacılara mirasbırakan babaları ...'ten intikal eden taşınmazların önce ...'e, ...'ten de oğlu davalıya devredildiğini, yapılan devirlerin muvazaalı ve kız çocuklarını mirastan mahrum etmek amaçlı olduğunu ileri sürerek davalı adına kayıtlı Ankara ili ... ilçesi 1979, 1980, 1981, 1982, 9311, 9312, 9314 ve 9315 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacıların miras payı oranında adlarına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu 9311 parsel sayılı taşınmazın davalının babası ... tarafından kardeşi ...'den satın alındığını, sonrasında davalıya devredildiğini, 9312 parsel sayılı taşınmazın davalının babası ... tarafından amcası ...'den satın alındığını sonrasında davalının kardeşi ...'e devredildiğini, davalının, kardeşi ...'ten bu taşınmazı satın aldığını, kök mirasbırakan ...'in 1983 yılında, davalının babası ...'in 1993 yılında öldüğü, davalıya taşınmazların 1997 yılında devredildiği böylece davacılar tarafından devirden uzunca bir zaman sonra dava açılmasının kötüniyetli olduklarını gösterdiğini, dava konusu yerlerin davalının babası ... tarafından satın alındığnı, kök mirasbırakan ...'e ödemenin yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 23.12.2014 tarihli ve 2013/201 Esas, 2014/425 Karar sayılı kararıyla; yargılama sırasında davacılar vekilinin davadan feragat ettiği, feragatin hata sonucu yapıldığına ilişkin olarak dava açması için verilen iki haftalık kesin süre içerisinde dava açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 14.12.2017 tarihli ve 2015/5599 Esas, 2017/7344 Karar sayılı kararıyla; davacılar vekilinin feragat dilekçesindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiası karşısında, bu hususun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 163 ve 164 üncü maddelerinde belirtildiği gibi ön sorun olarak incelenebileceği, Mahkemece vekilin bu konudaki iddiası ön sorun şeklinde aynı dava içerisinde her türlü delille ispatının mümkün olduğu gözetilerek incelenmiş ve imzanın vekile ait olmadığı sonucuna ulaşılmış olmasına rağmen ayrı bir dava konusu yapılabileceğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp işin esasına girilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; mirasbırakan ...'in, sağlığında tüm mirasçılarını kapsar şekilde taşınmazlarını taksim etmediği, taşınmazların resmi senette yer alan devir tarihindeki değerlerinin oldukça düşük olduğu, mirasbırakanın üzerinde kalan taşınmazların yüz ölçümü itibariyle çok küçük olduğu, diğer bir ifadeyle davalıya devredilen taşınmazların yüzölçümü ve değer olarak neredeyse mirasbırakanın malvarlığının büyük bir bölümüne tekabül ettiği, böylece dava konusu taşınmazlara ilişkin tescilin yolsuz olduğu, davalının kardeşi ...'ten aldığını ifade ettiği 9312 parsel sayılı taşınmazın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken kişiden satın alındığının anlaşıldığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kabulü olmamakla birlikte davacıların dava konusu taşınmazlarda mirasbırakan babalarından intikal eden 1/2 pay oranında hakka sahip olduklarını, nitekim Mahkemece de taşınmazların davalı adına 1/2 payının iptaline karar verildiği halde davanın kısmen kabulü yerine kabulünün hatalı olduğunu, dava konusu 9311 ve 9312 parsel sayılı taşınmazlar dışındaki taşınmazların davalının babası ... tarafından 1972 yılında kök mirasbırakan ...'ten satın alındığını, bu satışlara ilişkin ödemelerin defaatle yapıldığını, davacıların da bu satış işlemlerinin gerçek olduğunu bildiğini, davacılar dışında mirasbırakan ...'in başka çocukları da olduğunu, onların dava açmadığını, yine mirasbırakan ...'in kızı ...'in açmış olduğu davadan feragat ettiğini, davacıların mirasbırakanın 1983 yılında öldüğünü, çok uzun süre sonra dava açılmasının davacıların kötü niyetini gösterdiğini belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, Türk Medeni Kanunu'nun 706 ncı, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 nci ve Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Bozma sonrası yargılamanın 2018/422 Esas üzerinden yürütüldüğü, davacı ...'e tensip zaptını içeren ve duruşma gününün 25.12.2018 olduğunu bildiren tebliğin usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davacı ...'in duruşmaya mazereti olmaksızın katılmaması nedeniyle HMK'nın 150 nci maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırıldığı anlaşılmıştır.
3. HMK'nın 150 nci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca "İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır." düzenlemesi mevcuttur.
4. Davacı ...'in Av. ...'u vekil tayin ettiği vekaletnamenin tarihinin 14.11.2019 olduğu, asil olarak yer aldığı yargılamada, usulüne uygun davetiyeye rağmen davacı ...'in mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği, 3 aylık süre içinde dosyanın yenilenmesi için dilekçe sunmadığı anlaşılmakla, davacı ... yönünden HMK'nın 150/5 maddesi uyarınca 25.03.2019 tarihinde dava açılmamış sayılmıştır.
5. Hal böyle olunca, davacı ... yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken davanın kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple hüküm bozulmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (1) numaralı paragrafta açıklanan davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.(2, 3 ve 4) nolu paragraflarda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,
Peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.02.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.